Medcezir'in Doruk'u, Kardeş Çocukları'nın Onur'u, Elimi Bırakma'nın Tarık'ı oyuncu Batuhan Ekşi Bi'Başka'da Melisa Berkalp'in konuğu oldu. Yakında yeni projelerle ekranlarda sevenleriyle yeniden bir araya geleceğini belirten Batuhan Ekşi, kariyerine ve özel hayatına dair samimi açıklamalarda bulundu.
Genç yaşta babasını kaybettiğini ve hayatının mücadele içinde geçtiğini söyleyen Batuhan Ekşi, "Belli bir yaştan sonra büyümek zorunda kaldım diyebilirim. On altı yaşındayken babamızı kaybettik ve bir anda evin erkeği olunca insan kendini büyümek zorunda hissediyor. Sonrasında zaten hem çalışmaya başladım hem de okudum ve o senelerde gençliği fazla yaşayamadım, daha çok bir mücadele içerisinde geçti gençliğim. Ben ilk olarak bir kıyafet mağazasında çalışmaya başlamıştım on yedi-on sekiz yaşlarındayken. Sonrasında da bir fırında çalışmaya başladım ve orası da benim için çok güzel bir deneyimdi. Sonrasında bir turizm acentasında çalışmaya başladım ve ardından tiyatroya yöneldim. Hatta oraya giderken de işyerindeki müdürüme 'ben hayatımı kurtarmaya gidiyorum' demiştim." ifadelerini kullandı.
Batuhan merhabalar, seni Medcezir dizisi ile tanımaya başladık ve 2013 senesinden beri de oyunculuk kariyerine aktif olarak devam ediyorsun. Peki şu anda neler yapıyorsun, keyfin nasıl?
Evet 2103'te İntikam dizisi ile başladım, Medcezir de 2014 yılına ait bir iş. Aslında o zamanlarda oyunculuk mesleği çok revaçta değildi ve bu benim için bir avantajdı çünkü takip eden bütün yıllarda sürekli iş yaptım. Her dönemde bir meslek grubu çok popüler olabiliyor, nasıl bir dönem spor hocası olmak çok popülerse, bir dönem herkes oyuncu oldu, şimdi de güzel poz verebilen herkes influencer. Ben hiç poz veremiyorum mesela, fotoğraf çekilmek ile ilgili ciddi problemlerim var.
ÇOK KÖTÜ BİR KULLANICIYIM
Instagram hesabın pek öyle görünmüyor aslında.
Gerçekten çok kötü bir kullanıcıyım hatta çok basit bir cevabı var: Fotoğrafım yok! Günümüzde yüksek takipçiye sahip fenomenler, influencerlar kendileri gibi insanlarla beraber oldukları için hem çok güzel pozlar veriyorlar hem de birbirlerini çekiyorlar ama bu bende yok. Ben arkadaşlarımla bir araya geldiğimde genelde telefonlar cebe girer ve birbirimizle sohbet ederiz. Biri telefonu çıkardığı zaman da keşke sen de gelseydin denir.
Çevrenden istek alıyor musun peki influencer olabilirsin, sosyal medyayı daha aktif kullanarak daha farklı bir profil çizebilirsin gibi yorumlarla?
Alıyorum. Aslında işimiz gereği de iyi kullanmamız gerekiyor çünkü sosyal medyadan iş de geliyor ama ben bunu hayatıma çok dahil etmiyorum. Bu duruma yeni yeni alışmaya çalışıyorum, köpeğimle fotoğraflarımı ve videolarımı atıyorum, bir yere gittiğimde fotoğraf paylaşmaya çalışıyorum. Daha çok Twittercı olduğumu söyleyebilirim çünkü Türk mizacı gerçekten çok üst seviyede. Oyunculuk anlamında statü değiştikçe tabii ki yazdığınız şeylere daha çok dikkat etmeniz gerekiyor çünkü insanlar söylediğiniz şeyleri başka yere çekebiliyor ve alınabiliyor. Sonrasında da bu duruma çok alışık değilseniz dert edebiliyorsunuz.
Kötü eleştiriler seni rahatsız ediyor mu? Etkisi altında kalıyor musun?
Çok fazla almıyorum. Eskiden kalırdım ama artık o kadar takılmıyorum. Eskiden de kalma sebebim çok az alıyor olmamdı çünkü fazla alıyor olsaydım alışırdım bu duruma zaten sürekli duyduğum şeyler bunlar diyerek.
