Toplantısı'ndaki konuşmasına şunları söyledi:
Seçim beyannamemizin odağında insan onuru vardır. Her bir vatandaşımızın insan onuruna yakışır bir hayat sürmesi için gereken hamleleri yapmaya kararlıyız. Konuşamayan, vizyon üretemeyen ama birilerinin aklıyla alkışlayan Kılıçdaroğlu'na sesleniyorum.
KEDİLERLE BU İŞ OLMAZ
Bizim bu kapsamlı seçim beyannamemiz ve açıklayacağım ve bizzat ilan edeceğim yeni toplumsal sözleşmemiz karşısında sözünüz nedir? Amerika'dan ithal alkış propagandalarıyla, kedilerle bu işi çözemezsin. Bizi 13 yıldır dünya alkışlıyor, senin alkışına ihtiyaç yok. Kılıçdaroğlu bizim Amerika'dan gelecek akıllara, ecnebi propagandaya ihtiyacımız yok. Biz milletin sözüyle, diliyle konuşuruz.
Kılıçdaroğlu' nu tebrik etmek istiyorum. Niye biliyor musunuz? İlk defa bir seçim başarısına imza attı. Ön seçimi kazandı ve çok mutlu oldu. Seçim sadece CHP'de olsa Kılıçdaroğlu başarılı olacak ama ne yazık ki 7 Haziran milletin seçimi. Hedefi ise yüzde 35.
Sizin bir neferiniz ve AK Parti Genel Başkanı olarak yüzde 35'i burada telaffuz etmektense, bu zilleti yaşamaktansa bu görevi bırakırdım. Biz yüzde 35'e değil, yüzde 55'e, yüzde 60'a yürüyoruz. Bırak hayallerimize bizim ulaştığımız hiçbir gerçeğe senin hayallerin ulaşamaz. Çünkü dünyan küçük, çünkü çıktığın meydanda dahi büyük kampanyalarla başlattığın meydanlardaki heyecanın küçük ama en önemlisi ne biliyor musun Kılıçdaroğlu, gönlün küçük. Almıyor milleti.
Gelelim HDP'ye, hani İstanbul'da konuştuğunda barış güvercini ama Ağrı'da şiddetin sözcüsü. Terörün sözcüsü HDP ve Demirtaş'a sesleniyorum; bukalemun siyasetini bırakın. Neyseniz mertçe söyleyin, mertçe karşımıza çıkın ama iki yüzlü, üç yüzlü, beş yüzlü siyaseti bırakın. Silahla, baskıyla eğer 'Doğu ve Güneydoğu'daki kardeşlerimizin oylarını çalarız' diye düşünüyorsanız, bilin ki o kardeşlerimiz son 13 yıl içinde Türkiye'nin nereden nereye geldiğini biliyor.
Demirtaş bu silahlı teröristlere, bu seçim sandığını sabote etmek isteyen demokrasi düşmanlarına hiçbir şey söylemiyor, dönüyor bizi komplo yapmakla suçluyor. Biz seçim sandığının da demokrasinin de garantisiyiz. Eğer HDP demokratik siyasi partiyse, Demirtaş da bunun eş başkanıysa çıksın, 'seçim kampanyaları süresince, seçim günü hiçbir baskıyı, hiçbir silahlı baskıyı kabul etmiyoruz' desin.
"VİZYONLA MEYDANA ÇIKIN"
Her seçim öncesinde Bahçeli'nin bütün hesabı şu oldu; acaba bir gelirim olur da acaba bir çatışma olur da şehit haberleri gelir de tepki oylarını toplayabilir miyim? Sayın Bahçeli tepki oylarıyla değil vizyonla meydana çıkın. Anadolu insanı, kimin milliyetçi, kimin olmadığını biliyor. Bahçeli'nin yapması gereken, gerginlik psikolojisi üzerinden oy toplamak değil vizyonu neyse düşüncesi neyse bunu açıkça ortaya koymalı.
PARALEL YAPI'YA SERT MESAJ
AK Parti olarak, mevcut sistemin siyasi tarihimizdeki vesayetçi kurgusunu da göz önünde bulundurarak, Cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesinin oluşturduğu bu yeni durumun yol açabileceği muhtemel yönetim sorunlarının başkanlık sistemiyle aşılacağına inanıyoruz. Bir yandan vesayetçi bir şekilde kurgulanarak demokratik doğasından koparılmış parlamenter sistemin yol açtığı siyasal istikrarsızlıklar, öte yandan Yeni Türkiye vizyonumuzun ihtiyaç duyduğu etkin ve dinamik yönetim dolayısıyla, başkanlık sisteminin daha uygun bir yönetim modeli olduğuna inanıyoruz.
