Bu sohbet yazımızda sizlere Cennetleri istemenin ne anlama geldiğini, Dinimizin temel kaynakları olan Kurân ve Sünnet ikilisinden hareketle açıklamaya çalışacağız?
Işık hızı ile hareket edebilen, çevresindeki canlı ve cansız sayısız varlıklarla konuşabilen ve onlara bakışlarıyla emirler verebilen dolunay gibi aydınlık, güzeller güzeli ebedî bir rûh-beden varlığına sahip olmak ister misiniz? Dünya ölçeğinde büyük mü büyük, ileri teknoloji ile donanımlı mı donanımlı özel bir ülkenin sonsuza dek sizin olmasını ister misiniz?
AKILALMAZ GÜZELLİKLER
Yaşayıp yöneteceğiniz bu ülkede ormanlarla çevrili, çeşit çeşit meyve ve gül ağaçlarıyla bezeli, içinden değişik renkler ve tatlarda nehirler akan, kaynaklar fışkıran yemyeşil alanlar içinde altın, gümüş ve değişik mücevherlerden yapılmış saraylarınız olmasını ister misiniz?
Tabii konuşmaların bile ileri derecede zerâfet ve güzellik kazanacağı bir yaşamda, şaheser salonlarda, dev sanatçıların hiçbir gözün görmediği enstrümanları ve hiçbir kulağın işitmediği büyüleyici sesleriyle sürekli olarak verecekleri, mûsiki ziyafetlerini dinlemek ister misiniz?
İhtişamları karşısında ürperdiğimiz dağların daha büyüklerinin zirvelerine tırmanmak, dev dalgalarından ürktüğünüz denizlerin daha azametlilerinin derinliklerine dalmak, büyülenerek hayranlıklarla izlediğiniz yıldızların daha görkemlilerine ulaşmak ve aralarında bitmeyecek yolculuklar yapmak ister misiniz?
ALLAH'IN EBEDİ SEVGİSİ İÇİN
Başta insanlık semasının yıldızları olan Peygamberlerle, tarihler boyu milyonları erdemlere yönlendirmiş alimler ve yöneticilerle, insan hakları ve hürriyetleri uğruna devrimler yapmış, can vermiş imanlı yüce şahsiyetlerle, özetlersek, büyük insanlarla ebedî dostluklar kurmak, sohbetler yapmak ister misiniz?
Hz. Âdem'den beri yaşamış ve Kıyamet Günü'ne kadar yaşayacak inançlı ve fazîletli insanların, cinlerin ve de meleklerin katılacağı, ileri medeniyetlerin yaşanacağı ve barışın hakim olacağı gizemli bir âlemde ebediyen mutluluk içinde yaşamak ister misiniz?
Bütün varlıkların, tüm güzeller ve güzelliklerin yaratıcısı olan Allah'ın tanımlanamaz zatî güzelliklerine bakmak, O'nun ebediyen sürecek sevgisi altında bulunmak, O'nun Selâmı ve konuşmalarına muhatap olmak ister misiniz?
Fizik âlemde hiçbir gözün görmediği ve göremeyeceği, hiçbir kulağın işitmediği ve işitemeyeceği ve hiçbir kalbin tasavvur etmediği ve edemeyeceği sonsuz nimetleri, zevkleri ve mutlulukları, fizik ötesi ebedî bir âlemde yaşamak ister misiniz?
Konumunuz, gücünüz ve düzeyiniz ne olursa olsun ergin bir insan olarak bütün bu isteklerinizi gerçekleştirebilirsiniz.
Nasıl mı? Sizleri yaratan ve size pek merhametli olan Rabbinizin emirleri ve yasakları çizgisinde Kurânî bir hayat yaşamakla.
* * *
CENAZE NAMAZI SAYGIDIR
İbadet yerleri olarak camiler bir rahmet ocağıdır. Müslümanlar da birbirlerinin cenaze namazlarını kılmakla yükümlü merhametli insanlardır. Türkiye gibi halkı Müslüman olan bir ülkede camiye getirilen her cenazenin Müslüman kabul edilerek namazının kılınması tabîidir ve doğrudur. Ancak bazı cenaze sahipleri, akrabaları ve dostları cenazeye katıldıkları halde cenaze namazını kılmıyorlar. Ölen kişi Müslüman değilse niçin camiye getiriliyor ve Müslümanlara neden kaçınmaları gereken bir görev yaptırılıyor? (Tövbe 84) Eğer Müslümansa cami cemaatinden beklenen dinî görev niçin yapılmıyor? Sahip olduğumuz cenazelerin namazlarını kılmak hukuki değilse de manevi/ahlâki bir mecburiyet değil midir? Örneğin babalarının ve annelerinin cenaze namazlarına katılmayan evlatlar ve şehit edilmiş yavrularımızın namazlarına katılmaksızın ayakta bekleşen subaylarımız, davranışlarının ölülerimize, dinî ve millî değerlerimize ve acılı insanlarımıza saygısızlık oluğunu bilmiyor/anlamıyorlar mı? Ölülerimize hürmet etmeyenlerden, dirilerimize nasıl saygı bekleyebiliriz ve onlara nasıl ihtiram duyabiliriz?
Sahibi tarafından "İzin alınmaksızın kullanılamaz.." denilen hiçbir emek ürünü eser kullanılamaz. Kullanım hakka tecavüz olarak haramdır. Korsan olarak çoğaltılarak satılan eserleri satmak da almak da haramdır. Kazanılacak para da haram olur. Helâllik alınmadıkça kul haklarının tövbesi de yoktur.
Kur'ân'ı hatim etmenin anlamı Rabbimizin buyruklarını öğrenmek ve yaşamaktır. Kur'ân'ı anlamadan okumanın cehaleti giderici bir faydası yoktur. Bu sebeple onu güvenilir bir meâlden okumalıdır. Dolayısıyla mealden okuyarak hatim yapılabilir ve sevaplı da olur. Ancak en güzeli, ve daha sevaplısı Kur'ân'ın metni ile birlikte mealini de okuyabilmektir.
* * *
BİR AYET
* * *
BİR HADİS