Çağın vebası kanser, cana kast ediyor. Özellikle pankreas kanseri, en öldürücü türü olarak biliniyor. Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Ali Kağan Gökakın, bu hastalık nedeniyle dünyada her yıl 250 bin kişinin hayatını kaybettiğini söylüyor. Alınması gereken tedbirleri ve tedavi yöntemlerini sıralıyor...
SİNDİRİMİ DESTEKLER
Pankreasın vücudumuz metabolizması için büyük önem taşıyor. Midenin arka tarafında bulunan bir salgı organı olan pankreas hem sindirim için gerekli enzimleri üretiyor hem de kan şekerinin düzenlenmesi için önemli hormonlar üretiyor. Hızlı ilerleyen ve geç teşhis edilen pankreas kanserinin görülmesinde genetik faktörler etkili oluyor. Genellikle ilk evrelerde belirti vermeyen bu hastalık ilerleyen evrelerde mide şişkinliği, karın-sırt ağrısı, ani kilo kaybı gibi şikayetlere neden oluyor. Ancak genellikle başka hastalıklarla karıştırıldığından şikayetler önemsenmiyor. Bu durum, kanserin geç tespit edilmesine neden oluyor.
TEKRARLAMA RİSKİ VAR
Pankreas kanserinin tedavisinde öncelikle tümör cerrahi olarak çıkartılıyor. Ameliyat sonrası dönemde, neredeyse tüm hastalar için kemoterapi ve radyoterapiye ihtiyaç duyuluyor. Ancak, tümörün cerrahi olarak çıkarılması mümkün olmadığı durumlarda, kemoradyoterapi kullanılarak tümör boyutlarının küçülmesi sağlanıyor. Tedavi edilen hastaların, ortalama 3 yıl içinde tekrar pankreas kanseriyle karşılaşma ihtimali bulunuyor. Bu nedenle hastaların kontrolleri aksatmaması öneriliyor.
AİLENİZDE VARSA
Bazı durumlarda aniden ortaya çıkan şeker hastalığı, pankreas kanserinin erken belirtisi olabiliyor. Bu nedenle ailesinde şeker hastalığı olanların, daha dikkatli olması gerekiyor. Öte yandan diyabet hastalarının da pankreas kanserinden korunması için sıkı tedbirler alması öneriliyor. Prof. Dr. Ali Kağan Gökakın, "Diyabetinizi kontrol altında tutun. Tedavi planınızı takip edin. Sağlıklı ve dengeli bir diyet benimseyin. Şişmanlamaktan kaçının. Eğer kiloluysanız zayıflayın. Spor yapın. Günlük olarak taze mevsim sebze ve meyve yiyin" diyor.
GÖBEK TEHLİKE DEMEK
Araştırmalar, obezite ile pankreas kanseri arasında bağlantıyı gösteriyor. Buna göre pankreas kanseri tanısı alan hastaların dörtte üçünde şeker metabolizması bozukluğu ya da TİP-2 diyabet görülüyor. Uzun süreli insülin yüksekliğine maruziyet ve kan şekeri yüksekliği, pankreas kanseri riskini artırıyor.
