Yüce kitabımız Kur'an gıybet ve iftiradan sakındırmıştır. Bunu tanıtmayı ve belirlemeyi de efendimize bırakır. Bir gün Hz. Aişe, kuması olan Hz. Safiye hakkında "kısa boylu kadın" tarzında bir tarif kullanır. Hz. Peygamber (sav) bu tanımlamadan rahatsız olur. Şöyle buyurur: "Aişe! Sen öyle bir söz söyledin ki şayet bu söz denize karışsaydı, onun suyunu bile bozardı." Söze dikkat edin, denizi bile kirletirdi. Hz. Aişe, merakla sorar; ve "Ama ben iftira atmadım. Onun fiziğini tarif ettim" dese de Hz. Peygamber (sav) bunu kabul etmez ve şöyle açıklar: Onun yüzüne karşı söylediğinde onu rahatsız edecek olan şeyi onun arkasından söylersen, buna gıybet denir. Sen onda olmayan bir şeyi söyleseydin bunun adı iftira olurdu. Hz. Peygamber (sav) daha sonra Miraç'ta gördüğü şu manzarayı aktarır: "Ben Miraca çıktığımda bakırdan tırnaklarıyla yüzlerini ve göğüslerini tırmalayan insanlar gördüm.