Genel olarak bir şeyleri kafaya çok takan bir yapın var mı peki? Çok kurar mısın ya da insanların sana söyledikleri, senin hakkındaki yorumları çok umurunda olur mu?
Eskiden olurdu evet.
Eskiden ne yaşadın sen Batuhan, nasıl bir eskiydi bu?
Hani otuz yaş insana bir durgunluk, bir dinginlik katar derler ya, ben de nasıl bu kadar fark edebilir diyordum. Eskiden çok alıngan biriydim ve biri bana kötü bir şey dediği zaman çok üzülür, kafaya takardım, uykum kaçardı.
Biraz duygusallık ta var o zaman bence.
Evet var duygusalım ve duygusallığım hala da devam ediyor ama söylenen şeylere alınma, üzülme gibi şeyleri hayatımdan çıkardım tamamen.
Otuz yaşına girdikten sonra gerçekten tamamen dingin bir insan olmaya mı başladın?
Evet. Bir de ben çok sosyal bir insandım ve belki de bir süre kapanmış olmamızın, kendimizle çok vakit geçirmiş olmamızın getirdiği de bir şey olabilir. Bütün bunlardan sonra yaptığım alınganlıkların ve kafaya takmaların çok gereksiz olduğunu fark ettim.
Vakit kaybı olarak görmeye başlamış olabilirsin bir noktadan sonra.
Evet gerçekten vakit kaybı çünkü. Bir şeye alınmak, darılmak yerine gidip o kişi ile konuşup konuyu çözmek de var.
KÖR KÜTÜK DUYGUSAL BİR İNSANDIM!
Hazır duygusallıktan bahsetmişken Batuhan Ekşi nasıl bir aşıktır diye de sormak istiyorum ben.
Eskiden kör kütük duygusal bir insandım ama bu çok spesifik cevap verebileceğim bir şey değil çünkü aşk bence zamanla karşındaki ile yaşadıklarınla beraber sevgi duymaya başladıkça şekillenen ve büyüyen bir şey. Eğer aradaki o enerji sağlandıysa ben karşı taraf mutlu olduğunda mutlu olan, özverili ve emek veren biriyim. Ama tabii mantıklı hareket etmeye çalışıyorum çünkü mantık çok önemli, duygulara fazla kapılmamaya çalışmak lazım.
Duyguların ve mantığın arasında çok ikilemde kalıyor musun peki?
Kalıyorum. Çok vicdanlı bir insanım ve bu duygularla birleştiği zaman mantığı çok eziyor. Sonra kendimle kaldığım zaman diyorum ki kendime bunu neden yapıyorum ama yapmaya da devam ediyorum yani bu da bir zevk herhalde!
Kendini çılgın bir aşık olarak tanımlayabilir misin peki?
Hayır ben çok sakinim, hiç çılgınlıklarım yoktur.
Peki evcimen biri misindir?
Evet öyleyimdir ve çok domestiğimdir ama dışarı çıkmayı da severim.
Yolunda gitmediğini düşündüğün durumlarla karşılaştığında soğukkanlılığını koruyabilir misin?
Evet bu benim en sevdiğim huyumdur. Bir karar almam gerektiği zaman, zor bir durumda kalıp bunu çözmem gerektiği zaman asla acele etmem ama bir kararı aldığımda da bu beş saniye falan sürer. Ben bir kere motordan düştüm ve kaza geçirdim. Orada telaş etmek yerine çok sakin bir şekilde önce yattığım yerde kendimi kontrol edip sonra yavaşça kalkıp motorun durumuna bakıp, etrafı gözlemleyip ona göre sakince düşünüp minimum zararla ne yapacağıma karar verdim.
Soğukkanlı olduğunu o olayda mı anladın?
Hayır genel olarak. Bir konuda başım derde girse de, kötü bir anın da içine girsem çok sakin kalmayı tercih ederim ve sakince düşünürüm en doğru ne yapabilirim diye.
BÜYÜMEK ZORUNDA KALDIM...
Sen buraya gelmeden önce geçmiş röportajlarını incelemiştim ve orada çocukluğuna dair "Ben erken büyüdüm ve buruk bir çocukluk geçirdim." Demen beni çok etkiledi.
Belli bir yaştan sonra büyümek zorunda kaldım diyebilirim. On altı yaşındayken babamızı kaybettik ve bir anda evin erkeği olunca insan kendini büyümek zorunda hissediyor. Sonrasında zaten hem çalışmaya başladım hem de okudum ve o senelerde gençliği fazla yaşayamadım, daha çok bir mücadele içerisinde geçti gençliğim.