İster Paralel Yapı, ister başka adlar altında bu kutlu yürüyüşü durdurmak isteyenlerin karşısında AK Parti kadroları, kararlılıkla durmaya devam edecektir. Vesayet girişimleriyle de Milletimizin sağduyusu ve desteğiyle mücadelemizi sürdüreceğiz. Uluslararası bağlantıları da değerlendirildiğinde, bu unsurlar sadece hükümetimize yönelmiş bir tehdit olarak değil, devletin varlığına kast eden, onun yapısını çökertmeyi hedefleyen bir ulusal güvenlik sorununa dönüşmüştür.
EMEKLİYE MÜJDE VAR
Beyannamede ekonomiye ilişkin mesajlar 'İstikrarlı ve Güçlü Ekonomi' başlığında kamuoyuyla paylaşıldı. İşte bazı vaatler:
Verginin tabana yayılması gibi gelir artırıcı çalışmalarla uygulanacak mali alan ile yeni politikaların uygulanması sağlanacak.
Dalgalı döviz kuru rejimi sürdürülecek. Merkez Bankası'nın fiyat istikrarını sağlamak için uygulayacağı para politikası araçlarını doğrudan kendisinin belirlemesi esas olmaya devam edecek.
İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Öncelikli Dönüşüm programıyla İstanbul uluslararası alanda rekabet gücüne sahip bir finans merkezi olacak.
Ulusal İstihdam Stratejisi kapsamında 2023 itibariyle işsizlik oranı yüzde 5'e, istihdam oranını yüzde 50'ye kadınların işgücüne katılım oranını yüzde 38'e tarım dışı sektörde kayıt dışı istihdam oranını yüzde 15'e indirilmesi hedefleniyor.
2015 yılında 10 milyar TL hibe destek verilecek.
Tamamlayıcı emeklilik tasarrufları desteklenecek. Düşük düzeyde maaş alan emeklilerin gelir seviyesi alınacak tedbirlerle yükseltilecek.
HEP BİRLİKTE 2023'E KOŞALIM
Başbakan Davutoğlu, Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılına atfen 100 maddeden oluşan 2023 hedeflerini i��eren 'Yeni Türkiye Sözleşmesi 2023'ü de okudu. Bazı başlıklar şöyle:
Etnik, dini, mezhebi ve bölgesel zenginliğimiz, kadim ortak geçmişimizin güzel yansımalarıdır ve vatanımızın asli sahipleri ve devletimizin eşit vatandaşları olduğumuz gerçeğinin en güçlü dayanaklarıdır.
Eşit vatandaşlık ilkesi çağdaş siyasal meşruiyetin temelidir ve bu temel hiçbir surette ve hiçbir gerekçe ile zayıflatılamaz, göz ardı edilemez. Önceliğimiz ülkemizin katılımcı, çoğulcu, özgürlükçü, demokratik ve sivil bir anayasa ile yönetilmesini sağlamaktır.
İnsan onuru ile taçlandırılan Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı kimliği taşıyan hiç kimse hiç bir makam ve güç sahibi tarafından tahkir edilemez; inancı, rengi, cinsiyeti, dili, ırkı, siyasi düşüncesi, felsefi anlayışı ve hayat tarzı sebebiyle ayrımcılığa maruz bırakılamaz.
Her özgürlük bir sorumluluk getirir. Basın ve ifade özgürlüğü özel hayata saygılı basın ahlakını, girişim özgürlüğü meşru ve vergilendirilmiş kazanç anlayışını, inanç özgürlüğü diğer inançlara saygıyı gerektirir.
Güvenlik adına özgürlüklerin kısıtlanmasının insan onurunu yok eden dikta rejimlerine, özgürlük adına güvenliğin ihmal edilmesinin ise kaosa ve iç çatışmalara yol açtığı gerçeğinden hareketle, özgürlük-güvenlik dengesini ve uyumunu siyasal meşruiyetin temeli olarak görüyoruz.
Meşruiyetini milletten almış yönetimlere karşı gerçekleştirilen 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül gibi doğrudan, 28 Şubat, 27 Nisan ve paralel yapı oluşumları gibi darbe ve müdahale girişimlerini kınıyor, meşruiyetini milletten alan demokratik güçler olarak ileride olabilecek benzer girişimlere karşı ortak tavır alacağımızı ilan ediyoruz.
Tarık IŞIK/Eda IŞIK