1998 Nobel Edebiyat Ödülü'nü alan yazarın ilk eseri, 1947'de yayımlanan "Günah Ülkesi (Terra do Pecado)" idi. Saramago'nun en bilinen eserlerinden biri olan "Körlük" adlı romanı ise 2008 yılında beyazperdeye taşınmıştı. Yazarın ağırlıklı olarak romanlarının yanı sıra şiir, öykü, deneme, günlük ve oyun alanında eserleri bulunuyor.
İlk defa Portekiz dilinde yazılmış bir eserin Nobel Edebiyat Ödülü'yle buluşmasını sağlayan José Saramago, 87 yaşında aramızdan ayrıldı. Saramago, ülkesindeki popülaritesini kaybetmek uğruna, inandığı Komünizm ideolojisi için korkusuzca savaşmıştı. Dobra bir tarzı ve kimi zaman zor anlaşılır bir yazı stili vardı.
Yazar 1992'de Portekiz hükümetiyle yaşadığı bir anlaşmazlık sonucu Kanarya adalarına yerleşti. Buna rağmen 1998'de aldığı Nobel Ödülü, ülkesinde büyük sevinçle karşılandı. AP ajansına 1998'de verdiği bir röportajda Saramago şöyle diyecekti: "Eskiden insanlar benim için 'iyi birisi, ama Komünist' derlerdi. Şimdiyse 'o bir Komünist ama yine de iyi birisi' diyorlar."
16 Kasım 1922 tarihinde Lizbon kentinin yakınlarındaki ufak bir kasaba olan Azinhaga'da dünyaya gelen Saramago yoksul bir ailenin çocuğuydu. Ekonomik güçlükler yüzünden bitiremedi. Maden işçisi olarak yarı zamanlı işlerde çalıştı.
Ahlak bunalımı yaşayan köylüleri anlatan ilk romanı "Günah Ülkesi", 1947 yılında yayımlandı. Roman çok iyi satmadı, fakat en azından Saramago'nun kaynakçı dükkânındaki işinden kurtulup bir edebiyat dergisinde işe kabul edilmesini sağlamıştı.
Ancak, gazeteci olarak çalıştığı 18 yıl boyunca Saramago yalnızca birkaç gezi ve şiir kitabı yayımladı. O dönemle ilgili Saramago: "Sanırım anlatacak hiçbir şeyimin olmadığı kanaatine varmıştım" diyordu.
Saramago'nun roman yazmaya başlaması ise, 40 yıl boyunca diktatörlük rejimiyle ülkeyi yöneten Antonio Salazar'ın 1974'te askeri bir başkaldırı sonucu devrildiği döneme denk geliyor. Yazar, 1982'de kaleme aldığı ve 1988'de İngilizceye çevrilen tarihi romanı "Baltasar ve Blimunda" ile ilk defa dünya çapında tanınarak övgüye layık görüldü. Aynı yapıt nedeniyle Saramago Portekiz hükümetiyle ters düşerek İspanya'daki Kanarya Adaları'na yerleşmeye karar verdi. Lafını sakınmadan yazan ve söyleyen Saramago hükümeti sansürcülükle suçluyordu. Yazarın fikirleri genellikle toplumun genel düşünce yapısına aykırıydı.
1980'lerin başından itibaren Saramago Portekiz'in en çok okunan çağdaş yazarları arasında yer almaya başladı. Yapıtları 20'den fazla dile çevriliyordu. Fakat hiçbir zaman edebi ödüllerin getirdiği şöhret ve ünden fayda sağlamaya çalışmadı. Hatta açık sözlülüğü yüzünden insanları gücendirdiği oldu. Bir defasında "Ben kuşkucu, içine kapanık birisiyim. İnsanlara gülücükler saçıp sarılarak arkadaş edinmeye çalışmam" demişti.
1998 yılında ise Saramago "Körlük" kitabının "akılcılığın körlüğü" hakkında olduğunu söyleyecekti: "Bizler akılcı varlıklarız, fakat hiçbirimiz akılcı davranmıyoruz. Eğer davransaydık dünyada açlık diye bir şey olmazdı". Yazarın, modern toplumun önceliklerindeki çarpıklıkla ilgili duyduğu endişe tüm yapıtlarında görülüyordu ve aynı zamanda Komünist Parti'ye olan sempatisi hakkında da ipuçları veriyordu.