Evli bir erkeğin nikahsız olarak başka bir kadınla birlikte olması zinadır. Değil zina yapmak, ona yaklaşmak bile haram kılınmıştır. Rabbimiz şöyle buyurur; "Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur." (Nisa, 17/32 Tövbe edilmezse Zina imanı yok eder ve Cehennem'e düşürebilir çok büyük bir günahtır.
Nur sûresinin 3. ayetine dayanarak zinanın nikâhı düşüreceğini ileri süren İslâm bilginleri varsa da genel kabule göre düşürmez. Biz de düşürmeyeceği görüşündeyiz. Bu sebeple derhal tövbe etmeli, hayatımıza yeni bir başlangıç yapmalıyız.
Evi ve arabası olmakla birlikte giderlerini ancak karşılayabilen bir ailenin üniversite öğrencisi olan çocuğu zekât veya burs alabilir mi?
Zekat yaratıcı olan Rabbimizin mallarımızda belirlediği bir toplum hakkıdır. İhtiyacı olanlar için alınabilir bir paydır. Her ergin insan bağımsız bir şahsiyettir. Soruda konu edilen öğrenci babasının yardımıyla geçinen bir fakirdir. Bu sebeple zekât veya burs alabilir. Ancak ailesinden aldıkları yardımlarla orta ölçekteki ihtiyaçlarını karşılayabilen öğrencilerin zekat almaları haramdır. Burs almaları da helâl değildir.
Kadınların jinekolojik muayene olduktan sonra gusül abdesti almaları gerekir mi?
Jinekolojik muayeneden sonra gusül abdesti almak gerekmez. Namaz kılınacağı zaman abdest alınması yeterlidir. Gusül almayı gerektiren durumlar; cinsel ilişki, rüyada veya uyanıkken boşalma ve kadınların adet ve lohusalık bitimidir. Jinekolojik muayene orucu da bozmaz.
Bir Alevi ile bir Sünni evlenebilir mi?
Alevi ve Sünni ifadeleri farklı çağrışımlar yaptırmaktadır. Bu sebeple biz sorunuza da cevap oluşturacak genel bilgiler sunacağız.
Müslüman İslâm Dini'nin iman esaslarına inanan kişidir. Bu dinin temel kaynağı olan Kur'ân'ın bütün bildirileri, emirleri ve yasaklarına iman eden, fiilen uygulayamasa da uygulanması gereğini kabul eden insandır. Müslüman erkek Müslüman bir kadınla evlenebildiği gibi Ehl-i Kitap (Musevi,Hıristiyan) bir kadınla da evlenebilir. Ama materyalist-Putperest bir kadınla evlenemez. Müslüman bir kadın ise - günahkâr olsa da- yalnızca bir Müslüman erkekle evlenebilir. (bak.Bakara 221,Maide 5, Mümtahine 10,Nisa 24-25) İslâmî öğretim ve eğitim yetersizliği sebebiyle olacak toplumumuzda İslâmî inanç ve yaşamla hiçbir ilgilisi olmayan Sünnî ve Alevi görünümlü nice erkek ve kadın inkârcı-maddeci insanlar vardır. Bir Müslümanın bunlarla evlenmesi helâl-caiz değildir; haramdır. Evlilik oluşmayacağından ilişkileri de zina olur.
Hayızlı/Adetli bir kadın kabir ziyaret edebilir mi? Edebilirse kabirde dua edebilir mi?
Hayızlı kadın kabir ziyaret edebilir. Kabirde dua yapabilir. Dua amacıyla Kur'an-ı Kerim'den dua ayetlerini de okuyabilir.
Bir abdestle en fazla kaç vakit namaz kılabiliriz?
Namaz kılmak için abdest almak Rabbimizin emridir. (Maide 6) Her bir vakit namaz için abdest alınması, ilgili ayetin ruhuna uygun olduğu gibi namazın daha huzurlu kılınmasını da sağlayabilir. Ancak kural olarak, bozulmadığı sürece bir abdestle dilediğimiz kadar namaz kılabiliriz.
Çünkü Peygamberimiz, olabilirliğini göstermek için bir abdestle vakit namazlarını ard arda kılmıştır. (Müslim Taharet 86)
Adet ve özür dışında kadınlardan günlük olarak gelen beyaz akıntı abdesti bozar mı?
Ön ve arkadan çıkarılanlar abdesti bozar. Ancak beyaz akıntı irade dışı geldiği için abdest bozulmaz.
Mal satışlarında alınan çeklerin-senetlerin kırdırılarak aylık yüzde 6 eksiği ile nakite çevrilmesi işlemi caiz midir?
