Halk arasında inme olarak da adlandırılan beyin krizi, özellikle 60 yaşın üstündeki kişileri etkiliyor. Nöroloji uzmanı Prof. Dr. Gazi Özdemir, beyin kriziyle ilgili önemli bilgiler veriyor: Beyin krizi, beynin oksijensiz ve besleyici maddelerden mahrum kalması, beyinde kanama olmasına ve beyin hücrelerinin damar dışına çıkmış olan kanın kitlesel etkisi sonucu fonksiyon yapamaz duruma gelmesine denir.
3'TE 1'İ İLK KRİZDE ÖLÜYOR
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ölüm sıralamasında kalp krizi ilk, kanser ikinci, beyin krizi ise üçüncü sırada yer almaktadır. Kişiyi sakat bırakmada ise beyin krizi ilk sırada bulunmaktadır. Beyin krizi olan hastaların 1/3'ü ilk krizleri sırasında ölmekte, 1/3'ü sakat olarak ve kısmen veya tam başkasına bağımlı olarak yaşamlarını sürdürmekte, 1/3'ü ise tam olmasa bile başkasına muhtaç kalmayacak şekilde normale yakın hale gelebilmektedir.
KANSIZLIĞA EN DUYARLI BEYİN
İki yarım küre, beyin sapı ve beyincikten oluşan tüm beyin, yoğun bir damar ağı ile kan almakta ve vücudun yüzde 2 kadarını oluşturduğu halde tüm vücut kanının yüzde 18 kadarı beyni beslemek üzere, boru şeklindeki temiz kan damarları ile beyine gitmektedir. Dolayısıyla kansızlığa en duyarlı olan ve en çok etkilenen organların başında gelen organ beyindir. Beyin, hücrelerin yaşaması için gerekli olan maddeler sayesinde çalışmasını ve yaşantısını düzenler.
KAN AZALTILIRSA ATLATILIR
Beyine gelen kan miktarının yüzde 40 kadar ve kısa süreli azalması beyindeki tamamlayıcı özellikler sayesinde zarar vermeden ve kişi fazla bir şey hissetmeden atlatılabilir. Kan miktarının azlığı %40-60 arasında olursa geçici özellikte ve kısa sürede düzelen belirtiler, yüzde 60'tan daha fazlaysa beyin hücreleri, gelişen oksijensizlik ve madde eksikliğine dayanamayıp krize neden olacaktır.