Nasıl bir çalışma sürecin oldu genç yaştayken? Nerelerde çalıştın? Neler yaptın?
Bunu aslında çok yakın arkadaşlarım bilir normalde. Ben ilk olarak bir kıyafet mağazasında çalışmaya başlamıştım on yedi-on sekiz yaşlarındayken. Sonrasında da bir fırında çalışmaya başladım ve orası da benim için çok güzel bir deneyimdi çünkü ben yemek yemeyi çok seven bir insanım.
"HAYATIMI KURTARMAYA GİDİYORUM"
Çalışmaktan çok yiyor muydun yoksa?:)
Evet ya! Akşam kapanış olduğunda bahçeyi temizleyeyim deyip bir yandan da iki tane poğaça atardım ağzıma sürekli ve yakalandığım da oluyordu! Fakat beni çok sevdikleri için bir şey demiyorlardı, ben de çok saklayarak yapmıyordum. Gün sonunda zaten satılmadıysa ıskartaya çıkacağı için yeğin diyorlardı. Sonrasında bir turizm acentasında çalışmaya başladım ve ardından tiyatroya yöneldim. Hatta oraya giderken de işyerindeki müdürüme 'ben hayatımı kurtarmaya gidiyorum' demiştim.
Tiyatro bir anda çıkan bir şey mi oldu? Nasıl başladı senin için?
Bu işi yapmak istiyordum ve ben o yaştayken bu meslek, ajanslar o kadar revaçta değildi. Nasıl yapmam gerekiyor diye düşünürken mutfak bilmem lazım diyerek tiyatroya karar verdim.
Alaylı değil eğitimli olmak istedin o zaman biraz da.
Evet ve meraklıyımdır da bir şeyler öğrenmeye aynı zamanda.
Şuan ki oyunculuk sektöründe eğitimli olmak avantaj sağlıyor mu? Bu işin matematiği nedir sence?
Tabii ki sağlıyor. Bu yolda yürümek isteyen kişilere bu yolda yürümüş insanlar nasıl yürümesi gerektiğini aktarıyor. Bunu da yetenekle birleştirdiğiniz zaman ortaya çok güzel bir şey çıkıyor.
Alaylı oyunculara karşı bakış açın nasıl? Senin beraber çalıştığın öyle oyuncular oldu mu?
Mutlaka oldu. Bu bence şununla alakalı: Çocukluktan beri zaten eğitilerek büyüyoruz ama bu iki şekilde olabiliyor. Ya sosyal oluyorsunuz ya da daha içe kapanık ve asosyal oluyorsunuz. Sosyal büyüyen çocuk daha girişken olduğu için eğitime de daha açık olabiliyor ama daha kapalı olan bir çocuğun bu işi yapmış, bilen birinden o kapalılığı atabilmesi için yardım ihtiyacı doğuyor.
YENİ PROJELERİM VAR!
Yeni projelerin var mı?
Evet var! Televizyon sektörü zaten çok hareketli bir sektör ve pandemide bu sektör çok baskılandı. Bir şeyi çok baskılarsanız da doğal olarak onu açtığınız zaman daha hızlı ilerler. Şu an çok daha hızlı işleyen bir sürecin içerisindeyiz. Üretim çok daha fazla ve yürümeyen işi hiç affetmiyorlar, onun yerine hemen yenisini koyalım diyorlar. Biz de şimdi sürekli olarak görüşme halindeyiz ve en uygun olanı seçmeye çalışıyoruz.
Biraz garantici ve kendini korumaya alan bir yapın varmış gibi geliyor bana.
Evet çok garanticiyim ve risk hiç sevmem.
Hayatında aldığın en büyük risk nedir? Var mı örnek verebileceğin bir durum?
İlk motorumu aldığımda yaşım biraz küçüktü ve annem bana oğlum o motoru alırsan sakın eve getirme demişti. Ama hani ilk ekonomik özgürlüğünüzü elinize aldığınızda çok fazla sormuyorsunuz ya, ben de dedim ben aldım motoru. Bu aldığım en büyük risk olabilir çünkü ben hakikaten çok garanticiyim. Sonra o da hadi gel gidip bakalım şu motora dedi ve kabullendiler.
Ailen de seviyor mu motor olayını?
