Hakk'ı inkâr etmek ve insanları küçük görmek olan kibir, Allah tarafından sevilmeyen kötü huylardandır. Cennete girmek isteyen kimse, kibirli olmayı hemen terk etmelidir.
Büyüklenmek ve gurura kapılmak manasına gelen kibir, mümin bir kalpte asla bulunmaması gereken kötü bir huydur. Öyle ki, Hz. Peygamber (SAV), Müslümanları bu duygudan şiddetle sakındırmıştır. Şeytanın işlediği ilk günah olan kibir, onun Cenab-ı Hak tarafından lanetlenmesine ve genişliği gökler ve yer kadar olan cennetten çıkarılarak azabı hak etmesine sebep olmuştur.
Allah-u Teala, "Kibirlenip insanlardan yüz çevirme. Yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Çünkü Allah kurulup övünenlerin hiçbirini sevmez" (Lokman, 18) buyurarak kullarını bu kötü huydan sakındırmıştır.
Allah Resulü, müminleri kötü bir akıbetten korumak amacıyla birçok hadiste kibrin zararları üzerinde durmuş ve mütekebbirlerin Allah katındaki hazin sonundan şöyle bahsetmiştir: "Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse cennete giremeyecektir." Bir adam, Resulullah'a gelip şöyle dedi: "Ya Resulullah, insan elbisesinin ve ayakkabısının güzel olmasını ister." Bunun üzerine Allah Resulü şöyle karşılık verdi: "Allah-u Teala güzeldir ve güzelliği sever. Kibir; Hakk'ı inkâr etmek ve insanları küçük görmektir." (Müslim, Tirmizi).
Yine bir gün Efendimiz, Sürâka adlı sahabiye, "Ey Sürâka, sana cennetlik ve cehennemlik olanları haber vereyim mi?" diye sordu. Sürâka'nın, "Buyurun ey Allah'ın Resulü!" demesi üzerine Hz. Peygamber, "Cehennemlik olanlar sağa sola çalım yaparak gururlu gururlu yürüyen huysuz kimselerdir. Cennetlikler de zayıf olduklarından ezilenler ve haklarını koruyamayanlardır" (Taberani) dedi.
TEHLİKELİ BİR HASTALIK
Kibrin kalpteki gizli tecellisinin ne kadar tehlikeli olduğunu ve şeytani bir davranışa dönüştüğü için sahibine kaybettirdiğini şu örnekte daha net görmekteyiz: Sahabe-i Kiram, Resulullah'a bir adamın iyiliğinden bahsetmişlerdi. Bir gün sözü edilen kişi, Efendimize çıkıp geldi. Ashab, Resulullah'a, "Ey Allah'ın Resulü, sana bahsettiğimiz adam işte bu" dediler. Resulullah ona bakınca, "Ben onun yüzünde şeytani bir karanlık görüyorum" dedi. Adam selam verdikten sonra Allah Resulü ona, "Allah adına sana soruyorum. Nefsin sana, etrafında senden daha değerli insan olmadığını söylüyor mu?" diye sordu. O kişi cevaben, "Evet, aynen söylediğiniz gibi" dedi. (Müsned, Beyhaki).
Kalbinde kibir taşıyan kimseyi Allah alçaltacağı için, kişi kendi gözünde büyük ancak insanların gözünde küçük olmaya mahkûmdur. Allah bizleri bu tehlikeli hastalıktan muhafaza buyursun.
'BENİ KALBİ KIRIKLARIN YANINDA ARA
HZ.Musa bir gün yüce Allah'a yalvarıp şöyle sorar: ''Ya Rabbi ben seni nerede arayayım? Nerede bulayım?'' Yüce Allah, Hz. Musa'ya şöyle vahyeder: ''Musa, beni kalbi kırıkların yanında ara. Ben onlara her gün ve her gece bir kulaç yaklaşırım. Böyle olmasaydı helak olup giderlerdi." Abdullah Bin Selam, "Kalbi kırıklar kimlerdir?'' diye sorulunca şöyle cevap veriyor: ''Yüce Allah'a aşırı sevgisinden dolayı başkalarına kalbini kapatan, bundan ötürü kalbi kırık olandır." (Ebu Nuaym, Hilye, 2/364). Kalbi Allah'tan başkasından uzak etmek elbette zor ve çetin imtihanı gerektiren bir mertebe. Ona talip olmak da zordur, onun hakkını yerine getirmek de. Kalbini Rabb'ine açan sadece O'nunla ünsiyet (doygunluk) bulur. Başkasını önemsemez. Onun için aleyhinde konuşan ile lehinde konuşan arasında fark yoktur. Malı kaybettiğinde de kazandığında da kalbinde bir kayma olmaz. Mütevazıdır, ihlaslıdır, kin tutmaz. Onun için tek şey, Rabb'in rızasıdır. Yüce Allah, Hz. Musa'ya sorar:
''Seni niye seçtim ve sana neden hitap ettim ey Musa biliyor musun?'' Hz. Musa, ''Hayır ey Rabb'im'' der. Yüce Allah cevap verir: ''Çünkü hiç kimse senin kadar mütevazı davranamadı. Sen benim rızam için hep mütevazı davrandın. Ben de seni onun için seçtim'' (İbn Recep Hanbeli, Ez-züll, 142).
