Vücudumuzun iç ısısı hep 37 derece civarında sabit tutulur. Bu, beynimizde bulunan "ısı ayarlama merkezi" sayesinde, dokulardaki ısı üretimi ile ısı kaybının dengede tutulmasıyla mümkün olur. Ancak, vücudumuz çok kısa sürede çok sıcak veya çok soğuk ısılarla karşılaşırsa ve bu uyumu sağlayamazsa ölüme kadar gidebilen çeşitli rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Hipotermi, yani vücut ısının 35 derecenin altına düşmesi soğuk kış günlerinin en korkulan tablosudur.
RİSK ALTINDA OLANLAR Hipotermi; özellikle askerler, avcılar, balıkçılar, çobanlar, kayak yapanlar gibi dış ortamda bulunmak ve çalışmak zorunda kalanlarda ve evi barkı olmayan insanlarda ortaya çıkar. Küçük çocuklarda baş-gövde oranı erişkinlere göre daha fazla olduğundan, bunlar baş yoluyla ısı kaybına daha duyarlıdırlar. Bebeklerde ise ısı koruyucu mekanizmaların tam gelişmemiş olması soğuktan etkilenme risklerini artırır. 65 yaşın üzerinde ve de mental hastalığı olanlarda hipotermi tehlikesi daha fazladır. Hipoterminin oluşumunda; rüzgarın şiddeti, kişinin vücudunun nemli olması, hareketsizlik, susuzluk veya açlık gibi enerji kaynaklarının yetersizliğinin önemi vardır.
HAFİF HİPOTERMİ Hipotermi; vücut ısısının yüksekliğine göre hafif ve şiddetli olmak üzere iki gruba ayrılır. Hafif hipotermide vücut ısısı 35-32 derece arasındadır. İlk belirti ellerin ve ayakların acıyacak derecede üşümesi ve deride hissizliğin başlamasıdır. Ellerle hassas işler yapmak zorlaşır. Isı düşmeye devam ettikçe kasların koordinasyonu azalır ve kişi yürürken tökezler. 34 derecenin altında ise aşırı duyarlılık, kişilik değişiklikleri, konuşmada ve düşünmede yavaşlama, hafızada zayıflama gibi beyinle ilgili belirtiler de gelişir. Bu dönemde kan basıncı yükselir, nabız ve solunum hızlanır, idrar miktarı artar.
ŞİDDETLİ HİPOTERMİ
Vücut ısısı 32 derecenin altına inmeye başlayınca titremeler durur. Kişi yardımsız yürüyemeyecek durumdadır, giderek ayakta duramayacak hale gelir. Mantıksız davranışlar, yarı baygınlık, bilincin bulanıklaşmasıgibi belirtiler gelişir. 30 derece altında solunum yüzeyselleşir, kalp atışları yavaşlayıp düzensizleşir, kan basıncı düşmüştür ve göz bebekleri genişlemiştir. 28 derecenin altında ise ölüm gerçekleşir. Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta, kişi canlı olduğu halde ölü sanılmasıdır. ölüm kararına, gerekli tıbbi girişimler ve ısıtma işlemlerinden sonra varılmalıdır.