Kalp tümörlerinin genellikle tesadüf eseri ortaya çıktığı biliniyor. Tümörden habersiz hastalar göğüs ağrısı, çarpıntı, nefes darlığı, halsizlik ve kilo kaybı belirtileriyle doktora başvuruyor. Tümör, yapısına göre kalp için de 1-2 cm boyutlarından 10-12 cm boyutlarına kadar büyüyebiliyor. Prof. Dr. Burak Onan, hastalık ve tedavisiyle ilgili şunları söylüyor:
KİLO KAYBINA YOL AÇAR
Kalpte tümörü göğüs ağrısı, çarpıntı, nefes darlığı, halsizlik ve kilo kaybına sebep olabilmektedir. Tümörün büyüklüğü ve yapısına bağlı olarak nadiren emboli denilen tümör parçasının koparak organları besleyen atardamarları tıkaması şeklinde bir tablo görülebilmektedir. Bu duruma "tümör embolizasyonu" denmekte olup, tümör kopması ve kalpten emboliye bağlı felç, bacak damarlarında tıkanma ya da iç organ fonksiyon bozukluğu söz konusu olabilmektedir. Kalp tümörü ameliyatları açık, endoskopik yani kapalı ya da robotik kalp ameliyatı şeklinde 3 ayrı yolla yapılmaktadır. Bu ameliyatlar yaklaşık 4-6 saat sürmektedir.
ROBOTİK CERRAHİ KONFOR SAĞLIYOR
Robotik cerrahi oldukça konforlu olan yöntemdir. Robotik kalp cerrahisi robotik cerrahi sistemlerinin bulunduğu robotik cerrahi merkezlerinde uygulanmaktadır. Bu ameliyatların yapılabilmesi için merkezde anestezi doktorları, ameliyat hemşireleri, perfüzyonistler ve robotik kalp cerrahlarının bulunması gerekmektedir. Hasta ameliyat sonrası dönemde herhangi bir sıkıntı olmaması halinde en kısa sürede servis odasına alınır. Ameliyat sonrasında günlük yaşamlarına dönüşü daha hızlı olmaktadır. Kötü huylu kalp tümörlerinde ise tedavi seçenekleri hastanın genel durumuna göre belirlenir. Kemoterapi, ışın tedavisi ve ameliyat gibi yöntemler konusunda planlama yapılır.
FELÇ RİSKİNİ YOK EDER
Kalp tümörleri iyi huyludur. Bazı tümörler genetik geçişlidir. Kalp içinde 1-2 cm boyutlarından 10-12 cm boyutlarına kadar değişen büyüklükte ortaya çıkabilmektedirler. Küçük, düzgün yüzeyli, bir sapla kalp duvarına tutunan kalp kitlesi herhangi bir şikayet oluşturmadan sessiz bekleyebilmektedir. Daha büyük kalp tümörleri ise kalp yetmezliği, nefes darlığı, tansiyon düşüklüğü, emboli ya da ani hayat kaybına sebep olabilmektedir. Kitle teşhis edildikten sonra operasyonun bir an önce yapılması hastanın emboli riskini azaltmak için önerilmektedir.