Güzel ahlâkın en iyi izhar ettiği özelliklerden biri cömertlik duygusudur. Rabbimizin Kur'an'da emrettiği cömertlik, kişinin kalp âlemine güzel haslet kazandırır. Öncelikle cömert kişiyi Allah sever ve kullarına sevdirir. Cömert kişi cennete yakın, cehennemden uzak olur. Cömertliğin asıl sahibi ve Kerim (ihsanı bol, sonsuz cömert) olan Allah u Teâlâ hakkında Peygamber Efendimiz (sav), "Allah u Teâlâ Cevad'dır, yani cömert ve ihsan sahibidir. Bu sebeple cömertliği sever. Yine O güzel ahlâkı sever, kötü ahlâktan da hoşlanmaz" buyurmuştur. (Süyûti, 1) Cömertliğin en güzel örnekleri Efendimiz'in (sav) hayatında yer almıştır.
ASLA HAYIR DEMEZDİ
Bir olayda henüz Müslüman olmayan Safvan, Allah Resûlü'nün ganimet malları arasında dolaştığı sırada, develer ve çobanlarla dolu vadiye hayran hayran bakıyordu. Peygamberimiz (sav) de onu göz ucuyla takip ediyordu. Ona hitaben; "Ebu Vehb! Vadi pek mi hoşuna gitti?" diye sordu. Safvan, "Evet" dedi. Peygamberimiz (sav), O vadi de içindekiler de senin olsun!" buyurdu. Safvan kendini tutamadı; "Bir Peygamber'den başka kimsenin kalbi böyle cömert olamaz" dedi ve şahadet getirerek Müslüman oldu (Vakıd). Sonra Kureyş'e "Ey kavmim! Müslüman olunuz. Muhammed öyle ihsanda bulunuyor ki yokluktan ve yoksulluktan hiç korkmuyor" dedi (Müslim, Fedail). İnsanları hiçbir şartta incitmeyen Efendimiz (sav), kendisinden bir şey istendiğinde asla "hayır" demezdi. İstenen kendisinde yoksa dahi, borçlanır ve ihtiyaç sahibini memnun ederdi. Bir gün biri Peygamberimize gelerek bir şeyler istedi. Allah Resûlü (sav); "Sana vereceğim bir şey yok, git benim namıma satın al, mal geldiğinde öderim" dedi. Efendimizin sıkıntıya girmesine gönlü razı olamayan Hz. Ömer, "Ya Resulallah! Yanında varsa verirsin, yoksa Allah seni gücünün yetmeyeceği şeyle mükellef kılmamıştır" dedi.
CİMRİLİK CEHENNEME SÜRÜKLER
Allah Rasûlü'nün (sav) Hz. Ömer'in bu sözlerinden hoşnut olmadığı mübarek yüzlerinden belli oldu. Bunun üzerine Ensar'dan biri, "Anam babam sana feda olsun Ya Resûlallah! Ver! Arşın sahibi azaltır diye korkma!" dedi. Bu sahabinin sözleri Efendimiz'in çok hoşuna gitti, tebessüm etti ve "Ben de bununla emrolundum" buyurdu (Heysemi). Cömertliğin faziletini beyan sadedinde Allah Resulü şöyle buyurmuşlardır; "Cömertlik, dalları dünyaya uzanan cennet ağaçlarından bir ağaçtır. Kim onun dallarından birine tutunursa, bu onu cennete götürür. Cimrilikse dalları dünyaya uzanmış cehennem ağaçlarından bir ağaçtır. Kim de onun dallarından birine tutunursa, bu da onu cehenneme sürükler!" (Beyhaki) Hz. Ali'nin (ra) şu ifadeleri ne kadar güzeldir: İki nimet vardır ki, beni hangisinin daha çok sevindirdiğini bilemiyorum. İlki, bir kimsenin ihtiyacını karşılayacağımı umarak bana gelmesi ve bütün samimiyetiyle benden yardım istemesidir. İkincisi de Allah'ın, o kimsenin arzusunu benim vesilemle yerine getirmesi ya da kolaylaştırmasıdır.
HERKES HER ALLAH'IN GÜNÜ KENDİSİNE SADAKA VERMELİDİR
BİR AYET
Ölçüyü tam yapın. Eksik verenlerden olmayın. Doğru terazi ile tartın. İnsanların mallarını ve haklarını eksiltmeyin. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın. Şuarâ, 26/181-183
BİR ESMA
El-Razzak: Yarattığı her varlığın rızkını veren, ihtiyacını karşılayan.
BİR HADİS
Enes'in (r.a.) haber verdiğine göre: Allah Resulü (a.s.): Sahur yemeği yiyiniz. Ç��nkü sahur yemeğinde bereket vardır buyurmuştur.
Müslim, Sıyam, 45
BİR SÜNNET
Cuma günleri gusül abdesti almak (şartlar müsait değilse hiç olmazsa saçı yıkamak), güzel koku sürünmek, sadaka vermek, beyaz giyinmek, tırnak kesmek (orta, serçe, baş, yüzük, işaret parmağı sırası takip edilerek kesildiğinde görme bozukluklarının azalacağını Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bizzat söylemiştir).
BÜYÜKLERİN DUALARI
Hz. Hamza'nın Duası: Allah'ım, senin kudret elinle beni koru. Fazlınla beni rızıklandır. Beni emrine tabi olanlardan kıl. Vasiyetini koruyanlardan eyle. Ey erhamerrahimin, merhametlilerin en merhametlisi.
SORU - CEVAP
Eşinizin, anne ve babanızı ziyaret etmenizi engelleme hakkı yoktur. Zira akrabalarla bağı kesmek yasaklanmıştır. Kur'an anne ve babaya iyiliği emreder. Bu emre engel olmak büyük günahlardandır.
Zekât vermenin belli bir zamanı yoktur. Farz olduğu andan itibaren verilmesi gerekir. Bunun için belli bir ayı veya Ramazanı beklemeye gerek yoktur. Ancak, zekat vermekle yükümlü olanların, yükümlü oldukları andan itibaren en kısa zamanda zekatlarını vermeleri uygun olur. Çünkü zekât bir borçtur, borç bir an önce ödenmelidir.
Terâvih namazı, erkek ve kadınlar için sünnettir. Hz. Peygamber, "Kim inanarak ve sevabını Allah'tan bekleyerek Ramazan namazını (Terâvih) kılarsa, onun geçmiş günahları bağışlanır" buyurmuşlardır.