Romatizma, günümüzde ileri yaşın yanı sıra çocuklarda hatta bebeklerde bile görülebiliyor. Ülkemizde son derece yaygın olan bu hastalıkta genetik faktörler de etkili oluyor. Romatoloji Uzmanı Dr. Fulya Dörtbaş, romatizmanın ilerleyen süreçte göz, kalp, akciğer ve böbrek gibi hayati organlara da zarar verebileceğini söylüyor.
TEDAVİSİ VAR
Romatizma, genetik yollarla veya tam olarak bilinmeyen farklı enfeksiyon ve metabolik nedenlerle ortaya çıkabiliyor. Kilolu ve hareketsiz insanlarda ise hastalık daha şiddetli seyredebiliyor. Dr. Dörtbaş, "Hastalık çoğu kişi tarafından basit görülüyor ancak tedavi gecikebiliyor. Aksi halde eklem tutulmasına ve hasara bağlı fonksiyon kaybı ve kişinin eklemlerini çok rahat kullanamamasına sebep olur" diyor. Hastalığın eklemlerde şişliğe de neden olduğunu belirten Dr. Dörtbaş, tedavi yöntemleri hakkında şu bilgileri veriyor: İlaç tedavisi uygulanırken hastalığın şiddetine bağlı olarak doz dengelemesi yapılır. Hastalığın tekrardan alevlenebileceği ihtimaline karşı sürekli kontrol edilmelidir. Diz ve kalça bölgelerinde oluşan iltihaplı romatizmalarda hasar çok fazla ise proteze ihtiyaç duyulabilir.
FITIK RİSKİ GÖBEKLE BÜYÜR!
Bacaklarda veya ayaklarda karıncalanma, hareket ederken zorlanma ve ağrı... Tüm bunlar toplumda sık görülen bel fıtığının belirtileri arasında yer alıyor. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Ahmet İnanır, fazla kilonun fıtık riskini artırdığına dikkat çekiyor. Tanı ve tedavi hakkında şu bilgileri veriyor: Bel fıtığının tanısı, Fizik Tedavi veya Beyin Cerrahi uzmanı tarafından yapılan muayene ile konulur. Gerekirse röntgen, MRI, BT ve EMG çekilmesi gerekir. Bel fıtıklarının çok büyük çoğunluğu ameliyatsız iyileşir. Hastanın tedaviye cevap vermediği durumlarda ise cerrahi değerlendirilir.