Kazım Koyuncu şarkılarıyla anılıyor! Kazım Koyuncu kimdir? Kazım Koyuncu kaç yaşında neden öldü?

Karadeniz müziğinin en sevilen isimlerinden Kazım Koyuncu, ölümünün 14. yıldönümünde şarkıları ve sözleri ile anılıyor. Kendine has tarzıyla dikkatleri üzerine çeken Kazım Koyuncu'nun hayat hikayesi merak ediliyor. Peki, Kazım Koyuncu kimdir? Kazım Koyuncu kaç yaşında neden öldü? İşte hafızalara kazınan şarkılarıyla Kazım Koyuncu...

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :25 Haziran 2019 , 10:24 Güncelleme Tarihi :25 Haziran 2019 , 10:24
Kazım Koyuncu şarkılarıyla anılıyor! Kazım Koyuncu kimdir? Kazım Koyuncu kaç yaşında neden öldü?

İÇİNDEKİLER

Kazım Koyuncu kimdir? Seslendirdiği Karadeniz türküleri ve kendine has tarzıyla bir döneme damgasını vuran Kazım Koyuncu, aramızdan ayrılışının 14. yılında şarkılarıyla anılıyor. 2005 yılında hayata gözlerini yuman Kazım Koyuncu'nun hayat hikayesi merak ediliyor. Peki, Kazım Koyuncu kimdir, nereli? Kazım Koyuncu kaç yaşında neden öldü? İşte Kazım Koyuncu'nun hayat hikayesi...

KAZIM KOYUNCU KİMDİR?

Kazım Koyuncu, 7 Kasım 1971 tarihinde Artvin'in Hopa ilçesinde dünyaya geldi. Henüz 33 yaşındayken kansere yenik düştü ve ardında milyonlarca gözü yaşlı sevenini bıraktı.

2001 yılında Viya!, 2004 yılında Hayde ve 2006 yılında Dünyada Bir Yerdeyim adlı albümleri yayınlanan Kazım Koyuncu, Karadenizli müzisyenler arasında farklı bir yere sahipti. Kişiliği ve duruşu onu diğer herkesten ayırıyordu.

"Ben bir müzisyenim, ondan sonra biraz Karadenizliyim, ama hepsinin ötesinde ben bir devrimciyim. Ve gerçekten doğru bildiğim bir şeyi en azından çok zorlanırsam ortaya koymaktan çekinmem" diyordu bir röportajında Kazım Koyuncu. Müzikte ve normal yaşantısında değişimci bir kişiliğe sahipti. Kendisini devrimci olarak tanımlıyordu. Kazım Koyuncu, çevre sorunlarına duyarlı olmuştur. Karadeniz Sahil Yolu inşaatına karşı Rize ilinin Fındıklı ilçesinde düzenlenen eylemlere destekte bulunmuştu.

2004 yılının sonlarında aralık ayında Kazım Koyuncu'ya testis kanseri teşhisi konuldu ve kısa bir süre sonra tüm dostları, dinleciyicileri kötü haberi aldı. Kazım Koyuncu, hastalığıyla büyük bir mücadeleye girerken etrafındaki sevgi çemberiyle bu zor zamanların geçeceğine inanıyordu. Nefesi yettiği kadar sesi çıktığı kadar müziğinden ve direncinden vazgeçmedi ve kemoterapi tedavisi sırasında 4 Şubat 2005 tarihinde İstanbul, Taksim'deki Yeni Melek Gösteri Merkezi'nde izleyicileriyle kucaklaştı. Sevenlerine hastalığına unutturduğu müthiş bir konser verdi ve aslında yaşam dersi verdi.

Konserlerinden vazgeçemezdi ve belki biraz da sevenlerini üzmemek için "ha kanser ha konser" diye esprili yapmaktan geri kalmamıştı. Gördüğü ilaç tedavisinden çok sevdiği saçlarının tamamen dökülmesini beklemeden kendisi kestirmiş ve grubundaki bütün dostları da aynı şekilde saçlarını kestirerek yüreklerinin Kazım ile birlikte olduğunu göstermişti. Bu konserde gruba nefesli sazlarıyla müzisyen dostu Kemal Sahir Gürel'de katılmıştı.

23 Nisan 2005 günü Trabzon Dernekler Birliği'nin İstanbul Ticaret Odası'nda düzenlediği "Çernobil'in etkileri ve Hasta Hakları" panelinde yaşam, hastalık, bilimi sorguladığı acı ve isyanı bir arada hissettiren bir konuşma yaptı. Konuşmasında yerleşik düzenin kuralları dışında kalmasına karşın nasıl böyle bir geniş izleyici kitlesini edindiğini açıkça gösteriyordu.

Kazım Koyuncu, 30 Nisan 2005 tarihinde Trabzon Gazeteciler Cemiyeti'nin ödülünü almak için Trabzon'a gittiğinde hastalığı ilerlemişti ve ağrılarına karşın ayaktaydı. Son kez Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde gençlerle bir kez daha buluştu ve çok sevdiği gibi horonlar tepildi, bir ağızdan şarkılar söylendi.

25 Haziran 2005 günü tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdiğinde gerçekten de bir yürüyüş başlatmıştı. Kazım Koyuncu'yu İstanbul'dan uğurlamak üzere Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda bir tören düzenlenmiş ve çok kısa sürede duyurusu da yapılamamıştı ama 26 Haziran 2005 günü binlerce kişi gözyaşları içerisinde gelmişti. Genç yaşlı, iş adamı, işçi, öğrenci, sanatçı, toplumun tüm kesimlerinden gelip Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nu dolduranları acılarını isyana dönüştürmüş Çernobil kazasından sonra kayıtsız kalan devlet, hükümet yetkililerinin tutumlarını sorgulamıştı.

Binlerce kişi Kâzım Koyuncu'yu taşıyan aracın arkasından Taksim'e kadar yürüdü, sloganlarını kesmedi. Aynı akşam Trabzon Havaalanı'ndan alan Karadenizliler doğduğu Hopa'ya doğru arkasından büyük bir konvoy oluşturdular. Yağmur altında Trabzon'un, Rize'nin ilçelerinden geçerken otoban kenarlarından, balkonlardan, pencerelerden isyankar çocuklarına el salladılar bağırlarına bastılar.

Kazım, 27 Haziran 2005 günü artık adı Sugören olarak değiştirilen 2-3 km uzaklıklıktaki K'ise'deki evinden binlerce seveni tarafından alınıp tulum sesleri arasında Hopa Meydanı'na getirildi. Ailesi, grup arkadaşları, sanatçı dostları, sevenleri, nişanlısı Gönül Bozoğlu duygularını Hopalılarla ve Türkiye'nin dört bir yanından gelenlerle paylaştılar. Kazım'ı doğduğu Pançol'a doğru giderken arkasında binlerce kişi vardı. 27 Haziran 2005'te, doğduğu köy olan Pançol'da fındık ağaçlarının çevrelediği köy mezarlığında defnedildi.