Kanser, çağın vebası olarak adlandırılıyor. Mide kanseri ise bu hastalığın en sık görülen türleri arasında yer alıyor. Modern hayatın neden olduğu hareketsizlik ve yanlış beslenme alışkanlıkları mide sağlığını olumsuz etkiliyor. Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Vedat Göral, bilinmesi gerekenleri açıklıyor…
AİLEDEN MİRAS...
Mide kanseri genellikle hazımsızlık, bulantı, şişkinlik hissi, kilo kaybı ve karın bölgesinde ağrıyla belirti veriyor. Bu hastalığın ortaya çıkmasında, genetik faktörler de etkili oluyor. Özellikle ailesinde ya da birinci derece akrabalarında mide kanseri öyküsü olanlarda risk artıyor. Bu bireylerin mutlaka endoskopik olarak belli aralıklarla tetkik edilmesi gerekiyor. Helicobacter pylori isimli bakteri de kansere yol açıyor. Bu bakterinin toplumda yaygın olarak tedavisinin yapılması ve sıklığının azaltılması ile birlikte dünyada mide kanseri görülme oranı azalıyor. Mide kanseri genellikle sinsi ilerliyor. Özellikle ani stres ve üzüntü bu hastalığa zemin hazırlıyor.
ERKEKLER DİKKAT!
Bu nedenle ani stres ve üzüntünün kontrol edilmesi, tedavi ile geçiştirilmesi gerekiyor. Göral, "Mide kanseri oluşumunda genetik faktörler, çevresel etkenler ve kanser gelişimini kolaylaştırıcı bazı hastalıklar rol oynar. Erkeklerde, kadınlara göre yaklaşık iki kat daha fazla rastlanılır. Hastalık genellikle 40-50 yaşından sonra görülür. Ülkemizde Van, Erzurum ve Güneydoğu'da nispeten daha sık görülmektedir" bilgisini paylaşıyor.
NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Mide rahatsızlığı olanlara, ilk evrede endoskopi yapılmalıdır. Elle muayene yapılarak ilaç yazılmamalıdır. Böylece mide kanserinin erken evrede teşhisi konulmuş olur. Erken evrede Japon tekniği olan endoskopik kazıma yöntemleri kullanılmakta olup, ileri evrede ameliyat ve onkolojik tedaviler yapılmalıdır. Ameliyattan sonra 5 yıl belli aralıklarla endoskopik kontroller yapılır ve nüks olup olmadığı araştırılır. 5 yılı geçenlerde kanserinin nüksü seyrek olmaktadır.
BESLENME ÖNEMLİ
Mide kanserinin ortaya çıkmasında, beslenme alışkanlıkları büyük rol oynuyor. Tuzlu ve tütsülenmiş balık tüketimi, yoğun şekilde tuzlanmış salamuralar, bazı gıda koruyucuları ve katkı maddeleri, fermente soya, küflenmiş tahıllar, tohumlar, çekirdek tohumları (aflatoksin), yağda kızartılmış gıdalar, aşırı kırmızı et tüketimi hastalığa zemin hazırlıyor. Bu nedenle bol sebze meyve tüketilmesi, ateşte veya mangalda pişirilen kebap gibi gıdalardaki kömürleşmiş, etlerin siyahlaşmış kısımlarının yenmemesi gerekiyor.