Vücudun yaşamsal
organlarının
başında
karaciğer geliyor.
Yapılan araştırmalara
göre insan,
midesiz hatta
kalpsiz yaşayabiliyor
ancak karaciğersiz
yaşamına
devam edemiyor.
Bu da, karaciğerin önemini
gözler önüne seriyor. Hepatosit
denilen milyarlarca hücreden
oluşan karaciğer;
yanlış beslenme,
hareketsiz yaşam ve
diğer kronik hastalıklardan
olumsuz
etkileniyor.
İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Erk, karaciğer sağlığıyla
ilgili önemli
bilgiler paylaşıyor.
VÜCUDU TEMİZLER
Toplumda en sık görülen kronik hastalıkların başında
karaciğer yağlanması geliyor. Alkol tüketimi, obezite, diyabet ve kolesterol yüksekliği, Hepatit B ve C gibi karaciğer hastalıklarıyla kullanılan ilaçlar, karaciğer yağlanması riskini artırıyor. Karaciğer yağlanması,
siroza kadar gidecek olan sürecin başlangıcını oluşturuyor. Karaciğer hem temiz kan damarlarından gelen, hem de portal sistem denen bağırsaklardan gelen kanla temas ediyor. Vücudun en önemli
detoks organı olan karaciğerin sağlıklı olması vücudun temizlenmesini sağlıyor. Bağışıklık sistemini güçlendiriyor.
ŞEKER VE YAĞ
Karaciğer yağlanmasının en önemli nedenini, beslenme tarzı oluşturuyor. Fruktozdan zengin mısır şurubundan imal edilmiş yiyecek ve içecekler, işlenmiş ve trans yağlardan zengin bir diyet ve aşırı kalori alımı önce göbek bölgesinde ve ardından karaciğerde yağlanmaya neden oluyor. Fazla miktarda kalori alımının söz konusu olduğu durumlarda karbonhidrat ve proteinler vücutta glikojen ve yağ olarak depolanıyor. Normal koşullarda insülin yağları depolayan bir hormon olarak etki gösteriyor. İnsülin direnci ortaya çıkınca bu durum tersine dönüyor, vücuda bol miktarda serbest yağ asidi giriyor ve karaciğere taşınıyor.