Erden Timur'dan flaş transfer itirafları! "Szymanski, Fred, Zaha ve Tete..."

Galatasaray'da son iki sezon kazanılan şampiyonluklarda pay sahibi olan Erden Timur, sezonun sona ermesinin ardından görevinden istifa etti. Bu kararın ardından sarı kırmızılı taraftarlar yönetime tepki gösterirken, başkan Dursun Özbek "Kimse Galatasaray'dan büyük değildir" diyerek tartışmalara nokta koydu.

Fatih Altaylı'nın YouTube kanalına konuşan Erden Timur, tüm merak edilenleri yanıtladı.

İşte Timur'un Szymanski, Fred, Zaha, Tete, Ndombele ve Icardi transferlerine ilişkin yaptığı o açıklamalar...

"OYUNCULARI İKNA ETTİM"

"Ben spor yöneticiliğini hiç bilmiyordum. Birinci senenin sonunda herkes överken 'Neyi biliyorum ki neyi doğru yapayım?' diyordum. Ben gayrimenkul projelerini takip edeceğimi düşünüyordum. Başkan, 'Futbol ile ilgilenir misin?' dedi. Ben Avrupa futbolunu izlerim, çok severim ama yapmak başka bir şey. 3-4 gün direndim ama sonra başkanın şeyiyle başlamış olduk. Yönetsel tecrübeyle kendimce bir şey yapmaya çalıştım. Scout ekibi çok başarılı, yıllardır Emre Utkucan var orada. Benim katma değerim ne olmuştur, hayali çoğaltmak diyebilirim."

"Bir de oyuncuları ikna etmek benim katma değerim olabilir. Samimiyet insanlara geçer. Ben öyle olduğunu düşünmüyordum açıkçası ama konfor alanımdan çıkmamışım, onu fark ettim Galatasaray'a gelince. Florya'da tüm zamanı geçirmek de benim görevlerimden biriydi, o samimiyet... İşte 'Florya'da müthiş bir ortam oluştu' deniyor. Vallahi billahi hiçbir şey yapmadım ben. İnsanlara normal şekilde hatır sormak bu, başka bir şey değil. Samimi bir şekilde insanlara 'Nasılsın?' diye soruyorsan kötü olduğunda da anlıyorsun. Futbolculardan daha az ilgi gören isimlerle daha çok sohbet ediyorsunuz, bu da normal ve insani bir davranış. Genelde bunun tersi oluyormuş, yıldızlarla ilgileniyorlarmış."

"Ndombele, Zaha, Tete transferleri ile Galatasaray'a zarar verdin mi?"

"Verdim. Zaha en çok istenen oyuncuydu. Bir oyuncu havuzundan karar veriliyor, ben oyuncu seçmem. Olabilecek oyuncular ile görüşürüm. Benim vazifem oyuncuyu minimum bedele ikna etmek. Zaha, Crystal Palace'tan 10.8 milyon euro maaş teklifi aldı bize gelmeden önce. Artık şampiyon olabileceği bir yere gelmek istiyordu. Paradan feragat etti bunun için. Menajerlik ücretini hariç tutun, 7-8 milyona geliyor imza parasıyla buradan aldığı."

"Ndombele'yi kimse seçmedi, ne scout ekibi ne de teknik ekip. Niye aldık, çünkü 8 numara almamız gerekiyordu. Ondan önce Galatasaray'ın sadece bedavaya transfer yapma hakkı vardı. Harcama limiti probleminde şu var; maaşı, imaj hakkına şey yapabiliyorsunuz ama bonserviste imaj hakkı diye bir şey yok. Ancak bunların hepsi bizim Sportif A.Ş. bilançosunun içinde. Bir kısım maaş bir kısım imaj hakkı diye yapabiliyorsunuz, bunu bütün dünyada yapıyorlar. Yeni bir şey değil, normal bir şey."

"SZYMANSKI VE FRED'İ ALAMADIK"

"Szymanski ve Fred'i alamadık çünkü bonservis bedeli ödemek için harcama limitimiz yoktu. Szymanski ile kiralık anlaşmaya çalışıyorduk. Bir sene önce Torreira'yı 6'ya alırken geçtiğimiz sezon 12'ye alabilirdik, piyasa çok arttı çünkü. Gerçi biz 6'ya alırken de 15'ten düşmüyorlardı. Lucas bizi çok istediği için gelebildi."

"ICARDI ALINMAYACAKTI"

"Zaha ve Ziyech kesinlikle satılabilir oyuncular. Ben niye sorumlusu oluyorum onu da anlamıyorum ancak kesinlikle satılabilir oyuncular bunlar. Türkiye'de kalma isteği başka bir şey. Bir noktadan sonra oyuncular burayı çok seviyorlar ve gitmiyorlar. Angelino mesela herkesin en çok istediği oyuncuydu. Bir tek Ayhan Hoca, 'Çok iyi oyuncu ama bizim sistemimize uygun' değil diyordu. Tutmadı, zarar görmeden verdik. Geçen sene Seferovic... Mauro alınmayacaktı bile Seferovic nasıl olsa iyi diye. Normalde başarılı olmayan bir forvet transferinden 20-25 milyon euro zarar edersiniz. Ondan da fazla zarar etmedik. Ndombele kiralık, maaşı kadar zarar ettik."

