Yakın takip!

Ergenekon'un karakutusu Tuncay Güney, TAKVİM'e konuştu: Statükonun gizli kolu hala aktif. Ancak Başbakan buna direniyor. Bu yüzden 'o kol' AK Parti'de kim varsa izliyor...

Kaynak GAZETE
Giriş Tarihi :25 Mayıs 2012
Yakın takip!

İÇİNDEKİLER

Tuncay Güney... Ergenekon'un karakutusu ya da kilit ismi... Önceki gün Vatan Gazetesi'nden Mustafa Mutlu'ya "Ergenekon oyundur. Herkes rolünü yaptı" diye konuşunca şaşırdım. Çünkü poliste işkenceyle alınan ifadesi davanın temelini oluşturuyordu. Zaten kendisi de konuştuktan sonra yurtdışına çıkmıştı. 2001'den beri Türkiye'de yok. "Neler oluyor?" sorusunun cevabını bulmak düşüncesiyle Tuncay Güney'e ulaştım. Soracak çok şey vardı. "Nereden başlasam acaba" diye bocalarken bir anda "Ergenekon oyun mu?" sorusu çıkıverdi ağzımdan. "Evet Ergün Bey, Ergenekon oyundu. Tıpkı darbeler gibi" cevabını verdi. İyi başlamıştık... Sorular birbirini kovaladı. Sohbet su gibi akıyordu. Hiç çekinmeden konuşuyor, anlattıklarına yetişmeye çalışıyordum. İşte Tuncay Güney'den daha önce hiç duymadığınız sözler...
Okuyun siz karar verin...
Türkiye'de neler oluyor?
Statükonun devamını isteyen eski devletin bir kanadı hala aktif. Bu yapıya, bu sermayeye direnen bir hükümet var. Eski devlet, basını daha iyi yönlendirdiği için rahatsızlık veriyor. Hükümet yaptıklarını duyuramadığı gibi bunlara cevap vermekten yorgun düşüyor.
Çekişme büyük yani?
İsimleri kayıtlarda olmayan birçok kimse, asıl görevlerini yapmak üzere bekliyor. Beklerken sivil görevlerine devam ediyor. Devletin bilmediği gizli silah depoları da bunların elinde... Buna çekişme mi savaş mı dersiniz bilmiyorum.
Neden böyle? Sebep ne?
Büyük devletler küçük devletleri hep krizlerle yönetir. Siyasi kriz, ekonomik kriz ve terör bunların en etkilisidir. Bunların hepsi zaten Türkiye'de var. Bütün bunlar büyük devletlere muhtaç olduğumuzu unutmamak için!
Amerika'yı mı kast ediyorsun?
Türkiye'de sorunlar yanlış tartışılıyor! Ortadoğu'da sorun sadece petrol olsaydı, ABD Irak'a girmez, Venezuella'yı alırdı. Ama Venezuella Müslüman değil! Afganistan ve Irak'ı vurursan peşinden diğerleri gelir. ABD bunu yaptı. Bölgedeki çatısmalara sadece petrol olarak bakamayız. Petrol büyük amacın ancak bonusu olabilir. Bütün Irak'ın petrolü tek basına ABD'ye kalsa zararını 15 yılda kapatamaz. Bunun sosyolojik, ideolojik ve dini boyutu var.
AK Parti ABD'ye karşı mı? Ya da ABD, AK Parti'yi istemiyor mu?
Hükümeti, yani AK Parti'yi sadece Obama destekliyor. Fakat Amerikan Kongresi şiddetle karşı. Anlayacağın sadece Beyaz Saray'ın desteği var. Mesela Predator'a Obama karar veremedi. Top Kongre'de. Uludere'de 34 kişinin ölmesi "Türk ordusu ve Ankara bizden aldığı silahlarla vuruyor" tartışmasını başlattı. Satışa Kongre karar verecek. Tek ikna yolu fiyat artışı gibi duruyor. Obama geçici bir yara bandıdır.
Peki bölge nasıl görünüyor?
Washington, AB'yi de arkasına alırsa Suriye'ye girebilir. Ama ABD ve AB birlik olamadığı için Rusya-Çin'in önüne plan koyamıyor. Suriye operasyonunu finanse edecek sermaye bulamadılar. İngilizler Suriye'nin patronu... Suriye'de rejimin değişmesi için İsrail de İngilizler'in kararını bekliyor. İşte burada İran'ın patronu kim? Özgürlüğün kime hizmet ettiği önemli!
Nasıl bir anda her yer karıştı?
Hemen olmadı bu... Özal, Ortadoğu devletlerini bir araya getirmek için çok uğraştı. Talabani ve Barzani Ankara'dan çıkmazlardı. Türki Cumhuriyetler'e el attı. Ama Eşref Bitlis Paşa'yı rüyasına ortak edemedi. Başka nedenler de vardı ama rüya bu yüzden yarım kaldı...
Ankara'yı takip ediyor musun?
