Seveni kadar sevmeyeni de çok ve bu yüzden hiç kuşku yok ki günümüz futbolunun en tartışmalı teknik direktörü odur. Bir şampiyonluk sonrası "Ben kibirli birisi değilim, ama sıradan da değil özel birisiyim" dedikten sonra kendisinden "Özel birisi" diye söz edilmeye başlandı. JOSE Mario dos Santos Mourinho Felix, kısaca Jose Mourinho 26 Ocak 1963'te başkent Lizbon'un yakınlarındaki Setubal şehrinde doğdu. Babası eski milli kaleci ve sonra da teknik direktör, dedesi ise Vitoria Setubal'ın başkanlığını yapan birisiydi. Böylesi bir futbol ortamına doğan her çocuk gibi o da küçüklüğünden beri futbolla haşır neşir oldu.
ADAM OLACAK ÇOCUK!
Daha çocukken babasının futbol notlarını tutuyor, programına yardımcı oluyordu. Futbol oynamamasına hep vurgu yapılmıştır, doğrudur ama o zaten futbolun içinde büyümüştü… Futbolcu olmamasıyla alay eden Rijkard'a cevap olarak: "Benim futbolculuk hayatım koca bir sıfır. Onun futbol hayatı ise mükemmeldi. Benim teknik direktörlük kariyerimde kupalar varken, bu kez Rijkaard'ın elinde koca bir sıfır var" demişti.
Inter'in başındayken de Bologna Hocası Mihajloviç'in "Futbol oynamayan birisiyle, futbol tartışmak çok saçma" sözüne de "İyi bir jokey olabilmek için önce at mı olmak gerekiyor?" diye cevap verdi. Üniversitede Beden Eğitimi okudu, spor metodolojisi uzmanı oldu. İskoçya'da UEFA kurslarına katılıp teknik direktörlük sertifikası aldı. Lizbon'da bir lisenin futbol antrenörlüğünü yaparken Estrela da Amora takımında Manuel Fernandes'in yardımcısı oldu. Vitoria Setubal'de yardımcı hocalık yaptıktan sonra Efsane İngiliz hoca Boby Robson Sporting Lizbon'a gelince tercümanı oldu. Ana dilinin dışında İngilizce Fransızca, İtalyanca ve İspanyolca biliyordu. Robson, Barcelona'ya gittiğinde o da yanındaydı ve orada da Katalanca öğrendi. Mourinho başından beri büyük düşünen hocaydı, insanları daha iyi anlamak ve etkilemek için özel olarak felsefe ve psikoloji dersleri aldı. Barcelona'daki ikinci sezonunda Robson'ın ikinci yardımcısı olarak teknik kadroya geçti. Robson'ın yerine gelen Louis van Gaal'in yanında rakipler hakkında analiz yapan yardımcı hoca olarak devam etti. Van Gaal'in yardımcısı Kooeman ayrılınca da onun yerini aldı.
Birinci hoca olması 2000 yılında Benfica'yla başladı. Ertesi sezon Leira'ya geçti. Portekiz Ligi'nde dikkat çekmeye başlamıştı ama uluslararası ölçekte sahneye çıkışı 2002-2004 arası çalıştırdığı Porto'yla oldu. İlk sezonda lig, kupa ve UEFA Kupası şampiyonluğuyla büyük başarı kazandı. İkinci sezonda lig şampiyonluğuna, Avrupa Şampiyonlar Ligi'ni de ekleyince ismi Portekiz'i aştı. Rus Milyarder Abramoviç, satın aldığı Chelsea'nin başına 2004'te Mourinho'yu getirdi. Premier Lig'de arka arkaya iki şampiyonluk kazanırken aynı zamanda dünyanın en iyi teknik direktörü seçildi.
INTER'İ İHYA ETTİ
2008'de gittiği Inter'de iki sezonda iki Serie A, bir İtalya Kupası, bir Şampiyonlar Ligi ve bir de Süper Kupa kazanınca futbol dünyasının en başarılı hocası sayılmaya başlandı. REAL Madrid, Mouruinho yönetiminde ilk sezonunda lig ikincisi, ikinci sezonunda ise şampiyon oldu. Real Madrid'in sözleşmesini uzatmak istemesine rağmen o "kendimi mutlu hissediyorum" dediği Chelsea'ye dönmeyi tercih etti. İlk sezonunda 3. Olan Chelsea'yle, 2. sezonunda yine şampiyonluk yaşadı. Üçüncü sezonunda ise ilk kez işler yolunda gitmedi ve sezonun ortasında Chelsea'den ayrılmak zorunda kaldı. Bir yıl sonra bir başka futbol devi Manchester United'ın başına geçti. 2016-2017 Sezonunda Manchester United ligde 6. olurken, UEFA Kupasını kazandı. Ertesi sezon lig ikincisi olan Manchester United, Mourinho'yla geçirdiği 3. Sezonda yarıştan erken kopunca, Aralık 2018'de 15 Milyon Pound tazminat ödeyerek Mourinho'nun görevine son verdi. MOURINHO, 20 Kasım 2019'da, Pochettino'nun yerine dört yıllık bir sözleşmeyle Tottenham Hotspur'un teknik direktörü oldu.
JOKEY OLMAK İÇİN ÖNCE AT MI OLMAK LAZIM!
2008'de Bologna'nın hocası Mihajlovic'in "Futbol oynamayan birisiyle futbol tartışmak çok saçma" sözüne Mourinho'nun, "İyi bir jokey olmak için önce at olmak mı gerekiyor" cevabı başta İtalya olmak üzere tüm Avrupa spor basınının manşetleri süslemişti.
TAYFUN ER YAZIYOR - PORTRELER / 37