"AYRILMAMIN SEBEBİ BU"

"Kendimce vicdani olarak baktığımda artılara eksilere bakıyorum. Maalesef ki herkes eksilere bakıyor. Zaten Galatasaray'dan ayrılmamın sebebi bu. İnanılmaz bir strateji yürütülüyor, yapılanların halı altına süpürülüp hiç bahsedilmemesi... Hayatımda böyle bir tiyatro yaşamadım gerçekten. 40 milyonluk sponsorluk buldum tek başıma. PUMA anlaşması var çok önemli olan, tek başıma pazarlık sürecini yürüttüm. Yıllardır 'NIKE anlaşması harika daha iyisini bulamazsınız' dendi, NIKE da aynı şeyi söyledi bize. O kabullenişin dışına çıkmak bir şeydir. Bu sene 700-800 bin forma sattık. Çoğu hafta formamız yoktu, olsaydı çok rahat 1 milyon satardık. 5 yılda 250 milyon eder bu."

"Ben çalışırken hiçbir sorun yaşamadık. Garip bir şekilde... Niye olabilir ki yani? Ben de onu anlamadım. Bir şey yapıyoruz ve başarılı gidiyor. Ben üzerime vazife olmayan hiçbir şeye de karışmadım. İlk sene 70 milyon euro zarar ettik, sponsorluk bulmamız gerekmez mi? Birbirimize yardımcı olmak gayet basit bir görev. 'Erden futbolda görevli, futbolda başarılı olamazsak ilk gemiyi terk edecek arkadaş bu' diye konumlandırılmışız oraya. Yapılan şey değil, o kasıt ve onun sistematik bir şekilde yapılması. Benim pozisyonumda görev almış insanların en az ekrana çıkanının 9'da 1'i kadar ekrana çıkmışım, ona çok dikkat etmişim zaten ben. Benim vicdanen Galatasaray'a en büyük katkım şampiyonluk dışındaki konular. Bu hayale herkesi inandırmak, yapılabilir seviyeye getirmek... Rakamsal olarak belki 300-500 milyon katkıda bulunmuşuz, hesaplamadım. Bir sürü transferlerin hiçbirinde görünmek bile istemedim. Ben de marketing, PR bilen bir insanımdır. Birine telefonla görüntü çektirirsin, 'Ne kadar mütevazı bir Erden Timur' olur. Cuma günü akşam Mersin'de bir düğüne katıldım, Şırnak'ta aşiret düğünü dediler. Benim sosyal medyada bir gücüm olsa 'Hayır orada değil Mersin'de' dedirtirim. Niye bunu yapıyorlar bilmiyorum. Mersin olsa ne olur, Şırnak olsa ne olur?"

"FALCAO'YA SPONSOR OLDUM"

"Hiçbirinde gerçeklik payı yok. Zaten buralardan sonra kopuş başladı. Birine iyi diyorsam yüzde 95'i bana sonradan şey yapmış oluyor. Ben kendi yaptığım ticaret çevresindeki insanları getirdim Galatasaray'a sponsor yaptım. İnsanın kime nazı geçer? Bir oyuncuya sponsor olunacak, 'Buluyoruz' diyorlar ortada sponsor yok. Ben Galatasaray'a sponsorluk adı altında ne kadar şey yapmışım ve hiçbirini de geri almamışım. Sponsorluk olan kısmın neyi sponsorluk? 7 yıl, yani yönetici olana kadar takım uçağına binmedim. Sponsorluk hakkım var. Her uçuşta 3-5 kişi alabiliyorum yanıma istesem. Florya'ya gitmedim, bir kere Fatih Hoca kahvaltıya çağırdı sadece. O kadar koyu Galatasaraylıyım ki küçükken o antrenmanı izlemek için kapıda beklediğimi hatırlarım. Bunları da hiç kimseye anlatmadım. Daha ne istiyorsunuz arkadaş? O kadar sponsorluk yaptım sadece 2 kere basın toplantısına çıktım. Falcao'ya sponsor oldum, hayatımda Falcao'nun elini sıkmadım. FFP'de gelir yazılsın diye sponsor oluyoruz yoksa bunların yüzde 90'ı bağış. Neyi konuşuyoruz anlamıyorum."

"Futbolcularla yapılan sözleşmeler gereği verilen evler var, mutabakat yapamıyoruz. Galatasaray'dan bir para talebim olamaz, asla da olmaz."

"FLORYA'NIN GELİŞİYLE BORÇ KAPANMIYOR, 105 MİLYON LİRA ARTIYOR"

"Burak Başkan seçildiğinde bilançoyu inceledim. 'Florya'yı kat karşılığı hasılat paylaşımını Emlak Konut'a vereceğiz ve borcumuz kapanacak' zannediyorduk. Bilançoya bakınca öyle olmadığın gördüm. Varlık satmadan borcu kapatmadan mümkün değil. 'Borcu sıfırlayan başkan' olsanız ne olur ki? 20 yıl sonra unutulacak. Bir şey yapmış olmak için yapan insanlar... Evrensel doğruyu yapmaya çalışmak önemli. Baktık 'Florya'nın gelişiyle borç kapanıyor mu?' diye. Öyle olduğunda 105 milyon lira borç artıyor. Kemerburgaz'ı bitirmeniz lazım önce. Bir kere teknik imkansızlık, şu kadar paran olacak ki tesisi yapasın. Emlak Konut da diyor ki 'Tamamını bitir', onlar da haklı önceden ihaleye çıkmış sen boşaltamamışsın ve ihale iptal olmuş. En az 3 yıl gerekli..."