Davanın tevzi edildiği Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Hakimi Mustafa Karadağ, ''çocuğun soyadının değiştirilmesi talebinin velayet hakkının kullanılmasına dayalı olduğu gerekçesiyle mahkemenin davaya bakmakla görevli olduğuna'' hükmetti ve dosya üzerinde yaptığı inceleme sonucu davanın kabulüne karar verdi.
Karadağ'ın gerekçeli kararında, Soyadı Kanunu'na göre, soyadı seçme vazife ve hakkının, evlilik birliğinin reisi olan kocaya ait bulunduğu, bununla birlikte Türk Medeni Kanunu'nda yapılan değişiklikle kocanın ''evlilik birliğinin reisliğinin'' ortadan kalktığı ve eşlerin evlilik birliğini temsil yetkilerinin eşitlendiği kaydedildi.
Türk Medeni Kanunu'nun 187. maddesine göre, kadının, evlenmeyle kocanın soyadını alacağı anımsatılan kararda, ''Ne yazık ki uluslararası sözleşmelerle kadına tanınan soyadını seçme hakkının fiilen kullanılması olanağı şu an itibarıyla ülkemizde temin edilebilmiş değildir'' ifadesi kullanıldı.
Yasalara göre kadınların, boşanma halinde önceki soyadını alacağı, çocuğun ise aynı soyadını kullanmaya devam edeceği belirtilen kararda, bunun da ciddi bir uygulama sorununa yol açacağına işaret edildi.
Bununla birlikte, Soyadı Kanunu'nun 4/2. maddesinin, ''Evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği adı alır'' biçimindeki birinci cümlesinin, Anayasa Mahkemesi'nce iptal edildiği anımsatılan kararda, ''Kanunun iptalinden sonra, boşanan eşlerden çocuğun bırakıldığı tarafın, velayet hakkını serbestçe kullanabileceği ve bu bağlamda kendisine bırakılan çocuğun soyadını belirleyebileceğinden kuşku duymamak gerekir'' değerlendirmesi yer aldı.
''ANNENİN SOYADINI ALMASI ÇOCUĞUN MENFAATİNE''
Velayet hakkının, ergin olmayan çocukların bakım ve gözetimine ilişkin haklar ve yükümlülükleri de içerdiği vurgulanan kararda, çocuğun soyadını seçme hakkının da velayet hakkının içinde değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.
Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi'nin başlangıç hükümlerinde çocukların yetiştirilmesi ve büyütülmesinde ana ve babanın aile içindeki rolleri bakımından tam bir eşitliğin sağlanmasının, taraf devletlerin yükümlülükleri arasında sayıldığına dikkat çekilen kararda, bu sözleşmenin 2, 9 ve 16. maddelerinde de çocukların tabiiyeti, aile adını seçme, evlilik ve aile ilişkileri konusunda tam bir eşitliğin sağlanması yükümlülüklerine yer verildiği kaydedildi.
Evlilik birliği sırasında çocukla ilgili bütün hak ve menfaatleri anne ve baba ortak kullanıyorken, boşanmayla birlikte velayetin verildiği eşin, velayetin bütün hak ve yetkilerini kullanabileceğinin kabulünün gerektiği bildirilen kararda, ''çocuğun, beraber yaşadığı annesiyle soyadının aynı olmasının sosyal yaşam içinde ve hakların kullanılmasında menfaatine olduğu'' vurgulandı.