F-4 (Fantom) uçağımızın Suriye tarafından Rus yapımı füzeyle düşürülmesi, Türkiye'nin İsrail'e yaptırdığı modernizasyon çalışmalarını yeniden gündeme getirdi. Türkiye, elindeki F-4 uçaklarının (toplam 233 adet) 54 tanesini 1990'lı yıllardan itibaren İsrail'e modernize ettirdi ve karşılığında 600 milyon dolar ödeme yaptı.
Ancak yapılan modernizasyona rağmen düşürülen uçağımızdaki Elektronik Harp Sistemi'nin füzeyi bertaraf edemediği anlaşılıyor.
İşte kritik soru bu noktada ortaya çıkıyor: İsrail 600 milyon dolara ne yaptı?
Elektronik Harp Sistemi'nde füzenin uçağa kilitlendiğini ve ateşlendiğini haber veren alarm sistemi ile bertaraf edilmesini sağlayan sistem oluşturulmadı mı?
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin çeşitli kademelerinde önemli görevler üstlenmiş, son olarak da Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreterliği görevini yürütmüş olan emekli Kurmay Albay Ümit Yalım'la konuştuk. Albay Yalım, yeni bir F-16 uçağının 25 milyon dolara mal edildiğini, oysa Fantom'lardan her birinin modernizasyonu için İsrail'e 10 milyon doların çok üzerinde bir bedel ödendiğine dikkat çekerek, "Neredeyse yeni bir uçak parası ödedik. Buna rağmen füzeyi algılayan sistemin çalışmaması dikkat çekici" diyor. ...Ve devam ediyor: "Bu uçaklarda Elektronik Harp Sistemi var.
O sistemin bütün tehditleri algılaması lazım.
Füzenin uçağa kilitlendiği andan itibaren kokpitte sinyal verir. Ateşleme yapıldığı anda kesik sinyaller yerini devamlı sinyale bırakır. Tıpkı otomobillerdeki park sinyal sistemi gibi.
Devamlı sinyal geldiği anda pilot uçağını kurtarmak için ateşleme yapar. Flare denen bir ateş demeti atar. Füze uçağın egzozu yerine bu ateş demetine gider ve ıskalamış olur. Belli ki ısıya güdümlü bir füze atılmış. Çünkü uçağı arkadan, egzozdan vuruyor. Vurunca doğu istikametine gidip Suriye karasularına düşüyor. Demek ki uçağımızın elektronik harp sistemi tam anlamıyla modernize edilmemiş. Edilseydi bu füzeyi de algılardı. Ama ne füze algılanmış, ne de pilot ikaz edilmiş. Peki bu uçakta modernizasyon adına ne yapılmış da o kadar yüksek para alınmış?" HHH Uçağın nerede, nasıl vurulduğu konusuna gelince... Rusya Dışişleri Bakanı Lavrow'dan ve Wall Street Journal gazetesinden Türk tezini yalanlamayı amaçlayan haberler geldi.
Ama Genelkurmay Başkanlığı yazılı bir açıklama yaparak uçağımızın tanıtım sistemleri açık tek başına ve bölgede mevcut radar sistemini test amacıyla uçuş halindeyken uluslar arası karasularda vurulduğunu bildirdi. Emekli Kurmay Albay Ümit Yalım "Dışişleri Bakanlığı'nın olaydan hemen sonra yaptığı açıklama ve Genelkurmay'ın açıklaması tamamen gerçeği yansıtıyor.
Uçağımız uluslararası kara sularda vurulmuştur. Bunu birçok kaynaktan da teyit etmek mümkündür" diyor.
Yani Rusya ve WSJ, Türkiye'yi sıkıntıya sokmak için bilgi kirliliği yaratıyor.
Peki uçağın nerede, nasıl düşürüldüğünü kanıtlayacak kayıtlar yok mu?
Var.
Hem de dört yerde: Türkiye'de, ABD'de, Kıbrıs'taki İngiliz üssünde ve Rusya'da. - ABD, NATO'nun uydu ve radar sistemi ile her türlü kaydı elinde bulunduruyor. - İngilizler de Kıbrıs'tan izliyor. - Rusya'nın zaten Lazkiye limanındaki gemilerinde çok gelişmiş radar sistemi var. ...Ve tabii ki Türkiye, test uçuşu yapan uçağını radarla yakından izliyor. Dolayısıyla en doğru, güvenilir kanıtlar bizzat bizim elimizde.
Nitekim bu kanıtlar hem kamuoyuna açıklandı, hem de NATO'ya aktarıldı. Herkesin izlediği, bildiği, kaydını tuttuğu bir bilgiyi Türkiye neden saptırsın? HHH Tekrar başa dönecek olursak:
Bazı İsrailli kaynaklarla dolaylı yoldan bağlantı kurup bu uçaklara füzeyi algılayacak sistem ya da yazılımın neden yüklenmediğini sorduk. "İsteyene satıyoruz. Türkiye de parasını verse, yüklerdik" diye bir yanıt aldık.
Oysa Türkiye, 54 tane uçak için 600 milyon doların üzerinde para ödemişti.
Peki İsrail her uçak için aldığı 10 milyon doların üzerinde para karşılığında nasıl bir modernizasyon yaptı? Hangi uçak için ne yaptı? Bu soruların da yanıtlanmasına ihtiyaç var.
Özetle, bu olay Türkiye'nin ve dünyanın gündeminden uzun süre düşmeyecek.
Ama bu süreçte tuzağa düşmemek, serinkanlılığı koruyarak bazı şeyleri sorgulamak gerekiyor. İsrail'in uçaklarımıza yaptığı modernizasyon da sorgulanması gereken şeylerin başında geliyor...
* * *
ATES HATTI
Suriye ile Türkiye arasındaki uçak krizi,
dün de sürdü. Suriye ordusuna ait 2 helikopter, Türkiye hava sahasını ihlal etti. Helikopterler, Türkiye sınırına 2.5 ve 2 mil kadar yaklaştı. Bunun üzerine İncirlik'te bulunan "F-16 Scramble Kolu", Adana-Hatay üzerinde kontrol amaçlı devriye uçuşu gerçekleştirdi. Genelkurmay'dan yapılan açıklamada ise "Hatay'ın güneyinde uçan Suriye helikopterlerine karşı Scramble Kolu bölgede kontrol amaçlı uçuş yaptı" denildi.
* * *
WSJ'YE TEPKİLER GİDEREK ARTIYOR
" Uçak Suriye havasında vuruldu" haberi nedeniyle Başbakan Erdoğan'ın tepkisini çeken Wall Street Journal gazetesine, bir eleştiri de ABD Dışişleri Bakanı Sözcüsü Nuland'dan geldi. Sözcü, "Müttefikimiz Türkiye'yi güçlü biçimde destekliyoruz ve biz bu iddiaları kınıyoruz" dedi. NATO Genel Sekreteri Rasmussen de, "isimsiz kaynaklara güvenmiyoruz" dedi.