Sırtta, kaburgaların alt kısmında ağrı, idrarda yanma ve acı, mide bulantısı, kusma, idrarda kan... Tüm bunlar, toplumda en sık görülen böbrek taşı rahatsızlığının belirtileri arasında yer alıyor. Yol açtığı şikayetler nedeniyle tedavisinin ihmal edilmemesi gerekiyor. Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Hakan Akan, bu hastalıkta genetik yatkınlığa dikkat çekiyor. Önemli bilgiler veriyor.
AZ SU TÜKETMEK RİSKLİ
Böbrek taşları, yaşam kalitesini ciddi şekilde etkiliyor. Genetik faktörler, aşırı kilo, sıvı tüketim alışkanlığının yetersiz olması, aşırı terlemeye neden olacak fiziki koşullarda çalışma, bazı metabolik bozukluklar taş oluşumu riskini artırıyor. Oluşan taşlar böbrekte kaldığı sürece bir yakınmaya yol açıyor. Ancak böbrekten çıkıp üreter adı verilen idrar kanalı boyunca ilerlemeye başladığında ciddi ağrılara yol açıyor. Taş aşağıya doğru ilerledikçe sık idrara çıkma isteği görülüyor.
TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Böbrek taşı tedavisi, ultrasonografi veya bilgisayarlı tomografi tetkiklerinden çıkacak sonuçlara göre belirleniyor. Doç. Dr. Hakan Akan, "Böbrekte belirlenen taş küçük ve idrar akımına engel olmuyor ise hemen tedavi gerekmeyip izlenmesi düşünülür. Ancak taş ya da taşlar büyük ise enfeksiyon ve böbrek fonksiyon kaybı gibi olası riskler dikkate alınarak tedavisi gerçekleştirilir. Taş vücut dışından şok dalgası ile kırma (ESWL) yöntemi ile ameliyatsız tedavi edilebilir. Ancak bu tedavi uygun bulunmuyorsa, idrar yolundan girilerek endoskopik olarak taş kırılabilmektedir" diyor. Taş idrar kanalına girmişse böbreğe zarar vermemesi için hemen tedavi edilmesi gerekiyor. Buna rağmen düşmeyen taşların endoskopik olarak lazerle kırmak gerekiyor.
BU ÖNERİLERE DİKKAT