Esas Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sabancı ve eşi Vuslat Doğan Sabancı, geçtiğimiz gün Yunanistan'ın Leros Adası'nda denizde kaza geçirdi.
Çocuklarıyla birlikte 13'üncü evlilik yıl dönümlerini ailece kutlamak için Yunan adalarına bir ziyaret eden ailenin evlilik yıl dönümleri kabus oldu.
BOT HIZLI DEĞİLDİ?
Konuyla ilgili kazanın olduğu ilk andan itibaren yaşananları köşesine taşıyan Sabah gazetesi yazarı Hülya Güler, kurtarma operasyonuyla ilgili detayları yazdı. Güler, "Botun hızlı olduğu bilgisi doğru değil. Botta herhangi bir teknik arıza olup olmadığı araştırılıyor." ifadelerini kullandı.
İşte Güler'in bugünkü yazısı:
Esas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sabancı ve eşi Doğan Holding Yönetim Kurulu Üyesi Vuslat Doğan Sabancı'nın Yunanistan'ın Leros Adası'nda geçen Perşembe akşamı geçirdikleri deniz kazasıyla ilgili kamuoyuna çok sayıda haber yansıdı. Ancak Esas Holding ve Doğan Holding'den yapılan resmi açıklamaların dışındaki haberlerde pek çok yanlış bilgi yer alıyordu. O nedenle her iki aileye de yakın bir haber kaynağımı aradım. Basına yansıyan bilgilerin çoğunun yanlış olduğunu da bu şekilde öğrendim. Bu yüzden konuyla ilgili şu ana kadar oluşan bilgi kirliliğini de ortadan kaldıracak detayları yazmak istedim. Öncelikle her iki aileye geçmiş olsun diyor, acil şifalar diliyorum.
Kaza, akşam 20.30- 21.00 sularında gerçekleşiyor. Sabancı çiftinin içinde oğulları Şevket Emrecan Sabancı ve Kaan Ali Sabancı'nın de yer aldığı zodyak bot, karanlık ada olarak da tabir edilen kayalıklara çarpıyor. Botun hızlı olduğu bilgisi doğru değil. Botta herhangi bir teknik arıza olup olmadığı araştırılıyor.
Arkada oturan çocuklar ve iki mürettebat, çarpmanın etkisiyle bottan fırlayıp denize düşüyorlar. Önde bulunan Sabancı çifti ise botta sıkışıyor. Çocuklar ve mürettebat, bota çıktıklarında kritik durumla karşılaşıyorlar.
İlk şoku hızla atlatıyorlar. Botun batması ya da ters dönmesi söz konusu değil. Hemen cep telefonlarını buluyorlar.
Böylece Sabancı Çiftinin hayatını kurtaran süreci başlatıyorlar. İlk iş aile üyelerinden birini arıyorlar. Sonraki adım Amerikan Hastanesi'ni aramak oluyor. Neredeyse dakikalar içinde aile üyelerinin bir kısmının kazadan haberi oluyor.
Bundan sonraki süreçte çok hızlı hareket ediliyor. Bodrum Amerikan Hastanesi'nden bir ambulans bot yola çıkıyor. Bu arada 5 kişilik bir doktor heyeti de aynı anda yanlarında bir aile üyesiyle birlikte ayrıca yola çıkıyor.
Bu esnada Sabancı çiftinin çocukları da başka bir Zodyak bot bulup anne-babasını hastaneye yetiştiriyor.
Bu ilk kritik adımların ardından aile üyelerinin hemen hepsi olaydan haberdar oluyor ve hemen kimlerin Yunanistan'daki hastaneye yakın olabileceği araştırılıyor. O sırada Ali Sabancı'nın ablası Emine Kamışlı, iş insanı Mehmet Başer'e ulaşıyor. Leros Devlet Hastanesi'ne giden Başer, çiftin genel durumları ile ilgili Aile'ye bilgi veriyor.
Saat 23.30 civarında Amerikan hastanesinin doktorları Leros Devlet Hastanesine ulaşıyorlar. Sabancı çiftinin o ana kadar gerekli tetkikleri yapılıyor ve ameliyata hazırlanıyor. Yani çift ameliyata alınmadan önce Leros Devlet Hastanesi'nin ve Amerikan Hastanesi'nin doktorları müdahale konusunu birlikte müzakere etme imkanı buluyorlar. Ardından Yunan doktorlar ameliyatları gerçekleştiriyor. Aile büyükleri ameliyatların başarılı geçmesinin ardından haberdar edilirken kaza, Sabancı çifti Türkiye'ye getirilinceye kadar basına açıklanmıyor.
Haber kaynağım yaşanan süreçle ilgili birkaç noktanın altını özellikle çizdi. İlki Şevket Emrecan ve Ali Kaan Sabancı'nın soğukkanlı ve akıllıca hareket etmeleri. Diğeri her iki ailenin son derece hızlı organize olması. Bir diğer faktör de Amerikan hastanesinin de bu kadar hızlı ve yeterli bir şekilde olaya dahil edilmesi.
Kaynağım ayrıca Sabancı çifti için hayati bir durumun söz konusu olmadığını ancak bundan sonrası için uzun ve zorlu bir tedavi sürecine hazır olmak gerektiğini söyledi. Kalıcı bir hasar konusu kamuoyuna yansımıştı, bu konuda ise sadece şunları söylemekle yetindi: "Bugünden bir şey söylemek mümkün değil. Bunu şu anda doktorlar bile bilmiyor. Ancak böylesine ciddi bir yaralanmadan 72 saat içinde şu anki sağlık durumuna erişmiş olmaları büyük bir mucize. Bunda ailelerin duaları ve sağlanan sağlık hizmetinin payı büyük."