Başkanlık ve yeni anayasa bir fırsat. Avrupa'da bir kanat "Başkanlık iyi olur" diyerek oyun peşinde koşuyor. Yerel yönetim, yerel polis, yerel vali, yerel seçim istiyorlar. Kürtler'e bizim baktığımız gibi bakmıyorlar. Eylül'den itibaren bölge karışacak. Çatışma yolda. Ankara, Batı'ya direnirse Kürtler kendi aralarında seçime gidecek. Otonom bölgeyi ilan edecekler. PKK da bunu istiyor. Ama hükümet bunu engellemek için çok uğraşıyor.
Olabilir mi peki?
Devlet içinde hükümete karşı olan "gizli devlet yapısının" kalıntıları ABD'deki gibi eyalet sistemi için Batı'da lobicilik yapıyor. Amaçları Başkanlık ile yerel egemenlik sisteminin gelmesi. Kürtler haklarını aldıktan sonra her etnik grup, kendi kendini yönetme hakkına sahip olacak. Ankara'daki havuzdan yıllık gelir alacak. Bu global oyuna sedece Başbakan direniyor. Ayrışmanın önündeki tek engel Erdoğan... Söylediklerimi koplo gibi görme, çünkü Libya böyle vuruldu!
Erdoğan dışında herkes istiyor mu yani?
Başbakan direniyor. Bu yüzden herkes onunla uğraşıyor. Ortadoğu'da Müslüman olmayan bir ülke istihbaratı, hastalığı hakkında devamlı yalan haber yayıyor. Amaçları AK Parti'yi bölmek. "Yenilikçiler-Gelenekçiler diye listeleri bile hazırladılar.
Bizi kötü günler mi bekliyor?
Kürtler'i Türkiye'den başka kimse idare edemez. Alanın elinde patlar!
Peki Ergenekon'a gelelim istersen!
Ergenekon operasyonu, Abdullah Öcalan'ın yakalanışı ile başladı. Ergenekon'da herkes daha önceden görevlerine göre yazılmış senaryoyu oynadı. Yolun başından itibaren ihanet edenler şimdi kendilerini sağlama almak için çırpınıyor. Kemalizm'in İslam'ın panzehiri olmadığını gördüler. 'Laik düzeni bozmak tehlikeli' diyerek yeni oyun peşindeler...
Bu güçler başkanlığa karşı mı?
Erdoğan, Türkiye şartlarına uygun bir sistem peşinde. Fakat içerideki gizli kol buna karşı! AK Parti'de kim varsa attıkları her adım not ediliyor. Başbakan finanssermaye bloğuna direndikçe hırçınlıkları artıyor. Hükümete destek veren kim varsa rapor ediliyor. Bir bütün olarak AK Parti devlete hakim olamadı. Adamlar ayakta hala! Bu gücü küçümseme!
28 Şubat neydi?
28 Şubat dönemi 'Alaattin'in sihirli lambası operasyonu' idi... Yurtdışına kaçırılan paralar yabancı sermaye olarak geri döndü. 28 Şubat, Ergenekon'un paraya hakim olan kendi elemanlarına yapılan bir operasyondu! Ergenekon operasyonu ile siyasi ve askeri yapı frenlendi. Şimdi herkes tarafını belli etmiş durumda. Saflar netleştiği için faili meçhuller durdu.
'28 Şubat ve Cemaat' dersem!
Bir kesimin tek derdi Fethullah Gülen Cemaati'nin finans ve yatırımlarına el koymaktı. Hizmetin okullarını külfet olarak görüyorlardı. Amaçları hizmetteki sıcak paraya konmaktı! 28 Şubat dönemi aktarılan rüşvet ve para transferleri hakkında hiç bir belge savcılıklara yollanmıyor. Avrupa fonlarından maaş alanlar incelenmeli... Ancak ekonomideki bağlantılarımız bunu biraz zorlaştırıyor.
Kemalizm dedin? Kötü olan ne?
Kemalist ideoloji, uygulayıcıları tarafından iflas ettirildi. Statükocu sermaye bunu da yedi bitirdi. Kimse çocuğuna Nutuk vermez oldu. ABD ve Batı, Kemalizm ile ulus devleti son 30 yıldır zor idare etti. Bir de sermayenin "Yargı siyasallaşıyor" diye ilginç feryadı var. Yahu Askeriye'nin kendi hukuku ortada dururken bu söylenir mi!
Sizin için "Türkler'in Lawrence'ı var" yorumu yapıldı. Ne diyorsunuz?
Global istihbaratta Türk Milli İstihbaratı en iyilerin arasında. Bugün MİT'in birçok ülkede elemanları var. Paraya hükmeden süper güçler, hareket alanını daraltmak istiyor. Türkler'in birçok Lawrence'ı var.
Unutmayın!

