İçme ve kullanma sularının temiz olmasının, halkın sağlığının korunması için alınacak önlemlerin başında geldiğini ifade eden Çetinkara, şu bilgileri verdi:
''Başta içme sularındaki çeşitli bakteriler, temiz olmayan sularla sulanan meyve, sebze gibi bitkiler önemli ölçüde bulaşıcı hastalıklar nedeni olabilmektedir. Hastalığa sebep olan mikroplar insan ve hayvan dışkısı ya da çeşitli atıklardan suya geçmektedir. Koruyucu sağlık hizmetleri kapsamında, toplumun kullanımına verilen su, her türlü kirlenmelere karşı korunmalı, bu çerçevede tüm yerleşim yerlerinde suyun temizliğine çok önem verilmelidir. Yaz aylarında artış gösteren ishallerin önlenmesinde en etkili yöntem el yıkamadır. Temiz su temini, su ve gıdaların dışkı ile bulaşmasının önlenmesi büyük önem taşımaktadır.''
Su ve besinlerle bulaşan hastalıkların önlenmesi konusunda vatandaşlara da önemli görevler düştüğünü vurgulayan Çetinkara, korunma tedbirlerini şöyle özetledi:
''Eller bol su ve sabunla yıkanmalıdır. İçme ve kullanma suyu olarak sadece şebeke suyu kullanılmalıdır. Tüm sebze ve meyveler akan su altında bol ve temiz su ile yıkandıktan sonra yenilmelidir. Tuvaletten çıktıktan sonra eller mutlaka su ve sabunla iyice yıkanmalıdır. Açıkta satılan gıda maddeleri kesinlikle alınmamalı ve tüketilmemelidir. Gıda maddelerinin etiketlerinde Tarım Bakanlığı'nın üretim izni, üretim ve son kullanma tarihlerinin bulunmasına dikkat edilmelidir. Pişmemiş yiyecek tüketilmemelidir. Karasineklerle mücadele için evde çöpler kapalı kovalarda biriktirilmelidir. Bebekler anne sütü ile beslenmelidir. Karın ağrısı, ishal ve kusma belirtileri ortaya çıkarsa aile hekimine başvurulmalıdır.''