Yolda yürürken bacağınızda ağrı hissediyor, spor yaparken ayaklarınızda ya da baldırlarınızda ağrı mı yaşıyorsunuz? Bu hastalığı yaşayan insanların sık sık durma ihtiyacı hissetmesi ve genellikle vitrin önlerinde mola vererek ağrının geçmesini beklemesi nedeniyle halk arasında vitrin hastalığı olarak bilinen periferik damar hastalığı bu belirtiler ile seyredebiliyor.
Uzmanlar, tedavi edilmediğinde hayatı tehdit edecek kadar ciddi sorunlar yaratabileceğine dikkat çekiyor. Erkeklerde kadınlardan 5 kat daha sık görülen hastalığın Türkiye'de 70 yaş üzerinde görülme sıklığı yüzde 30'lara ulaşıyor.
Periferik damar hastalığının yaşın ilerlemesiyle birlikte artış gösterdiğine vurgu yapan uzmanlar, hastalığın sigara-alkol tüketimi, şeker hastalığı ve yağlı beslenme gibi durumlarda ortaya çıkabileceğini belirtiyor. Kısa mesafeli yürüyüşlerde bacaklarında ağrı hisseden, dinlenme sırasında dahi ağrı yaşayan, bacak ve ayaklarında soğukluk gibi belirtileri olan kişilerin kalp ve damar cerrahisi uzmanına görünmesi tavsiye ediliyor.
İDRAR RENGİNE DİKKAT!
Üroloji ve Androloji Uzmanı Prof. Dr. Ömer Faruk Karataş, idrarda farklı renklerin, farklı hastalıkların erken ya da geç dönem belirtisi olabileceğini söylüyor. Hangi idrar renginin normal, hangisinin hastalıklara haber verebileceğini anlatıyor:
ŞEFFAF İDRAR: Normal idrar rengidir. Şeker hastalığı belirtisi olabilir.
AMBER YA DA BAL RENGİ İDRAR: Genellikle az su tüketimiyle ilişkilidir. Çoğu zaman bir hastalığa işaret etmez. Aşırı terleme ve su kayıplarında da geçici olarak görülebilir.
TURUNCU İDRAR: Karaciğer ve safra kesesi hastalıkları başta olmak üzere çeşitli ilaç kullanımları ve vitamin alımlarına bağlı yaşanabilir.
KAHVERENGİ İDRAR: Sarılık ve Gilbert Sendromu gibi karaciğer hastalıklarının habercisi olabilir.
KIRMIZI İDRAR: Enfeksiyonlar, böbrek taşları ya da böbrekten başlayarak idrarın atılımının olduğu tüm yolları ilgilendiren kanserlerin belirtisi olabilir.
PORTAKAL ORDA KAL
Vitamin deposu portakal, kemik yapısının ve gücünün artmasına katkıda bulunuyor. Güneş, kirlilik ve dumandan kaynaklanan cilt hasarlarını önlemeye yardımcı oluyor. Kan basıncını düşürüyor. Gözleri koruyor. Hafızayı ve kavramayı artırarak beyne fayda sağlıyor.
ZEYTİNYAĞI KANSERİ KOVAR
Sofraların olmazsa olmazı şifa kaynağı zeytinyağı, hastalıklara derman oluyor. Kanserle de savaşıyor. Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Uğur Coşkun, düzenli zeytinyağı kullanımının kanser riskini yüzde 31 azalttığını söylüyor. Şöyle devam ediyor: Yeşil sebze ve meyve ağırlıklı, tam tahılları, baklagilleri içeren Akdeniz diyeti de kanserden korur.
GALETA LEBLEBİ BULANTININ ÇARESİ
Gebelikte sağlıklı beslenmek, hem anneyi hem de doğacak bebeği koruyor. Diyetisyen Renan Güneş, gebelik döneminde beslenme, kilo kontrolü, dikkat edilmesi gerekenler ve hormonal değişiklikler gibi önemli konularla ilgili bilgiler veriyor: İlk 28 gün folit asit çok önemli. Bulantıları azaltmak için sabah kalkar kalkmaz mide asitini emmeye yardımcı olacak galeta, leblebi, çubuk kraker gibi besinleri yataktan kalkmadan tüketmeye çalışmalı. Ayrıca kalsiyumun zengin kaynağı olan süt, yoğurt ve peynir düzenli tüketmeli. Asitli içecekler, hazır meyve ve taze sıkılmış meyve suları midede yanmaya ve ekşimeye sebep olacağından tüketilmemelidir.
ENFEKSİYONA KIZILCIK
Kızılcık, idrar yolu enfeksiyonlarını önler. Grip ve soğuk algınlığı hastalıklarını engeller. Sindirimi artırır. Kötü kolesterolü düşürebilir. Kalp hastalığı riskini azaltır.
BÖRÜLCE CİLDİ BESLER
Deniz börülcesi, lenflerin çalışmasını sağlar. Guatr hastalığını önler. Bağırsak ve mide rahatsızlıklarının önüne geçer. Cildi yenilerek gençleştirir.
KABIZLIĞA KUŞBURNU
Kuşburnu, kansızlığa iyi gelir. Gözleri korur. Cildi güzelleştirir. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Kabızlığı önler. Kanserle savaşır.
