Değişen beslenme alışkanlıkları, hastalıkları beraberinde getiriyor. İnsülin direnci, vücuttaki şekeri düzenleyen insülin hormonunun görevini yerine getirememesi olarak tanımlanıyor. Ailesinde diyabet hastalığı olanlarda, gebelikte kan şekeri yüksek olanlarda, bel çevresi 80 cm'in üzerinde olan kadınlar ile 90 cm'in üzerinde olan erkeklerde daha sık görülüyor. Dr. Bilge Ceydilek, görülme sıklığı giderek artan bu hastalığın diyabet, metabolik sendrom, obezite, kalp-damar hastalıkları, infertilite ve polikistik over sendromu gibi birçok hastalığa yol açtığını söylüyor. İnsülin direnci oluşumunu önlemek için dikkat edilmesi gereken kuralları sıralıyor.
HAFTADA 3 GÜN YÜRÜYÜŞ
DİYETLER TEHLİKELİ: Ağır diyetler, popüler diyetler ve tek tip gıda içeren diyetler yerine, günlük hayat uygun, besin çeşitliliği içeren bir programa sahip olmak gerekiyor.
DONDURMAYA DİKKAT: Tatlandırıcı şeker ve krema içeriyor. Kan şekeri düzeyini bozuyor.
HAZIR GIDADAN UZAK DURUN: Yoğun işlemden geçmiş ürünler, ev dışı beslenmenin büyük çoğunluğunu oluşturuyor. Bunların yerine yeterli protein, yağ ve lif içeren, karbonhidrat ihtiyacının tam taneli tahıllar, meyve ve sebze gruplarından almak gerekiyor.
EGZERSİZ ŞART: Haftada en az 3 gün, tempolu olmak koşuluyla; yürüyüş, yüzme, bisiklet, koşu ve ip atlama gibi egzersizler sağlığı koruyor.
AKŞAM YEMEĞİNİ KISA KESİN: Yemekten sonra atıştırmalık olacağını düşündüğümüz glisemik indeksi yüksek meyvelerin miktarına dikkat edin.
BU BELİRTİLERE DİKKAT
İnsülin hormonu, yağ, kas ve karaciğer dokularında hücre içine glikoz alımını sağlıyor. Enerji metabolizmasındaki hücre içi olayları başlatıyor. İnsüline direnç geliştiğinde hem insülinin hücresel etkisinde azalma oluyor ve glikoz hücre içine alınamıyor hem pankreas bezinden aşırı insülin salınımı oluyor. Glikoz ve insülin dengesindeki bu değişimler nedeniyle; sık acıkma, bel çevresinde yağlanma, yemek sonrası uyku hali ile bitkinlik, terleme, adet düzensizlikleri, aşırı tüylenme, sık ve yaygın sivilcelenme görülüyor.