Prostat, adıyla bile erkekleri korkutmaya yetiyor! Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Şevket Tolga Tom bul, oldukça sinsi ilerleyen prostat kanserinde erken teşhis ve tedavinin önemine dikkat çekiyor. Önemli bilgiler paylaşıyor.
YAŞ EN BÜYÜK RİSK
Prostat kanserinde, ileri yaş risk oluşturuyor. İleri evrelerde hastalık, hayati risk yaratıyor. Bu nedenle erken tanı ve tarama önem taşıyor. Erkeklerde yaşla birlikte prostat dokusu testosteron hormonunun da etkisiyle büyüyor. Fiziksel büyüklüğü arttıkça da idrar problemlerine yol açıyor. Günümüzde çoğu hasta, bu idrar problemleri ortaya çıkınca doktora başvuruyor. Ancak hastalığın kimi zaman belirti vermemesinden dolayı düzenli kontrol önem taşıyor. Çünkü hiçbir semptom olmadan da sadece PSA yüksekliği ya da prostat muayenesinde tespit edilecek sertliklerle de tanı koyulabiliyor. Bu nedenle özellikle ailesinde prostat kanseri riski olan ya da ailesel meme ve yumurtalık kanseri hikayesi olan kişilerde 45, olmayan hastalarda ise 50 yaşından sonra bu tür ürolojik kontroller öneriliyor. Prostat taraması sırasında yapılan muayene, hastaların doktora başvurmasındaki en büyük engeli oluşturuyor. Erkekler, parmakla muayene olmasından dolayı muayeneden kaçınıyor. Bu kaçınmaların neticesinde hastalık evre atlayıp tedavisi daha zor aşamalara gelebiliyor.
PSA'YA BAKILMALI...
Doç. Dr. Tombul, "Normal taramalarımızı, PSA kan testiyle ve makattan muayene ile yapıyoruz. Şüpheli bir durum tespit ettiğimizde prostat MR'ı ile kanser şüphesi olan lezyonun olup olmadığını araştırıyoruz. Herhangi bir lezyon tespit edilirse MR füzyon teknolojileriyle biyopsi alarak prostat olup olmadığını araştırıyoruz. Erken evrede tanı aldığımız zaman tedaviyi cerrahi ya da radyoterapi ile yapabiliyoruz. Cerrahiyi ise açık, laparoskopik ya da laparoskopi yardımlı robotik cerrahi yöntemlerinden biri ile gerçekleştirebiliyoruz" diyor.
Erken evrede tedavi yüzda 90 başarı gösteriyor. Ancak tanıda geç kalındığında kanserli hücreler yayılıyor. Bu nedenle belirti beklemeden yılda bir kez Ürolog'a muayene olmak gerekiyor.