Süper Lig'in 20. haftasının kapanış maçında Ümraniyespor'u 2-1 yenmesine rağmen çok zorlanan Fenerbahçe'de Dünya Kupası sonrasında gözle görünür bir düşüş gözlemleniyor. Fenerbahçe'deki bu düşüşün hem mental hem de fiziksel olduğu da dikkatlerden kaçmıyor. Futbol otoriteleri bu düşüşü dört temel başlık altında değerlendiriyor.
1) Fenerbahçe üç günde bir maç yaparken rotasyon geniş bir şekilde kullanılabiliyordu. Hem futbolcular formunu koruyabiliyor hem de forma adaleti daha rahat sağlanıyordu. Avrupa Kupası maçları için verilen arada bu imkan ortadan kalktı.
2) Sistem 'error' veriyor. Takımın B planının olmaması takımı çok zorluyor. Takımın saha içindeki dizilişi zaman zaman değişse de futbol taktiği hep aynı. Bu da rakiplerin Fenerbahçe'yi daha kolay çözmesine neden oluyor.
3) Takımda mental düşünün yanında bireysel formsuzluklar da görülüyor. Özellikle Crespo, Szalai, İrfan Can Kahveci, Arao, Rossi ve Alioski'nin formu Dünya Kupası öncesine ve sonrasına göre göre ciddi bir değişim gösterdi. Takımın pres gücü ve dinamizmi erozyona uğradı.
4) Fenerbahçe 5 puan farkla liderken bir anda aldığı yenilgilerle Galatasaray'ın 4 puan gerisine düştü. Üstelik bu süreçte Galatasaray'ın flaş galibiyetler alması, Fenerli futbolcuları mental olarak çok etkiledi.
FENERBAHÇE SABIRLI OYNAMALI
Jesus'un sistemi takımlar tarafından çözüldü. İyi savunma yapan, topu kazandıktan sonra çabuk çıkan ve savunmanın arkasına da sarkmayı başaran takımlar Fenerbahçe'ye karşı etkili olmaya başladı. Bundan dolayı Fenerbahçe set hücumunda topa daha çok sahip olmalı ve en önemlisi sabırlı olmalı. Böyle bir sistem etkili olabilir. Bu sistemde Arda Güler ve Emre Mor gibi oyuncuların daha fazla süre almaları beklenebilir. Fenerbahçe her şeyden önce rakibinin direkt hücuma çıkışlarına bir çözüm yolu bulmalı. (İlker YAĞCIOĞLU)
