Geçtiğimiz gün düzenlenen Olağan Mali Genel Kurul Toplantısı'nda teknik direktör konusunda açıklama yapan Başkan Ali Koç, yeni hocanın Türk olacağını duyurdu.
Geçtiğimiz gün düzenlenen Olağan Mali Genel Kurul Toplantısı'nda teknik direktör konusunda açıklama yapan Başkan Ali Koç, yeni hocanın Türk olacağını duyurdu.
Yeni çalıştırıcı konusunda bazı ipuçları veren Ali Koç, camianın içinden bir isimle çalışacaklarını ifade etti.
Türkiye'yi ve Süper Lig'i tanıyan hocanın önemine vurgu yapan Başkan Ali Koç, "Camiayı bilecek, camianın evladı olacak, Samandıra'ya ruh aşılasın düşüncesi de var. Türkiye'yi bilen yabancı hoca 3'ü geçmiyor. Türkiye'yi bilen, burada yıllarca hocalık yapmış, bize uyabilecek hoca dediğiniz zaman 4'ü geçmiyor. Bir sürü isim atılıyor, siz olumsuz anlamda heyecanlandırılıyorsunuz. Sosyal medyada tepkiler yağıyor. Camiayı bilen, ruhu bilen 2 tane Türk hoca ortaya çıkıyor. İsim olarak söylemiyorum. Anlaşma olmadan hiçbir şey söylenemez. Camiayı iyi bilen bir Türk hoca ile çalışacağız" dedi.
Daha önce Fenerbahçe'de görev almaktan mutluluk duyacağını dile getiren Yılmaz Vural, Ali Koç'un sözleri ve adaylar arasında kendisinin gösterilmemesi hakkında Hürriyet'e konuştu.
İşte Yılmaz Vural'ın açıklamaları;
Antrenörlük hayatıma başladığımda beri hep yanı şeyleri söylüyorum. Tabii ki Fenerbahçe'yi çalıştırmaktan onur duyarız. Fenerbahçe Türk hocayla çalışma konusunda doğru bir karar vermiş. Bu işin uzmanlığından çok insan ilişkileri çok önemli. Başkan Ali Koç'ta bunun farkında olduğu için, "camiayı çok iyi tanıyan birisi olsun" diyor. Tribün sosyolojisi diye bir şey var.
GÖREVE TALİP OLDUM, MAHCUP ETMEYİZ
Fenerbahçeli ne istiyor? Fenerbahçe'nin derdi ne? Fenerbahçeliler nasıl bir takım görmek istiyor? Fenerbahçelilerin hayali ne? Bunları hisseden ve yaşayan bir insanın tabii ki uzmanlığı da varsa bu olayı dokuz bilinmeyenli bir denklem gibi sunmanın bir anlamı yok. Ben bu işin hem sosyolojik boyutunu hem de Fenerbahçe taraftarının ne istediğini bildiğim için uzmanlığımla her zaman bu göreve talip oldum. Böyle bir görev bize teklif edilmiş olsa kimseyi mahcup etmeyiz.
BU İŞİ İYİ YAPABİLECEĞİMİ DÜŞÜNÜYORUM
Türkiye Ligi'nin Şenol Güneş'ten sonra en çok resmi maç yönetmiş ikinci antrenörüyüm. Avrupa eğitimim, yabancı dilim ve Avrupa kültürüm var. Türkiye'de 30 farklı takımda deneyimim var. Aranan kriter neyse eğer bunlarsa bir kriter ortada bir yaşanmışlık var. Ben de bu işi iyi yapabileceğimi düşünüyorum yani. Türkiye'de son 16 yıldan beri beğenmedikleri o Türk hocalarla başarı geldi.
AVRUPA'DA SÜRDÜREBİLMELİ
Fenerbahçe öyle bir takım yapmalı ki Türkiye'deki başarısından sonra Avrupa'da bunu sürdürebilmeli. Çok ciddi paralar ödeniyor. Türkiye'de futbola karşı çok korkunç bir sevgi var. Futbol Federasyonu'nun kuruluş tarihinden bugüne bakarsanız kulüpler bazında sadece Galatasaray'ın bir UEFA Kupası ve Süper Kupa şampiyonluğu var. Fenerbahçe'nin çeyrek final başarısı var. Başarı çok az. Neden Türk takımları yok? Hep bunu sorgulamamız lazım. İnsanlara Türkiye'deki başarı yetiyor galiba. Daha uzun vadeli bir şey düşünülmüyor.
BİR VİZYONUMUZ VAR
En azından bir vizyonumuz var. Bizim yaptığımızı dünyada yapan yok. 30 farklı takım çalıştırdım. Bunlar mahalle takımı değildi, Türkiye Ligi'nin takımlarıydı yani. Dolayısıyla biz de talibiz ama talip olmak Türkiye'de biraz abesle iştigal oluyor. Neden? Sen dur da seni onlar istesin mantığı oluyor.
ADAYLARDA İSMİNİN YER ALMAMASINA YORUM
Halkın bize sıcak bakmışlığı var. Bu kadar emek verdik biraz kırılıyorum tabii. İnsan bir emeği mesleğinde en üst tarafa gelebilmek için verir. Bende bu hayalimden hiçbir zaman vazgeçmedim, vazgeçmeyeceğim. Böyle bir büyük camianın mutlu olmasına vesile olmak insanı mutlu eder. Biz böyle çok önemli görevlere gelirken belli bir lobileşme olması gerekiyor. Biz bunu yapmadık, yapmayı düşünmedik. Bir iş yaparken insanlar baksın, görsün istedik. Maalesef Türkiye'de bu yeterli olmuyor. İnsanlar bir işi iyi yapıyor diye bir yerlere getirilmiyor yani. Başka şeyler gerekiyor demek ki.