Seviyor. Dayımlar da kullanıyorlar. Annem ile beraber çıkıp bir tur atmıştık 'hadi bakalım nasıl kullanıyorsun görelim!' dedikten sonra ve bana sucu gibi kullanıyorsun dedi! Ne kadar kaldırım varsa çıkmışım ve girmemem gereken her yere girmişim. Zaten arabayı da taksici gibi kullandığımı söyler!
Hala sucu gibi mi kullanıyorsun peki?
Yok, kaza yaptıktan sonra daha dikkatli kullanmaya başladım, zaten o da çok talihsiz bir kazaydı ve hızın hayatımda hiç yeri yok. Önemli olan konu bir yerden bir yere varabilmek, ne kadar sürede olduğunun pek bir önemi yok çünkü hız da yapsanız ne kadar fark ediyor ki gerçekten. Motor ile hızlı gittiğinizde de en fazla beş ya da on dakika fark ediyor.
BİZ MEDCEZİR SETİNDE BİR KERE...
Medcezir'de oynarken en eğlendiğin sahne ne olmuştu?
Biz bir keresinde hep beraber havuza atlamıştık ve o sahnede çok eğlenmiştim çünkü ben kıyafetle yüzmeyi çok severim. Sürekli havuza atlayıp tekrar çekmemiz gerektiği zaman tekrar kurulanıp giyinip çekim yapıyorduk ve bir yerden sonra o gece oraya iskele kurup paydostan sonra bütün akşam yüzmeyle devam etti. Bir keresinde de ilk bölümlerde bir yangın sahnesi çekmiştik ve ben aksiyon çok severim. Yanınızda boyunuz kadar alevlerin yükseldiği bir anın içinde yer almak her zaman mümkün olmuyor evinizde yangın çıkmadığı sürece.
Kız arkadaşınla nasıl tanıştın ve nasıl başladı?
Yakın bir arkadaşım beni arkadaşının evinde mangala davet etti. Pandemi süreci olduğu için dışarıda da fazla bir şey yapamıyorduk ve küçük gruplar halinde bahçede, daha sakin lokasyonlarda bir araya gelmeye çalışıyorduk. Gittiğimde herkes sohbet ediyordu ama arada böyle sessiz sakin oturan biri vardı ve ben de konuşmayı seven biriyim o yüzden ona da sen nasılsın, ne yapıyorsun? Çok sessiz kaldın diyerek girişimde bulundum. Orada sohbet ettikten sonra akşam Instagram üzerinden mesajlaştık ve numaralarımızı aldık. Bizim uzun süren bir konuşma dönemimiz oldu çünkü ben yavaş pişen yemeğin daha lezzetli olduğuna inanan biriyimdir. Güzel bir iletişim kurduktan sonra görüşmeye karar verdik ve buluştuk yemek yedik ardından on dört ay oldu işte:)
İLİŞKİ BENİM İLİŞKİM!
Ama sosyal medyada daha gizemli yaşamayı tercih ediyorsun sanırım ilişkini. Sana özel kalmasını mı istiyorsun?
Evet öyle kalmasını istiyorum sonuçta ilişki benim ilişkim. Bir de ben gerçekten insanların gözünün kaldığına çok inanıyorum. Mesela özel günlerde bir iki tane fotoğraf paylaştım ve akşamına kavga edebiliyorsunuz. Bir şekilde bir şey oluyor ve nazar değiyor o yüzden uzak tutmaya çalışıyorum zaten birilerinin de Batuhan kimle beraber acaba diye çok merak ettiğini de düşünmüyorum.
Fotoğraflarının altına baya bir yorum yazmışlar aslında kim olduğunu merak ettiklerine dair.
Ben çok dikkat etmedim ama bir bakayım onlara, inşallah çok kötü bir şey yoktur.
O yüzden sana hem kim diye sormak istiyorum hem de sormak istemiyorum çünkü çok özel yaşamak istediğinin farkındayım ama bir yandan merak da ediliyor.
Bizim sektörümüzle çok alakası yok, o moda ile ilgileniyor ve kendi işine, hayatına bakıyor.
Programı bitirmeden önce eklemek istediklerin var mı?
Çok teşekkür ederim bu röportaj için çünkü ben daha önce böyle birebir, ortamı domine etmem gereken bir durumda bulunmamıştım ve gerçekten benim için zordu. Umarım altından kalkabilmişimdir. Bana bu deneyimi yaşattığınız için teşekkür ederim.