Fitre zekat kimlere verilir? Zekat nasıl hesaplanır? Zekat ne zaman farz kılınmıştır?

Mübarek Ramazan ayının idrak edildiği şu günlerde pek çok sorunun yanıtı da gündemde sıkça araştırılıyor. Fitre ve zekatın ne olduğu, aralarında fark olup olmadığı Müslüman aleminin merak ettiği önemli sorulardan biri. Diyanet’in bu konudaki açıklamaları açıklamalarından yola çıkarak sizler için merak edilen soruların yanıtlarını derledik. Fıtır sadakası olarak da adlandırılan fitrenin ne zaman ve kimlere verilmesi gerektiğini haberimizden öğrenebilirsiniz. Aynı zamanda zekatın ne zaman farz kılındığını, zekatın nasıl hesaplandığını, kimlere zekat verileceğini de haberimizde bulabilirsiniz.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :07 Mayıs 2020 , 13:01 Güncelleme Tarihi :07 Mayıs 2020 , 13:01
Fitre zekat kimlere verilir? Zekat nasıl hesaplanır? Zekat ne zaman farz kılınmıştır?

İÇİNDEKİLER

Fitre ve zekat sıkça karıştırılsa da aslında ikisinin farklı kavramlar olduğunu ve farklı amaçla verildiği biliniyor. Zekat'ın nasıl hesaplandığı, zekatın ne zaman farz kılındığı da internet üzerinden çok fazla araştırılıyor. Ramazan ayında doğru bilgilere ulaşarak doğru şekilde davranarak sevap kazanmak için kimlere fitre zekat verebileceği, kimlere verilmeyeceği konuları da merak edilenler arasında yer alıyor. Fitre ve zekat konularına dair merak edilen tüm bilgileri Diyanet açıklamasına bağlı olarak haberimizde bulabilirsiniz.

2020 FİTRE MİKTARI NE KADAR?

Yapılan değerlendirmeler neticesinde Fıtır Sadakasının, Müslüman toplumların neredeyse tamamına yakın bir kesimi tarafından veriliyor olması dikkate alınarak, mevcut sosyo-ekonomik hayat şartları ve bir kişinin günlük asgari gıda ihtiyacı göz önünde bulundurularak 2020 yılı Ramazan ayının başlangıcından 2021 yılı Ramazan ayının başlangıcına kadar olan sürede 27.00 TL. olarak belirlenmesine karar verildi.

FİTRE VE ZEKAT FARKI NEDİR?

Halk arasında fitre diye bilinen fıtır sadakası (sadaka-i fıtır); insan olarak yaratılmanın ve Ramazan orucunu tutup bayrama ulaşmanın bir şükrü olarak; dinen zengin olup Ramazan ayının sonuna yetişen müslümanın, belirli kimselere vermesi vacip olan bir sadakadır.
Zekât, dinen zenginlik ölçüsü kabul edilen miktarda (nisap) mala sahip olan kimselerin Allah rızası için muayyen kişilere vermesi gereken belli miktarı ifade eder. Zekâtın farz olması için şartlar; malların nisaba ulaşması yanında nâmî (üreyici/artıcı) olması, sahip olunduğu andan itibaren üzerinden bir yıl geçmesi, bir yıllık borcundan ve aslî ihtiyaçlardan fazla olmasıdır.

FİTRE, ZEKAT KİMLERE VERİLİR?

Fıtır sadakası, kişinin bakmakla yükümlü olmadığı yoksul müslümanlara verilir. Fıtır sadakası ve oruç fidyesini vermek durumunda olan kimsenin bunlardan doğrudan ya da dolaylı olarak yararlanmaması esastır. Zekât için de aynı kural geçerlidir. Bu sebeple bir kimse zekâtını, fıtır sadakasını ve fidyesini kendi usûl ve fürûuna veremez.

Zekâtın verileceği kimseler Kur'an-ı Kerim'de belirtilmiştir. Bunlar; fakirler, miskinler, zekât toplamakla görevlendirilen memurlar, müellefe-i kulûb adı verilen kalpleri İslam'a ısındırılmak istenen kimseler, esaretten kurtulacaklar, borçlular, Allah yolunda cihad edenler ve yolda kalmış olanlardır (Tevbe, 9/60).



