Geçtiğimiz gün Hürriyet yazarı Cengiz Semercioğlu, "İşi sulandırma Ahmet" başlıklı bir köşe yazısı kaleme aldı. Neymiş, NASA'nın "Komik ve eğlenceli astronot arıyoruz" tweet'ine Cem Yılmaz "İşim var" yanıtı vermiş ve bu cevaba Cengiz Semercioğlu gibi ben de çok gülmüştüm. Aynı soru, gittiği bir konserde basın mensupları tarafından Ahmet Kural'a sorulunca oyuncu "Davam var gidemem" cevabını vermişti. Cengiz Semercioğlu da bu cevap üstüne Ahmet Kural'a vurmuş da vurmuş. Bence çok ince ve güzel cevap vermiş Ahmet… Semercioğlu, "Kadına şiddetle yargılandığın bir dava var. Bir kadını 45 dakika dövdüğüne dair ortada ciddi iddialar ve komşularının ifadesi var" diye Kural'ı eleştiri bombardımanına tutmuş. Evet, ortada bir dava var. Evet, ortada "Bana şiddet uyguladı" diyen bir kadın var. Ama Semercioğlu keşke mahkemeye sunulan dosyaları okusaydın. En kötü, internete yazıp baksaydın. Ben Ahmet Kural ile Sıla davasında ilk defa böyle bir yazı kaleme alıyorum. Ama bence Cengiz Semercioğlu'nun davanın içeriğinden haberi yok. Evet, kadına şiddete karşıyız. Bu, Türkiye gündemini meşgul eden büyük bir olay. Ama Sıla'nın tarafından bakarken Ahmet Kural tarafını da biraz inceleyin derim. Sıla'nın 45 dakika boyunca dövüldüğünü iddia eden ve Ahmet Kural'ın komşusu olduğunu öne süren Hatice Zeynep Tunç'un, oyuncunun komşusu olmadığı savcılık tarafından ortaya çıktı. Yani bir nevi yalancı şahit durumu söz konusu. Bunu geçiyorum.