Veya dini temsil ettiğini zanneden birilerinin duyguları, tarzı, hitap şekli, iğnelemesi, toleranssızlığı din hakkında haksız bir karalamanın ve önyargının da yolunu açmaktadır. Nitekim bu tür konuşmalardan, cümlelerden, sohbetlerden, yazı veya vaazlardan dolayı "Dinden soğudum" diyen insan sayısı az mı? Onlar sorumlu da, onları bu noktaya getirenlerin hiç mi günahı yok? Bu korkunç bir vebaldir. Kimse bunun altına giremez ve girme hakkına sahip de değildir. Çünkü kimse tek başına dini temsil edemez. Belki iyi mümin, hayırlı bir Müslüman, örnek bir şahsiyet olmaya gayret edebilir. Bu kadar. Ötesi yok.
İmanı tartan bir terazi yoktur. "Müslümanım" diyene, "Hayır değilsin" diyemeyiz.
Belki, "Mademki Müslüman'sın, dine aykırı şeyler söylememen ve yapmaman gerekir" diyebiliriz. Ama elimizdeki değnekle imanı az veya çok olanları sıralayamayız. Günün birinde sahabeden Hz. Osman bin Maz'un vefat eder.
Peygamberimiz bir ara eşi için ağlayan Ümmi A'la'nın şöyle dediğini duyar:
"O artık bir kuş gibi cennettedir. Mübarek olsun." İşte bu bir hüküm cümlesiydi.
Bunu duyan Peygamberimiz (SAV) hemen döner ve ikaz eder: "Sen nereden biliyorsun onun cennete uçup gittiğini?
Vallahi ben bile Osman'ın nereye gittiğini bilemem. Ben bile bana ve size ne yapılacağını bilemem."
SAMİMİ İMAN, DOĞRU İBADET
Peygamberimizin "Kardeşim" dediği birisi hakkındaki bu ikazı ders verme amacı taşımaktadır. Kendini sorgulamadan, başkasının cehenneme biletini almaya çok meraklılara ders vericidir. Evet, kendimizi Hazreti Nuh'un (AS) gemisinde, diğer bütün insanları ise tufanda görmenin kimseye faydası yoktur. Çünkü ne cennet bize bir adım kadar yakındır, ne de cehennem bize asırlar kadar uzaktır.
Yani kimse cenneti mezarında hazır beklemesin. Övünüp durmasın. Kimse de kendini cehennemin odunu görmesin.
Çünkü kalplerin anahtarı, yüce Allah'ın elindedir. Bizim hiç gibi gördüğümüz, Allah'ın katında çok kıymetli olabilir.
Bizim büyük gördüğümüz ise Allah katında hiç olabilir. Sağlam ve samimi bir iman ve bu imanı güçlendirecek doğru ibadet; formül bu işte.
BİR SEVAP
Her kim imam namazı bitirinceye kadar onunla birlikte teravih namazını kılarsa bütün geceyi ibadetle geçirmiş sayılır.
BİR SÜNNET
Açıkta kalan yiyeceklerin üzerini örtmek.
BİR AYET
"Sizi huzurumuza yaklaştıracak olan ne mallarınız, ne de evlatlarınızdır. Ancak iman edip yararlı işler yapanlar müstesna!
Onlara yaptıklarından kat kat fazla mükâfat verilecek ve onlar en yüksek makamlarda kalacaklardır." (Sebe 34/37)