Fakir ve miskin, temel ihtiyaçları dışında herhangi bir maldan nisab miktarına sahip olmayan kimsedir. Ancak temel ihtiyaçları dışında, ister artıcı (nâmî) vasıfta olsun ister olmasın, herhangi bir maldan nisap miktarına sahip olan kimse fakir veya miskin kapsamında olmadığından ona zekât verilmez (İbnü'l-Hümâm, Feth, II, 266).

Borçlu, kul hakkı olarak borcu olan ve borcunu ödeyeceği maldan başka nisab miktarı malı bulunmayan kimsedir (İbnü'l-Hümâm, Feth, II, 268).
Yolda kalmış kimse, sürekli yaşadığı yerde malı bulunsa bile, çıktığı yolculukta parasız kalıp parasına ulaşma imkânı bulamayan, başka bir deyişle, parasızlıktan yolda kalmış ve memleketine dönemeyen kimsedir. Bu kimseye, malının bulunduğu yere dönmesine ve dönünceye kadarki ihtiyaçlarını gidermesine yetecek kadar zekât verilebilir (Kâsânî, Bedâî', II, 43-46). Günümüzde yolcu olan kişi istediği zaman memleketindeki parayı banka kartı veya başka bir yöntemle alma imkânına sahipse ona zekât verilmez.
"Allah yolunda" anlamına gelen "fî sebîlillah" ifadesi ise, kendisini Allah yoluna ve İslam'a adamış hac yolcuları, askerler ve ilim için yola çıkan gerçek kişiler olarak yorumlanmıştır.

FİTRE, ZEKAT KİMLERE VERİLMEZ?

Hanefilere göre aşağıda sayılanlara zekât ve fitre verilmez:
a) Ana, baba, büyük ana ve büyük babalara,
b) Oğul, oğlun çocukları, kız, kızın çocukları ve bunlardan doğan çocuklara,
c) Eşine,
d) Müslüman olmayanlara,
e) Zengine yani aslî ihtiyaçları dışında nisap miktarı mala sahip olan kişiye,
f) Babası zengin olan ergen olmamış çocuğa (Merğinânî, el-Hidâye, II, 223-228).

ZEKAT NE ZAMAN FARZ KILINMIŞTIR?

Zekât hicretin ikinci yılında Medine'de farz kılınmıştır. Zekât, Kur'an-ı Kerim'de pek çok âyette namaz ile birlikte zikredilmiş (Bakara, 2/43, 110; Hac, 22/78; Nûr, 24/56); Hz. Peygamber (s.a.s.) de zekâtın İslam'ın temel ibadetlerinden biri olduğunu bildirmiştir (Buhârî, Zekât, 1).
Kur'an ve hadislerde namaz ile zekâtın ardı ardına zikredilmesi, toplumların ruhî olgunluğa ulaşmasında bu iki ibadetin rolünü göstermesi bakımından son derece önemlidir. Kur'an-ı Kerim, iyiliğe erişmenin ve muttakî bir mümin olabilmenin en önemli şartlarından birinin zekât vermek olduğunu ifade eder (Bakara, 2/177). Aynı zamanda zekât kurtuluşa eren müminlerin vasıflarından biridir (Mü'minûn, 23/1, 4). Bütün bunlara ilaveten zekât vermek, Allah'ın rahmetini celbeden hususlardandır (A'râf, 7/156). Kısaca zekât, malı temizleyen ve manevi arınmaya vesile olan bir ibadettir (Tevbe, 9/103). Âyet ve hadislerde sıklıkla emredilen zekâtı vermemek müşriklerin vasfı olarak görülmüş ve Kur'an'da bu durum yerilmiştir (Fussilet, 41/6-7).
Zekâtın topluma dönük pek çok yararı da vardır. Mesela zekât, maddi gücü olmayanların ihtiyaçlarının giderilmesine katkı sağlar, zengin ile fakir arasındaki uçurumu azaltır; aralarında sevgi ve yakınlık doğmasına vesile olur. Bu yönüyle zekât toplumsal kenetlenmeyi artırır. Ayrıca toplumları bencillik ve kin gibi ahlaki hastalıklardan arındırır. Zekâtın verileceği yerlerin toplumun her katmanındaki insanları kapsaması sosyal dayanışmanın da garantisidir.