Duygularınızı yemekle doyurmayın!

Duygusal açlık, yeme davranışını bozabiliyor. Duyguya bağlı yemek yeme sendromundan kurtulmanın en önemli anahtarı farkındalık.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :07 Mart 2019 , 11:16 Güncelleme Tarihi :07 Mart 2019 , 11:16
Duygularınızı yemekle doyurmayın!

İÇİNDEKİLER

Beslenme ve Diyet Uzmanı Dilara Koçak ve Psikolog Tarcy Kazmirci,
Bu farkındalığı artırmanın yollarını yazdılar. Yapılan araştırmalar, çoğu insanın normalin üstünde yemek yemelerinin sebebini yüzde 75 duygusal duruma bağlı olduğunu gösteriyor. Yemek yemek kolay ama geçici bir duygusal koltuk değneği olarak kullanılıyor çoğu zaman. Yemeğin yarattığı iyi duygular genellikle kısa sürelidir ve sonuçta kilo aldırdığı için üzüntü, mutsuzluk, stres, kaygı, pişmanlık gibi daha fazla olumsuz duyguların hissedilmesine sebep olur. Önemli olan fizyolojik açlıkla, psikolojik açlığı ayırt edebilmektir.

Fizyolojik açlık mide tarafından beyne yemek yeme zamanı olduğuna dair sinyal gönderdiği zaman hissedilir. Fiziksel açlık semptomlarından bazıları midede kazınma hissi, gurultu ve hafif baş dönmesidir. Psikolojik açlıkta ise bu işaretlerden hiçbirisi yoktur. Duyguları beslemek için yemek yenildiği zaman, yemek bir teselli yerine geçer. Bu yemekler de genellikle sağlıklı yemekler değillerdir. Daha çok yağ ve şeker oranı yüksek yemekler tercih konusudur. Özellikle Sevgililer Günü'nün kutlandığı şubat ayında bu konu ayrı bir önem kazanıyor. Bu günde yalnız olma fikri hele yakınlarda bir ayrılık yaşanmışsa başa çıkması zor bir durum oluyor. Kadınlar kendilerini suçlama eğiliminde olduklarından bilinçaltından gelen bir dürtüyle olması gerekenden çok fazla yemek yiyerek kendilerini cezalandırıyorlar.

Hangi Durumlarda Çok Yiyoruz?
Depresyondayken, hayat gri ve kasvetli gözükmeye başladığı zaman yemek size kendinizi daha iyi hissettirecekmiş gibi gelir. Depresyon yüzünden yiyen kişiler genellikle süt ürünlerine yönelirler ( dondurma, çikolata, peynir gibi). Çünkü süt ürünleri kimyasal yapıları nedeniyle antidepresan ilaçlarla aynı nörolojik etkiyi yaparlar. O sırada hissedilen suçluluk da insanı yemeğe yönlendiren bir başka duygudur.

Herkesin mutluluğundan sorumlu olmadığınızı, başkalarının nasıl davrandığını ya da düşündüğünü kontrol edemeyeceğinizi anlamak boşuna hissettiğiniz suçluluk hissini ve buna bağlı olan yeme sorununuzu büyük ölçüde çözecektir. Hayal kırıklığı ve incinmişlik, insanı yalnız kalmış gibi ve gelecek hakkında umutsuz hissettirir. Bu da kişinin kendine olan ilgisini kaybetmesine ve belki de kilosunu umursamamasına yol açar. Bu tamamen psikolojik bir süreç. Her insanın hayatında mutlaka gerçekleştirmek istediği tutkuları, hayalleri vardır. Büyük hedefinizi küçük adımlara bölüp, hedefinize doğru yavaş yavaş ilerlemeyi kendinize amaç edinmelisiniz. Bastırılmış üzüntü, fark edilip başa çıkılmadığı sürece sebebini bilmeden yemek yemenize yol açar.

Geçmişte yaşadığınız kayıpları düşündüğünüzde hâlâ göğsünüzde bir baskı hissediyorsanız, gözleriniz doluyorsa, hemen düşüncenizi başka yöne çevirmeye çalışıyorsanız henüz bitmemiş bir yas süreciniz var demektir. Bu durumda acınıza odaklanmak yeme probleminizin çözümü olabilir. İşte bu gibi durumlarda duyguya bağlı yemek yeme sendromundan kurtulmanın en önemli anahtarı farkındalıktır. Bu farkındalığı kazanmak için kişinin kendini tanıması, hangi duyguların yemek yeme ihtiyacına sebep olduğunu anlaması gerekir. Bu durumda hayatınızın olumlu yönlerine odaklanmaya çalışın. Örneğin iş ve okul hayatınız, sevdiğiniz aile fertleri ve arkadaşlarınız gibi. Sağlıklı ve dengeli giden diğer ilişkileriniz için mutlu olmaya çalışın. Ve son olarak fiziksel sağlığınıza dikkat edin. Egzersiz yapmanın ve sağlıklı bir şekilde beslenmenin ruh sağlığınıza ne kadar iyi geldiğini görünce şaşıracaksınız.