Teravih namazı 33 rekat idi ama süresi, namazı kıldıran imamın çevikliğine bağlı idi. Bazı imamlar, yarım saat içinde kıldırırlardı ki, böyle imamlara "Torpido imam" denilirdi. O zamanlar uçaklar, hele jet uçaklar bilinmediği için bu isim verilmişti. Bir savaş gemisi olan torpidolar, o zamanlar en hızlı giden araçlardı. Ağır teravih namazı kıldırılan camiler genelde Fatih, Eyip, Üsküdar gibi koyu dindarı fazla olan muhitlerde idi. Şimdi rahmetli olan torpido imamların başlıcaları Beşiktaş Sinan Paşa Camii'nin imamı Nuri Efendi, Kadıköy Osmanağa Camii imamı Sait Efendi idi. Şehzadebaşı alemlerine yetişmek isteyenler, hızlı imamların arkasında namaza dururlar, eğlencelere tam zamanında yetişirlerdi. Bu konuda fıkra haline gelmiş, hoş bir olay vardı.
Bir arnavut, eşeğine binmiş ve yanına çocuğunu da alarak şehre inmiş. Teravih namazı kılınan bir caminin önünden geçerken oğluna; "Sen eşeğe bak. Ben namaz kılayım" diyerek camiye girmiş. Bayram namazından başkasını bilmeyen Arnavut, bakmış ki namazın biteceği yok. Bir ara dışarı çıkmış ve oğluna; "Merkebi al, köye dön. Anana da, "Babam imamla inada girdi, Arnavut damarı kabarmış, imamı pes ettirene kadar namaz kılacakmış" de. Beni merak etmesin"