Özür yerine 'samanlıkta aranan iğnenin sesi' savunması yaptı!
CHP'li Tanal: Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; burada gerçekten iktidar partisi milletvekilleri sanki samanlıkta şey yapar gibi ses çıkarıyorlar, çok ayıp, yakışmıyor bu Parlamentoya! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
AK Partili Canikli: Sayın Başkan, izninizle tutanaktan okumak istiyorum. Biraz önce bir milletvekili Sayın Bakanımıza soru sorarken tam ifadeyi duyamamıştım ama tutanağı getirttim. Şöyle bir ifade kullanıyor Sayın Başkan, aynen okuyorum: "Burada gerçekten iktidar partisi milletvekilleri sanki samanlıkta bir şey yapar gibi ses çıkarıyorlar." Aynen böyle.
Canikli: Çok ayıp. Bu yakışmıyor bu Parlamentoya Sayın Başkan.
Başkanvekili Mumcu: Uygun değil efendim. Evet.
AK Partili Mustafa Elitaş: Sayın Başkan, kim söylediyse düzeltsin.
Mumcu: Yakışıksız bir söz efendim, evet.
Canikli: Efendim, ne anlama geldiğini, Sayın Başkan, lütfen kendisinden alalım.
Canikli:AK Partili Cevdet Erdöl: Özür dilesin! Özür dilesin!
Mumcu: Sayın Tanal, mikrofonunuzu açıyorum. Bu konuyu netleştirin, uygun bir söz değil. Lütfen buyurunuz.
Tanal: Şimdi, tabii, arkadaşlarımız, herhâlde ilkokuldaki bilgilerini unutmuşlar. "Samanlıkta iğne arar." denilen bir atasözümüz var. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler) Bunu bilmiyorlarsa ben ne diyeyim?
Biraz önce bir arkadaşımız dedi ki: "Buradaki insanlar milletvekili." Evet, doğru, buradaki insanlar milletvekili ama milletvekili olmak... Gerçekten, demek ki hâlâ arkadaşlarımız bu çocukluk şeylerinden halen kurtulamamışlar. Lütfen, bu çocukluk durumunuzdan kurtulunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Elitaş: Sayın Başkan, ne söylediğinin farkında değil. Sayın Başkan, özür dileyecek mi dilemeyecek mi? Zaten sizin de kınadığınız, şık değil dediğiniz ifade ne anlama...
Tanal: Anlamadıysanız ne diyeyim ben size?
Canikli: Sayın Başkan, bir milletvekili... İğne kelimesi aklına gelmez mi, iğnenin çıkardığı ses aklına gelmez mi? Yani bu kadar basit bir cümleyi kuramaz mı, bundan aciz mi Sayın Başkan?
Mumcu: Sayın Canikli... Sayın Tanal, lütfen sözünüzü düzeltin. Böyle yanlış anlaşmalara yol açmasın, lütfen.
Tanal: Bakın, Değerli Başkanım, benim aklıma gelen size izah ettiğim şekilde."