MiT VE FiDAN
Hakan Fidan için ne diyorsun?
Hakan Fidan, MİT'i dünyaya açmak istedi. Eleman ve bilgi bankacılığı üzerine değil de her yerde hareket-üretim atağına geçmek istedi. Ama güçlü istihbarat kurumları buna karşı çıktı. İkili anlaşmalarda kurumun hareket sahası dardı. Fidan, bunu genişletmek isteyince Oslo görüşmeleri sızdı. Aracı ülkeler olduğu için görüşmeler verimsizdi. PKK, 1980'lerdeki gibi bir örgüt değil. Bir holding. CEO'ları var. Fidan, global oyuncu olmak isteyince içeride yıpratılmak istendi. Belki çok kişi bilmiyor ama birçok ülkedeki Türk istihbaratçıları Lawrence'a taş çıkartacak işler yapıyor. Ve bunların birçoğu da gönüllü!
Biraz açma şansın var mı?
Chicago'da bir otel lobisinde içkinizi içerken hesabınız ile birlikte size Türk İstihbarat Teşkilatı'ndan bir not gelebilir. New York'ta 7 dil bilen bir manken pazarlamacısı, 50 yaşındaki bir bayanın gerçek isminin Ayşe olduğunu ve Amerika'nın en üst düzey insanlarına kadın gönderdiğini söyleyebilir. Ya da Belize (ada ülkesi) Başbakanı'nın en samimi arkadaşı bir Türk istihbaratçısı çıkabilir. İsrail ordusunda askerlik yapan Kafkas kökenli önemli bir isim Türk istihbaratına bilgi yağdırabilir. Almanya'da BND'ye çalışan üniversite hocası Türk istihbaratının en güvenilir ismi olabilir. Siz bir barda oturup İspanyolca konuşan bir Türk istihbarat yetkilisi ile tanışabilirsiniz. MİT güçlüdür. Mesela önemli bir Hollanda bankasında çalışan müdür, dünyanın peşinden koştuğu ünlü uyuşturucu baronunun bütün para hareketlerini Ankara'ya gönderiyordu. Böyle çok eleman var. Ve bunların isimlerine kimse ulaşamaz.
İstihbaratta rekabet nasıl peki?
Bilgi ve pratikte en doğrusunu uygulayan İngiltere'dir. ABD askerini hep iyi kullandılar. Fazla heyecanın kalbe zararlı olduğunu bilirler. Onlar ABD gibi İslam'a saldırmıyor. Akıllı oyunun sonunda Musul-Kerkük petrollerini aldılar. ABD, 10 yıl daha bu savaşları finanse edemez. Türkiye'de NATO'nun gizli orduları halen faaliyette... İl ve ilçe yönetimlerine kadar bütün faaliyetler gizli sivil istihbarat tarafından rapor ediliyor...
Gelecekte ne olacak sizce?
Türkiye'yi istihbarat savaşları bekliyor. Çok sıkıntılı olacağını düşünüyorum.
Göreceğiz...

100 OKUL DUASI
Hüsnü Özyeğin... 67 yaşında. Evli. 2 çocuğu var. Karameh-met'in Robert Kolej'den sınıf arkadaşı. Forbes'ın en zengin 100 ismi arasında birinci sırada. 3 milyar dolar serveti var. 12 ülkede 63 şirkete sahip. Finans sektöründe iyi bir oyuncu.

'HANİ VERDİĞİN SÖZ...'
Türkiye'nin en zengin işadamı olan Özyeğin geçtiğimiz hafta Başbakan Erdoğan'ın ÇİN gezisine katıldı. Uçakta sohbet turuna çıkan Erdoğan, Hüsnü Bey'i görünce ona doğru ilerledi. Özyeğin'e çok kez destek olan Erdoğan, bir ara işadamının kulağına eğilip bir şeyler söyledi. Konuşmaların bir kısmı yazıldı. Ancak sanırım "100 okul" kısmı atlandı! Erdoğan, en zengin Türk'e "Hani 100 okul yaptıracaktın. Hani verdiğin söz" diye sormuş. Tayyip Bey'in bunu unutmadığını gören Hüsnü Bey topu taca atıp kurtulmaya kalkmış. İşin içinden çıkamayınca da ter basmış. Erdoğan'ın ısrarı ve takipçiliği karşısında neye uğradığını şaşıran Hüsnü Bey bir ara başına TAKKE geçirip eline de TESPİH alıp başlamış duaya... Hüsnü Bey'in "yırtmak için mi?", yoksa "bir an önce yapmak için mi" dua ettiğini bilen yok. Ama işadamını tanıyan bir dostum "Hüsnü Bey, 100 OKUL sözünü duyunca tansiyonu fırlıyor" dedi. Ben fotoğrafı görünce ne diyeceğimi bilemedim. Dostuma inanmaktan başka çarem kalmadı! Günahı onun boynuna...