Vadeli çeklerin- senetlerin vadesinden önce belirli yüzdeler karşılığında nakde çevrilmesi faiz işlemidir. 100 lira olarak alınan borç paranın bir ay sonra 106 ödenmesi gibi faiz işlemidir. Faiz ise Müslümanın kaçınması gereken ve topluma zulüm niteliği taşıyan büyük günahlardan biridir.
BİR GECEDE NELER DEĞİŞMEZ?
Yıldırım Bayezid bir mescit yaptırmak ister. Mimarlar bugün Ulucami'nin bulunduğu mevkide karar kılarlar. Söz konusu arsa üzerinde evi, olanlara başka yerden muadil yer verilir. Ceplerine birkaç kese altın sıkıştırılır gönülleri hoş edilir. Ancak yaşlı bir kadıncağız bir "Evim de evim" feryadı tutturur ki sormayın. Bütün tekliflere "olmaz" der.
Bizzat Sultan, kadının ayağına gider, iknaya çalışırlar. Ama o direnir. Sultan Bayezid caminin yerini sevmiştir. Çözüm yolu arar. Kadılar "mal onun değil mi"derler, "satarsa satar, satmazsa satmaz!" Bayezid'in aklına damadı gelir. Emir Sultan'ı bulur meseleyi anlatır.
-Acele etme! der, bir gecede neler değişmez? İhtiyar kadın o gece rüyasında mahşer meydanını görür. Kalabalıkta korkunç bir endişe vardır. İnsanlar alemlere rahmet olarak yaratılan Efendimiz'in yanına koşarlar. Şefaate kavuşan kavuşana. Kadıncağız da niyetlenir, ama bırakın yürümeye, kıpırdamaya mecali yoktur. Feryat figan ağlamaya başlar. O sırada Emir Sultan'ı görür: -Herkes cennete gitti, der, ben bir başıma kaldım burada! Mübarek o gönül ferahlatan tatlı sesiyle sorar: -Kurtulmak istiyor musun? Kadın nefes nefese cevap verir: -Hiç istemez miyim? -Öyleyse Sultanımızı üzme! Ertesi gün kadın ayağı ile gelir, evini verir. Üstelik önüne konulan ücreti bağışlar camiye.
ALLAH İÇİN BİRBİRİNİ SEVENLER
Ebu Hüreyre anlatıyor: "Hz. Peygamber'le beraberdim. Allah'ın Resulu şöyle buyurdu:
-Cennet'te, Yakut'tan sütunlar üzerine kurulmuş olup parlak yıldızlar gibi ışık saçan, kapıları açılmış Zeberced'den daireler vardır.
Sahabiler sordular: -Ya Resulallah! Bu daireler kimlere verilecektir? -Allah için birbiriyle sevişenlere, Allah için birleşerek bir arada oturanlara ve Allah için birbirini ziyaret edenlere verilecektir." Peygamberimiz bir diğer hadislerinde de şöyle buyurmuşlardır: Sizler iman etmedikçe Cennet'e giremezsiniz, birbirinizi Allah için sevmedikçe da hakiki Müslüman olamazsınız. Size, birbirinizi sevmenize sebep olacak bir iş öğreteyim mi? Aranızda selamı/barışı yayın."
Sevgili Peygamberimiz bu açıklamasına göre Allah için sevme ve Allah için nefret duyma, Allah katında amellerin en büyüğüdür. Onun bir diğer açıklamasına göre de onlara, diğer kullara verilmeyecek, pek çok ahiret armağanı verilecektir. Bu sebeple birbirimizi sevmeliyiz. Peygamberimizin tavsiyeleri doğrultusunda hediyeleşme, kendi nefsimiz için sevdiğimizi diğer insanlar için sevme, sevdiklerimize sevdiğimizi bildirme ve Esselamü Aleykum şeklinde Selam verme vesilelerine yapışmalıyız. Peygamberimizi izleyerek kadınlara ve çocuklara da Selam vermeliyiz. İkinci hadiste geçen Selam'ı yaymayı, barışı yayma şeklinde anlayabiliriz. Çünkü Selam kelimesinin anlamlarından biri de barıştır. Kaldı ki birbirimize Selam yoluyla Allah'ın korumasını dileme de barış ortamı oluşturmadır.
BİR AYET
Şayet kullarım Beni senden sorarlarsa gerçekten Ben çok yakınım. Bana dua edince duacının duasını kabul ederim; O halde onlar da Benim davetime koşsunlar ve Bana layıkiyle iman etsinler ki, doğru yola gidebilsinler. Bakara 186
BİR HADİS-İ ŞERİF
Kim yalanı ve onunla ameli terketmezse (bilsin ki) onun yiyip içmesini bırakmasına Allah'ın ihtiyacı yoktur
Her daim bilgiye muhtacız
Sıkıntılar günahlardan kaynaklanır
İbadetin anası, özü Namaz'dır
'Oruç Allah'ın emridir'