BİR DUA
VEYSEL KARANİ'NİN DUASI:
Allah'ım, sen Rabb'imsin, ben kulunum. Sen Halik, ben mahlukum. Sen rızık veren, ben rızıklanan; sen sahip, ben sahiplenen; sen şerefli, ben şerefsiz; sen zengin, ben fakirim. Sen diri, ben ölüyüm. Sen baki, ben faniyim. Sen kerem sahibi, ben keremsizim. Sen iyilik yapan, ben kötülük yapanım. Sen bağışlayan, ben günah işleyenim. Sen büyük, ben küçüğüm. Sen kuvvetli, ben zayıfım. Sen veren, ben dilenenim. Sen emniyetli, ben emniyetsizim. Sen cömert, ben ise miskinim. Sen kabul eden, ben dua edenim. Günahlarımı bağışla, beni azarlama, beni rahmetine ulaştır, ey merhamet edicilerin en merhametlisi.
BİR HADİS
Hz. Peygamber, "Allah ve Resul'ünü diğer şeylerden fazla sevmeyen kimse imanın hazzına eremez" deyince Hz. Ömer, "Ey Allah Resulü, kendim hariç seni herkesten ve her şeyden çok seviyorum" dedi. Hz. Peygamber "Olmadı ya Ömer!" karşılığını verdi. Hz. Ömer, "O halde seni kendimden de çok seviyorum" deyince Resulullah "Şimdi oldu ey Ömer" buyurdu. (Buhari, "İman", 9; Müslim, "İman", 15)
BİR ESMA
El-Adl: Adalet sahibi, yerli yerinde yapan
BİR AYET
Kim Peygamber'e itaat ederse, Allah'a itaat etmiş olur. Kim yüz çevirirse, (bilsin ki) biz seni onlara bekçi göndermedik." (Nisa, 80)
BİR SEVAP
"Kim yatsıyı cemaatle kılarsa yarım gece namaz kılmış gibi, kim sabahı da cemaatle kılarsa bütün bir gece namaz kılmış gibi olur."
BİR SÜNNET
Yemek yerken ne çok konuşmak, ne de susmak, zaman zaman konuşmak sünnettir.
SORU-CEVAP
1-ANNENİN GÖĞSÜ BOZULMASIN DİYE BEBEĞİNİ EMZİRMEMESİ CAİZ MİDİR?
Sevgili genç kızlarımız sakın bunu yapmayın. Çocuğunuz, görüntünüzden daha önemlidir. Hanımefendiler lütfen çocuklarınıza temiz sütünüzden verin. Çünkü Allah herkesin evladına sütü, yarayacak şekilde gönderir. Ananın sütü bereketlidir ve çocuğa bir aşı gibidir. Çocuğuna süt veren anaya Allah ayrı bir güzellik verir. Sütünüzü çocuğunuzdan esirgemeyin.
2-BABALARININ EMEKLİ MAAŞINI ALMAK İÇİN BOŞANAN BİR TANIDIĞIM VAR, BU DİNEN UYGUN MU?
Bu iş devleti kandırmaktır ve alınan para haramdır. Boşanma dinen geçerli olur.
3-KURBAN KESMEK YERİNE PARASINI DAĞITSAM OLUR MU?
Kişi bayramda kurban kesmek yerine parasını dağıtmakla vacip olan kurban borcunu ödemiş olmaz. Sadaka vermek ayrı bir ibadet, kurban kesmek ayrı bir ibadettir.