Sinyor Can Bartu 31 Ocak 1936'da Şima- Refik çiftinin tek çocuğu olarak İstanbul'da dünyaya geldi. Mahalle arasında futbol oynarken bir yandan da o yıllarda Can'ın semti olan Kadıköy'de bir anda moda olan basketbola merak sardı. Beykoz'dan ayrılan bir grup sporcu Modaspor kulübünü kurunca, Can da akranlarına göre uzun olan boyu nedeniyle minikler basketbol takımına girdi. O yıllarda basketbol biraz daha hali vakti yerinde olan ailelerin çocuklarına mahsustu. Can'ın gümrük komisyoncusu olan babası da varlıklı birisiydi. Fenerbahçe'nin ünlü siması Önder Dai, Modaspor'dan ayrılıp Fenerbahçe'de yıldızlar basketbol takımının başına geçince çok yetenekli bulduğu Can'ı da götürdü. O takım önce İstanbul sonra da Türkiye Şampiyonu oldu.
FİKRET ARICAN FAKTÖRÜ
1953'te Edirne'de yapılan yıldızlar futbol ve basketbol maçlarına Fenerbahçe de katılmıştı. İlk gün basketbol takımı kazanmış ama futbol takımı yenilmişti. Futbol hocası, Önder Dai'den yardım istedi ve Can'ı ertesi günkü maçta oynattı. Can, iyi futbolunu bir golle süsleyince ilk kez futbolla da anılır olmuştu ama o hala basketçi Can'dı. 19 Yaşındayken Yıldızlar Basketbol Milli Takım kaptanı oldu ve Fenerbahçe A takımına alındı. Fenerbahçe'nin efsane futbolcusu Fikret Arıcan onun futbolcu olmasını istiyor, ama fiziksel olarak "cılız" bulunduğu için kulüp bu fikre sıcak bakmıyordu. Şakasına yapılan bir maçta Galatasaray futbol takımında oynayıp Fenerbahçe'ye 9 gol atınca, onun futbola olan yeteneğini Baba Gündüz (Kılıç) de anlamış, Galatasaray'a almak istemişti. Fikret Arıcan ısrar etti, Can'ı özel maçlarda oynattırdı. Beğenilince de A takıma alındı. 5 Mayıs 1956'da ilk resmi futbol maçına çıktı. Bu tarihten 5 ay sonra da A Milli Futbol Takımı'na alındı.
EŞİ BENZERİ YOK
Can Bartu, Fenerbahçe ve A Milli Takımında hem basketbol hem de futbol oynuyordu. Bu eşi, benzeri görülmemiş bir durumdu. 24 Mart 1957'de Mithatpaşa Stadyumu'nda yapılan futbol maçında Fenerbahçe, Beşiktaş'ı 4-2 yenerken 2 golü Can atmıştı. Maç bitince trafik polisinin arabasıyla Spor ve Sergi Sarayı'na yetişti. Galatasaray'a karşı oynadı ve 32 sayı attı. Futbolu daha çok sevmişti ve en önemlisi de futbolda para vardı. Tercihini yapıp basketbolu bıraktı. O dönemin basketbol otoriteleri Can'ın Avrupa'nın en iyisi olabilecek yetenekte olduğunu söylerler. Fenerbahçe, 1959'da Avrupa Kupaları'ndaki rakibi Macar takımı Csepel'i elerken Can çok iyi oynamıştı. O takımın ve efsane Macar Milli Takımı'nın oyuncusu Hidegkuti, futbolu bıraktıktan sonra Fiorentina'ya hoca olunca hiç unutmadığı Can'ı da Fiorentina'ya almak istedi.
3 TAKIMDA OYNADI
Can Bartu'nun daha sonra "Sinyor" olarak anılacak İtalya günleri 1957'de başladı. Can o güne kadar Fenerbahçe'de 5 sezonda 116 kez forma giyip, 54 gol atmıştı. İtalya'da Fiorentina, Venezia ve Lazio formaları altında 6 yıl oynadı. O dönem için hiç kuşkusuz yurt dışında en başarılı olan Türk futbolcusudur. 1967'de Fenerbahçeye geri döndü, 3 sezon daha oynayarak 1970'de futbolu bıraktı. 26 Maçlık Milli Takım kariyerinde en ilginç maçı hiç kuşkusuz 2 Kasım 1958'de Bükreş'te oynanan Romanya-Türkiye maçıdır. Kaleci Turgay Şeren 66. dakikada sakatlanınca kaleye Can geçti. O anda takımımız 3-0 mağlup durumdaydı. B. Ahmet'in 69. dakikada kendi kalesine attığı golle maçı 4-0 kaybetti. Böylece Can Bartu, milli takımda gol atmasının yanında gol de yiyerek ilginç spor hayatında bir sayfa daha açtı. Aktif futbolculuk sonrası spor yazarlığı yapan Sinyor, 11 Nisan 2019'da hayata veda etti.
Can Bartu, Metin Oktay'ın jübile maçında bir süreliğine Galatasaray formasıyla mücadele etmişti.
UEFA KUPASI'NIN ELÇİSİ OLMUŞTU
Can Bartu 2009 yılındaki final İstanbul'da oynandığı için UEFA Kupası'nın elçisi olmuştu. Bartu bütün kura çekimlerinde yer almıştı.
EFSANELER - 9 / TAYFUN ER