Bir omurga hastalığı olan skolyoz, bel ya da göğüs bölümünde görülüyor. Omurganın sağa veya sola eğilmesi ile kendini gösteren skolyoz, doğuştan olabileceği gibi sonradan da gelişebiliyor. Hayat kalitesini ciddi oranda düşürüyor. Erken dönemde önlem alınması ve tedaviye başlanması gerekiyor. Aksi takdirde hastalık, ciddi sağlık sorunlarını beraberinde getiriyor. Prof. Dr. Emre Acaroğlu, ciddi bir omurga hastalığı olan skolyozun tedavisi hakkında sizleri bilgilendiriyor...

KİFOZLA KARIŞTIRILIYOR
Normal bir insan omurgasına yandan bakıldığında boyun ve bel bölgesinde bir miktar çukurluk (lordoz) ve sırt bölgesinde hafif bir kamburluk (kifoz) kabul edilebilecek derecelerde bulunuyor. Fakat önden veya arkadan bakıldığında normal bir omurgada eğrilik bulunmuyor. Eğer var ise bu durum genelde skolyozun habercisi sayılıyor. Çocukluk döneminde de tanısı konulabiliyor. Çok düşük dereceli eğimler ise zamanında fark edilmediğinden erişkin dönemde de tanı konulabiliyor. Skolyozdan şüphelenilmesi durumunda mutlaka skolyoz cerrahisi ile uğraşan bir ortopedi uzmanına başvurulması öneriliyor. Uzman doktor tarafından yapılan muayene ve röntgen incelemeleri ve gerekirse MR görüntülemesi sonrasında omurgadaki eğriliğin derecesi ve beraberinde eşlik eden başka omurga ve omurilik problemlerinin olup olmadığı saptanarak, hasta uygun bir tedavi planına başlanması gerekiyor.

ERGENLİK TEHLİKESİ
Skolyozun ilerleyip ilerlemeyeceğini tahmin etmek her zaman kolay olmuyor. Fakat ilerleme riskini artıran bazı faktörler bulunuyor. Mevcut omurga eğriliğinin en hızlı ilerlediği dönemin yaşamın ilk beş yılı ve ergenlik dönemindeki "hızlı boy uzaması" olduğu biliniyor. Bu dönemde saptanan eğriliklerim ilerleme riski daha fazla görülüyor. Küçük yaşlarda skolyoz tanısı almış olan çocuklarda skolyozun çok yakından takip edilmesi, eğriliğin ilerleme miktarına göre tedavi şeklinde değişikliğe gidilebilmesi tavsiye ediliyor.