Osteoporoz, yani toplumda bilinen adıyla kemik erimesi daha çok kadınları tehdit ediyor. Omurga ve sırt bölgesinde oluşan ağrıyla belirti veriyor. Kemik kaybı genellikle menopoz döneminden sonra hızlanıyor. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Nilay Kılıç Çınar, yaşam kalitesini düşüren bu hastalığın tanı ve tedavi yöntemlerine değiniyor.
KRİTİK YAŞ 65!
Sık görülen metabolik kemik hastalığı olan osteoporoz, kemik kütlesinin azalmasıyla ortaya çıkıyor. Tüm ırklarda, tüm yaş gruplarında ve her iki cinste de görülmekle birlikte, yaşlı beyaz kadınları da tehdit ediyor. Kemik kaybı ve osteoporoz riski yaşla birlikte artıyor.
Kemik kaybı kadınlarda özellikle menopoz döneminde hızlandığından, kadınlar genellikle osteoporoz için daha yüksek risk grubunda yer alıyor. Osteoporoz genellikle 65-74 arasında kapıyı çalıyor. Kemik yoğunluğunun azalması kemiğin gücünün azalmasına yol açıyor. Hastalığın yol açtığı kırıklar, el bileği, omurga ve kalçada görülüyor. İşte bu nedenle hastalığın erken dönemde tespit ve tedavi edilmesi gerekiyor.
FAZLA KAHVE ZARARLI
Yaş, kemik erimesinde en yüksek risk grubunu oluşturuyor. 65 yaş üstü olmak, ailede kırık hikayesi olması, 3 aydan uzun süren kortizon kullanımı, erken menopoz (45 yaş öncesi), kalsiyumdan fakir beslenme, sigara ve alkol kullanımı, fazla kafein ve tuz tüketimi, aşırı zayıflık ya da kilo kaybı, uzun süreli yatağa bağımlı kalma riskli artırıyor. Kemik erimesi ilerleyen süreçte sırt ağrısına, boy kısalmasına, sırtta kamburlaşmaya yol açıyor.
TANI NASIL KONUR?
Klinik muayenelerin yanı sıra bazı laboratuvar testleri ve kemik mineral yoğunluğunun ölçümü çoğunlukla yeterli olur. Osteoporoz tanısının kırık oluşmadan konması önem taşır. Tanı konduktan sonra hastanın tedavisi planlanmalı ve belli aralıklarla takibi yapılmalıdır.
D VİTAMİNİ ÇOK ÖNEMLİ
Kemik erimesinden korunmada kalsiyum ve D vitamini önem taşıyor. Bu nedenle kalsiyum içeren süt ve süt ürünlerinin tüketilmesi öneriliyor. İlaç tedavisi ile kırıklar engelliyor, kemik mineral yoğunluğu artırılıyor, hastalığa bağlı şikayetler iyileşiyor, hastanın yaşam kalitesi yükseliyor.