Hemoroit, yani toplumda bilinen adıyla basur dünyada en sık rastlanan hastalıklar arasında yer alıyor. Dünya nüfusunun yüzde 50'sinden fazlası yaşamları boyunca en az bir kez hemoroidal hastalık semptomları yaşıyor. Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Abdulcabbar Kartal ülkemizde de yaygın olarak görülen bu hastalığın kabızlığı olanlarda, doğum yapan kadınlarda ve oturarak çalışan insanlarda daha sık görüldüğünü söylüyor. Tanı ve tedavi yöntemleriyle ilgili şu bilgileri veriyor:
VAKALAR ARTIYOR
Hemoroit, neden olduğu şikayetlerle yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Hastalar, genellikle utandıkları için doktora başvurmakta çekiniyor. Ancak bu durum, hastalığın ilerlemesine ve tedavisinde zorlaşmaya yol açıyor. Bu nedenle hastaların vakit kaybetmeden uzmana görünmeleri öneriliyor. Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Abdulcabbar Kartal, hemoroit tedavisinde son zamanlarda artış gösteren vakalar sonucunda lazer yönteminin daha çok kullanıldığını söylüyor. "Hemoroit hastalığına lazerle iki temel yaklaşım vardır. Birincisi lazer hemoroidoplasti olup, bu yöntemde hemoroidal dokunun lazer probu kullanılarak pıhtılaşmanın ve koagülasyonun tetiklendiği bir yöntemdir. Diğeri ise makat çevresine giden yüzeyel damarların lazer enerjisiyle pıhtılaşmasının sağlandığı yöntemdir" diyor.
SON ÇARE AMELİYAT
Hemoroid tedavi işlemi genellikle genel aneztezi altında yapılıyor. Hemoroidal pakeleri (hemoroid memeleri) bulmak için bir anal ekartör kullanılıyor. Lazer probunun geçişine izin vermek için küçük bir kesi yapılıyor. Doç. Dr. Abdulcabbar Kartal, lazer yönteminin daha az ağrılı olduğunu belirtiyor.
BESLENMEYE DİKKAT ETMELİ
Ameliyat sonrasında hastaların beslenme alışkanlarına dikkat etmesi öneriliyor. Hastaların 2-3 ay dışkı yaparken dikkat etmeleri gerekiyor. Kabızlık ve ıkınma olmamasına dikkat edilmesi tavsiye ediliyor.