Hava yolların daralmayla kendini gösteren ve ataklarla seyreden astım, ülkemizde 4 milyon kişiyi tehdit ediyor. Genellikle ataklarla seyreden bu hastalıkta nefes darlığı, kuru öksürük, göğüste baskı hissi, hırıltılı veya hışıltılı solunum görülüyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Bülent Tutluoğlu, her yaşta görülebilen bu hastalıkta doğru ve düzenli tedavinin önemine değiniyor.
Toplumda astımla ilgili doğru bilinen yanlışları açıklıyor...
YANLIŞ: Astım ilerleyici bir hastalıktır.
DOĞRU: KOAH'ın aksine astım hastalığının zamanla ilerleme ihtimali azdır. Astım, doğru ilaç kullanımı ve düzenli takiple kontrol altına alınabilir.
YANLIŞ: Astım ileri yaşlarda görülmez.
DOĞRUSU: Astım orta yaş döneminde başlayabileceği gibi 60 yaş üstü popülasyonda da başlayabilir.
YANLIŞ: Hamilelikte astım ilacı kullanılmaz.
DOĞRU: Astımlı hamilelerin ilaç kullanmamaları nedeniyle sürekli nefes darlığı sorunu yaşamaları bebeğin oksijensiz kalmasına neden olabilir. Bunun sonucunda düşük, erken doğum görülebilir.
YANLIŞ: Astımda kullanılan ilaçlar zarar verir.
DOĞRU: Astım tedavisinde kullanılan kortizonlu spreyler normal dozlarda kana karışıp, kalıcı yan etkiye neden olmaz.
YANLIŞ: Astım sadece nefes darlığı yapar.
DOĞRU: Bazı hastalarda yalnızca öksürükle görülebilir. Bu öksürük, ağır kokularla artış gösterir.
YANLIŞ: Astım hastalarında sürekli nefes darlığı sorunu yaşanır.
DOĞRU: Tüm astım hastalarının yüzde 5'ini oluşturan ağır astımlılarda sürekli nefes darlığı ve öksürük gibi sorunlar yaşanır.
YANLIŞ: Astım hayat boyu devam eder.
DOĞRU: Çocukluk döneminde ortaya çıkan astımda belli yaş dönemlerinde şikayetler tamamen geçebilir.
YANLIŞ: Astımlı hastalar spor yapamaz.
DOĞRU: Hastalık kontrol altına alındıktan sonra her türlü sporu yapabilir.
