Hocaefendi'ye açık mektup (3): Vefa

Giriş Tarihi :04 Aralık 2013 , 00:00 Güncelleme Tarihi :04 Aralık 2013 , 02:27
Hocaefendi’ye açık mektup 3: Vefa
Muhterem Hocam bu aralar Başbakan Erdoğan'ın Ergenekoncularla beraber 2004'ten beri sizi yok etme planı olduğu gibi zekâ seviyesi yerlerde sürünen istihbarat operasyonları yapılıyor. Başkalarını bilmem ama Erdoğan'ın Hizmet Hareketi'ne verdiği inanılmaz desteği bizzat sizin inkâr edeceğinize inanmak istemem.
Fakat Hizmet medyasında maalesef bu vefasızlık ve haksızlık bazen çok çirkin bir dille yapılıyor.
***

Bu sebeple o medyadaki gerçek demokrat kalemler bir bir isyan ediyor. İşte kıymetli edebiyatçı ve vicdan insanı Leyla İpekçi dün istifa etti. Türkiye'nin her demokrasi sınavında tarihe geçmiş yazar Gülay Göktürk dün çok önemli bir uyarı yazısı kaleme aldı. Türkiye'nin teşhis yeteneği en yüksek entelektüeli Etyen Mahçupyan'ın Hizmet Hareketi'nin geleceğine dair analizlerine herkes kulak kabartmalı. Ahmet Taşgetiren, Mümtazer Türköne hepsi çok üzgün.
***

Muhterem Hocam, Başbakan Erdoğan'ın vefa özelliğini siz de çok iyi biliyorsunuz. Erdoğan bu bağlamda günümüz sekülermodern dünyasında nerdeyse hiç rastlanmayan bir geleneksel ahlak anlayışına sahip bir adam. İnandığı yol arkadaşları büyük hatalar yaptığında bile onları yolda bırakmıyor.
***

Erdoğan öyle bir karakter ki kendisine açık ihanet edilmedikçe yapılmış korkunç hataları bile affediyor.
Savunulamayacak bir yanlış yaptığında bile yol arkadaşlarına sahip çıkıyor. Hatta bu yüzden çok tepki de topluyor ama gelen tepkileri hiç önemsemiyor.
Güvendiği insanı ve topluluğu büyük hata yaptığında bile savunmayı erdem sayan biri Erdoğan. İşte bu geleneksel vefa ve ahlak anlayışıyla Erdoğan cemaatten arkadaşların Mart 2011'de yaptığı, hiç kimsenin savunamayacağı bir adli skandalda bile Hizmet'e sahip çıkmıştı. Çok iyi hatırlayacaksınız Hocam o hadiseyi.
***

Şener ve Şık tutuklamaları savunulamayacak ölçüde büyük bir fecaatti. Bazı Emniyet ve yargı mensupları bir skandala imza atmıştı. O günlerin arşivlerine bakın, Hükümet'i destekleyen medyanın tamamında bu tutuklamalara karşı çıkıldığını görürsünüz. Sadece Camia medyası bu yapılan operasyonun haklılığını zorunlu olarak savunuyordu.
Dahası Camia medyasının harici kalemleri bile Hizmet'in düştüğü durumu savunamıyordu.
***

O dönem istisnasız bütün bakanlar ve AKP yetkilileri bu tutuklamaların yanlışlığı yönünde gizli ya da açık demeç veriyordu. Bu olay yüzünden hükümet de uluslararası arenada çok zor durumda kalmıştı.
Türkiye'nin imajı bugün de etkileri sürecek şekilde berbat olmuştu. Fakat bütün bunlara rağmen Başbakan Erdoğan en olmadık zamanda üstelik Avrupa'nın göbeğinde gitti yine Emniyet ve Yargı mensuplarına yüksek sesle sahip çıktı.
***

Herkesi yine şaşırttı Başbakan. Kendi bakanları, Hükümet'i destekleyen kalemler, hatta yakın çevresi bile Başbakan'ın sözlerine tam zıt konumdayken geleneksel vefa adamı Erdoğan, korkunç hata yaptığında bile yoldaşlarını savunmak ilkesini yine hayata geçirmişti. İşte böyle bir adama 7 Şubat darbesi yapılmak istendi ya insanın aklı havsalası almıyor.
Delilik bu.
***

Sadece bu meselede değil başka birkaç vahim olayda da Erdoğan büyük yanlışlarına rağmen Emniyet ve Yargı mensupları olan Hizmet erlerine sonuna kadar sahip çıktı. Şimdi kimi tartışmalarda Erdoğan'ın bu sahip çıkmaları tersten kullanılıyor ve "Bu olayların cemaatle ilgisi yok. Başbakan tüm tutuklamaları emretti. İşte bakın demeçler. Yargı AKP'nin elinde" diye yalan propaganda yaptırılıyor.
***

İşte bu korkunç yalanları bu kara propagandaları duyduğum zaman benim içim acıyor Hocam. Bu ülkede AKP yargısı diye bir şeyin bir zerre bile olmadığını en iyi siz biliyorsunuz Hocam. En zor zamanınızda büyük hata yaptığınızda bile sizin yanınızda olmak için Erdoğan'ın sarf ettiği sözler şimdi o Başbakan aleyhine nasıl kullanılır.
***

Hele ki "Erdoğan'ın döneminde şu kadar gazeteci tutuklandı. Ülke nereye gidiyor" gibi bir manşet Hizmet medyasında nasıl atılır. Bu manşeti atanlar hiç mi aynaya bakmaz. O gazetecileri tutuklayan savcıların arkasında hep Camia medyası vardı.
Şimdi ise aynı medya bunu Erdoğan'ı itibarsızlaştırmaya yönelik argüman olarak kullanıyor. Bunlar ayıp değil mi, insafsızlık değil mi Hocam. Sizin adalet ve vicdan terazinize inanıyor ve takdirlerinize bırakıyorum.