Dilara Sümbül, sevilen YouTube kanalı Bi' Başka'da, Duy Beni serüveninin hızlı bir şekilde başladığını da dile getirdi: Bu projede her şey çok hızlı gelişti. Başka bir setteyken gece 2'de ezberimi yapmaya başladım, 3'te Duy Beni için audition çekmeye başladım. 4'te yolladım. 2 gün sonra yönetmenle görüştüm. Ardından onay geldi ve kendimi provalarda buldum.
Nasılsın? Duy Beni macerası nasıl gidiyor? Keyifler yerinde mi?
İyiyim. Her şey çok yolunda. Güzel bir serüvendeyim.
Dizinin böyle sükse yaratmasının sebebi ne sence?
Aramızda çok güzel bir enerji oluşturduk. Gerçekten herkes işini yapmak için çok çabalıyor. Herkes çok çalışıyor. Herkes birbirine çok saygılı. Çok güzel bir senaryomuz, ekibimiz, yönetmenimiz var. Bu yüzden kendi aramızdaki enerji ekrana da yansıyor bence.
Duy Beni için sabah 4'te audition yolladım
Peki, projeye nasıl başladın? Ece'den biraz bahseder misin? Ne çekti seni?
Bu projede her şey çok hızlı gelişti. Başka bir setteyken gece 2'de ezberimi yapmaya başladım, 3'te Duy Beni için audition çekmeye başladım. 4'te yolladım. 2 gün sonra yönetmenle görüştüm. Ardından onay geldi ve kendimi provalarda buldum. "Gerçek mi bu?" diye düşündüm. Çok hızlı gelişti her şey. Bir rüyanın içinde gibiydim. Ece karakterine gelecek olursak, kendi içinde dramaları olan bir karakter. Ailesiyle ilgili problemleri var. Arkadaşlarına bağlı. Zorbalığı seven bir karakter ama herkesin bir arka bahçesi var. O arka bahçede yatan sebeplerden ötürü gerçek hayata çok fazla şey yansıyor. Ece'nin içindeki gizemi seviyorum diyebilirim.
Set ortamı nasıl? Genç bir ekipsiniz. Enerji yüksek olsa gerek. Neler yapıyorsunuz boş vakitlerinizde?
Ben sete arada ukulele götürüyorum. Çalıyoruz eğleniyoruz. Bol bol sohbet ediyoruz, sahnelerimize çalışıyoruz. Ama bir aradayken her zaman çokça eğleniyoruz.
10-15 kişilik kız grubu sınıfa daldı!
Senin lise hayatında ya da okul hayatında uğradığın en büyük zorbalık neydi?
Lise hayatım Gossip Girl dizisi gibiydi. Her gün başka bir olay oluyordu. İlk yaşadığım zorbalığı anlatayım. Okulun ilk günüydü. Bir çocuk beni beğenmiş. İlk derse girdim. Teneffüste 10-15 kişilik bir kız grubu sınıfa daldı. "Sen bir tuvalete gel" dediler. Gittik. Kızlar beni sıkıştırdı. "Bu çocuk senin sevgilin!" dediler. Ben de korksam da kuyruğumu indirmem. "Yok öyle bir şey" dedim. Okuldaki ilk 1 saatimde yaşadığım ilginç bir olaydı.
Bundan sonraki projelerinde muhakkak canlandırmak istediğin bir karakter tipi var mı kafanda?
Hastalığı olan birisini oynamayı çok isterim. Bir şizofreni, kalp rahatsızlığı olan birini mesela. Oradaki o empati çok güç bir şey. Ama bana çok şey katacağını düşünüyorum. Kendimi zorlaya zorlaya gidebileceğimi düşünüyorum.
Fatmagül'ü oynamak isterdim
Türk dizi tarihinde 'keşke ben oynasaydım' dediğin, hayranlık duyduğun karakter hangisi?
Fatmagül'ün Suçu Ne-Fatmagül. Anlatması da anlaması da çok zor. Ama challenge olarak deneyimlemek, o karakteri canlandırmak isterdim.
Elimi Bırakma, Baş Belası, Evlilik Hakkında Her Şey, Duy Beni… Bugüne dek içinde yer aldığın hangi proje en çok içine sindi? Canlandırdığın hangi karakteri tam anlamıyla benimsedin?
Aslında hepsi içime aşırı sindi. Çünkü hepsinin heyecanı bende çok farklıydı. Elimi Bırakma ilk projemdi. İlk çocuğum gibiydi. O yüzden onun yeri ayrı. Baş Belası'nda konuk oyuncuydum ama Melek gerçekten çok derin bir karakterdi. Evlilik Hakkında Her Şey'de Gülistan'ın çok ayrı bir yeri vardı bende. İyi ki o olabildim. Çünkü kadınlar günümüzde dünyanın her yerinde çokça zarar görüyor. Bir kadının yere düşmüşken, kalkamayacağını düşündüğü anda bir insanın ona güvenmesiyle nasıl ayağa kalktığını, ne kadar dik durabildiğini gördük. Şu an tüm hayatım Duy Beni. Onun da yeri çok ayrı. Hepsi gerçekten çocuğum gibi benim.
