Herkes gördüğünü, duyduğunu yazıyor. Ancak cinayetleri işleyen kişi ya da kişiler hala sokakta! "Gizli servis işi mi?", "PKK içi hesaplaşma mı?" kesinlik kazanmadı...
Lafayette Sokağı 147 no'lu binada yaşananlar sanırım bir süre daha ortaya çıkmayacak.
Paris'teki bütün Kürtler'i adım adım izleyen Fransız istihbaratı "açıklama" için uygun zamanı bekleyecek.
Fransız istihbaratı hazırlıklarını yaparken, ben de AVRUPA'da görev yapan önemli bir dostuma ulaştım. Müthiş bir bilgi ağı vardı dostumun... Oradaki başkentlerde KUŞ uçsa haberi olurdu. Cumartesi günü kendisiyle irtibata geçtim.
Yoğundu. "Gece yarısı dönebilirim" diye cevap verince oturup sorularımı hazırladım. PKK'lı üç kadın hakkında ilginç şeyler söyledi. İşte o konuşma...
Teşekkürler... Kendal Nezan'a dikkat çekmeniz müthiş... Değişik ve derin biri... Sizin de yazdığınız gibi Fransız istihbaratı ile iç içe...
Olmaması mümkün değil. Bütün Kürtler kayıt altındadır. Öldürülen üç kadın yakından izleniyordu. Bilmemeleri imkansız.
Barış yanlısı bir isimdi. Ama nedense kimse diğer iki kadını konuşmuyor!
Yok öyle şey!
Leyla Söylemez Brüksel'den Paris'e gitti.
Söylendiği gibi etkisiz biri değildi. Belçika istihbaratı adım adım izler ve korurdu!
Leyla Söylemez sadece KASIM ayı içinde Ortadoğu'dan iki ülkenin üst düzey istihbarat teşkilatlarıyla tam 6 kez bir araya geldi. Sakine Cansız'ın yanına gidişi de tesadüf değil. Cinayetlerin işlendiği gün saat 23:00'de toplantıları varmış.
Toplantıya örgütün önemli isimleri de gelecekmiş!
Değildi. Paris'e geldiğinde Belçika istihbaratı otelini ayarladı. Ancak Lafayette 147'ye tek başına geldi. İlginç!
Sakine Cansız BARIŞ yanlısı olduğu kadar dürüst bir kişilik. Örgütte bazı yolsuzlukları tespit etmiş.
Örgütte kendisine bu konuda destek veren başkaları da mevcut. Tek değil anlayacağın...
Bütün para trafiğini gösteren, PKK'ya destek veren isim ve şirketlerin yer aldığı KOZMİK bir dosya ortadan kaybolmuş! İlginçtir Fransızlar ve Belçikalılar bu dosyanın peşindeymiş! Büyük ihtimalle DOSYA suikastten sonra birilerinin eline geçti.
Konuyu biraz daha açıyım o zaman...
PKK'nın Fransa'daki kasalarından NEDİM SEVEN, Kendal Nezan ve adamları tarafından ihbar edilip birkaç kez gözaltına alınıp bıraktırıldı. Nezan ve Rıza Altun ekibi kendisini sevmezdi. Seven, Öcalan'a yakın bir isimdi. Her yerde "BARIŞI" dile getirirdi.
Yükselmesi ve eğitim için Fransa'ya gönderildi. Ama sözünü ettiğin grubun hışmına uğradı... İlginç olan şuydu ki; Nedim Seven "Kırmızı Bülten"le aranırken Fransızlar kendisine destek çıkıyordu. Oturum alıp, elini kolunu sallayıp dolaşıyordu. Seven, etkisiz hale getirilince PARA TRAFİĞİ o ekibin iyice kontrolü altına girdi...
Nedim Seven Fransa'daki PARA trafiğinde önemliydi. Ama ondan daha önemli isimler vardı.
Kandil'e giden paralar bundan geçerdi. Kilit isimdi.
Sakine Cansız da muhtemelen izinsiz olarak bu isme yanaştı. Galiba fazlasıyla bilgi sahibi oldu.
Bilmemesi gereken çok şey öğrendi.
Kim bilir; belki Sakine Cansız örgütün bütün PARA TRAFİĞİNİ belgeleyen dosyayı son iki ayda sık sık gittiği Milano'dan alıp geldi!
Evet... Tam burada düşünelim... Sakine Cansız Öcalan'ın güvendiği bir isim. Barış istiyor. Ve ortadan kaldırılıyor... Sakine Cansız ya örgüte destek yağdıran paravan isimlerin arkasındaki DEVLETLERİ ve yardım şartlarını ele geçirdiyse!
Ve bunu bütün Kürtler'le paylaşmak istediyse!
Sadece Fransa mı! Birçok devlet adamı sokağa çıkamazdı Avrupa da! Kendi halklarına bile anlatamazlardı teröre verdikleri desteği...
Humeyni nerede kaldı? Paris'te... Teşkilatını nerede oluşturdu? Paris'te... Tahran'a nereden gelip indi? Paris'ten... Eğer arkada İran varsa onun arkasında da Fransa vardır! PKK, yedi kocalı Hürmüz'dür, biz birinden söz ediyoruz!
Tarihte bunu ne zaman yaptıysa büyümüştür! Avrupa yıllardır PKK ile Ankara'nın Kürtler'i kendine çekmesini engelliyor. Şehit cenazeleri kalkarken kimse çıkıp "BARIŞ İSTİYORUM" diyemez... İlk kez bu kadar kararlı Ankara... Sonuna kadar gidilecek.
Avrupa bunu biliyor. Bu yüzden hem kendileri hem Kürt nüfus barındıran bölgedeki aktörler rahatsız...
Korkunun ecele faydası yok! Türkiye büyüyecek...
Olmaz mı? Unutma hükümet bu konuda yalnız.
Muhalefet tamamen karşısında. İş dünyasının mavi boncuk dağıttığına kanma! Birileri hala hükümetten ve ülkenin gittiği istikametten dönmesinin tek yolunun PKK olduğunu düşünüyor.
Son hatırlatma diyelim... Şubat 2007'de Le Parisien gazetesi PKK tutuklamalarını haber yaparken "Muhbir olarak kullanılan bu militanlar, ayda ortalama bir kere istihbarat servisi üyeleriyle bir araya geliyorlardı" diye yazmıştı... Sanırım yeterli!