Oyunculuk hikâyen nasıl başladı? Ve buna karar verdikten sonra ilk adım olarak ne yaptın? İçine ilk olarak ne zaman düştü bu ateş?
Yaşımı hatırlamıyorum. Çok küçüktüm. Yazmayı ilk öğrendiğim günden beri tiratlar yazıyorum. Okulda da yazdığım şeyleri yönetirdim, oynardık. Bizim sitemizin kocaman bir çardağı vardı, 5 yaşındayken minik minik davetiyeler hazırlayıp insanları davet ederdim. Bir şeyler sergilerdim. Ardından 12 yaşıma kadar İzmir'de yaşadık. Oradayken iyice oturdu kafamda. "Ben bu mesleği istiyorum" dedim. Orada eğitimlerime başladım. Ajanslara yazıldım. Ve yavaş yavaş başlamış oldum.
Her şeyi kabullenerek yola çıktım
Şöhret olmak, popüler olmak gibi kavramlara bakış açın ne?
Aslında korkmadım. Her şeyin aşırı farkında olarak yola çıktım. Kendi hayatımda evimde vakit geçirmeyi ve özgürlüğümü seven biriyim. Mesela benim martı sürerken kulağımda kulaklıkla şarkı söylemem çok meşhurdur. Ama sürecin nasıl ilerleyeceğini biliyordum. Yapmak istediğim mesleğin getirilerini de çok iyi biliyordum. Her şeyi kabullenerek yola çıktığım için korku yaratmadı. Sadece hayatımı nasıl dizayn etmem gerektiğini, mesleğimle kişiliğimi nasıl harmanlayabileceğimi düşünmeye başladım.
Hakaret içerikli mesajlar aldığım oluyor
Gelen tepkiler sana nasıl hissettiriyor? Mesaj kutuna bakar mısın? Yorumlar nasıl?
Bakarım. İyi yorumlar sevindiriyor. Kötü yorum gelince de karakterin zorbalığına geliyor zaten. Hakaretler, küfürler okuyorum :) Orada da seviniyorum. Çünkü demek ki karakter inandırıcı ve insanlara hissettirebilmişim diyorum. Gelen eleştirileri takıntı yapmıyorum, cebime koyuyorum.
Dans ve müzikle de ilgilisin. O alanlarda da profesyonel olarak faaliyet göstermeyi düşünüyor musun?
O alanlarda kısmen profesyonel adımlar attım aslında. Piyanoyu çok küçük yaşlardan itibaren çalmaya başladım. Resital vermişliğim vardı. Ama onun çok büyük bir tutkum olmadığını fark edip hobi olarak kenarda tutmayı tercih ettim. Dansta da eğitmenlik yapmıştım İzmir'de. Meslek olarak değil de oyunculuğa yardımcı kavramlar olarak bu yeteneklerimi kullanmayı tercih ediyorum.
Dilara'nın bir günü nasıl geçer? Neler yapmaktan hoşlanır?
Aşırı sakinimdir. Erken kalkarım, yoga yaparım, köpeğimle vakit geçiririm. Öğle uykuma yatarım :) Yazı yazmayı çok severim. Bol bol piyano, ukulele çalarım. Tirat okurum.
Nasıl bir arkadaştır, sevgilidir?
Dilara arkadaşlıklarında çok vericidir. Suiistimal edildiğim olmuştur bu özelliğimden dolayı. İnsanları dinlemeye çalışırım. Orta yolu bulmaya çalışan biriyimdir. İlgiliyimdir. Sevgililiğe gelince aşırı düzümdür. İyiyimdir herhâlde. Romantiğimdir.
Mutlaka birlikte rol almak, karşılıklı oynamak istediğin bir isim var mı?
Haluk Bilginer, Erdal Beşikçioğlu, Natalie Portman.
Sumru Yavrucuk ile çalışmak muazzam bir deneyimdi
Bugüne dek çalışmaktan en keyif aldığın oyuncu kim?
Sumru Yavrucuk. Muazzam bir deneyimdi. Hatırladığımda hala kalbim pıt pıt atar.
Neler izliyorsun ana akım medyada ya da dijital platformlarda?
Zeytin Ağacı'nı izledim en son.
Bir ilişkinin içindeyken en berbat özelliğin ne olur?
Bana yalan söylendiyse kırıp dökmem. "Kendi tercihin" der geçerim. "Üzerine düşmüyorsun, kızmıyorsun" derler bana.
Mesleğinde gelmek istediğin top nokta neresi? Neler yapmak istiyorsun? Neyi başardıktan ya da neye ulaştıktan sonra oh be dersin? Tik atarsın bazı şeylere kafanda?
Hiçbir zaman tik atmam herhâlde ya. Ama kendi yazdığım bir şeyi sergilemeyi çok isterim.
İçindeyken rahatsız olduğun 3 mekân söyler misin?
Basık yerlerde, küçük ve kalabalık mekânlarda, enerjisi kötü olan insanlarla aynı ortamda olmaktan hiç hoşlanmam.