İstanbul cemiyetinin saygın ailelerinden Katiboğlu Ailesi, içinde bulundukları darboğaz yüzünden dillere destan yalılarını satmak zorunda kalmanın acısını yaşarken, yalıyı ailenin eski kahyasının satın alması Ata Katiboğlu için duygusal bir depremdir adeta. Ata'nın eşi Üftade'nin deyimiyle 'Sonunda Katiboğlu Ailesi için ayaklar baş olmuştur…'
Aile bu depremi atlatmaya çalışırken eski kahya Yaşar ve güzeller güzeli kızı Ayşen Kayseri'den, İstanbul'a, yalıdaki hayatlarına adım atarlar. Ata ve Yaşar arasındaki sırlarla dolu geçmişin sessiz hesaplaşması, güzelliğini yıllar önce ölen annesinden alan Ayşen'se İstanbulla imtihanı başlamıştır. Annesinin ölümünden sonra baba baskısıyla sindirilmiş, ağzı var dili yok, iyi niyetli, saf ve İstanbul'u o güne kadar yalnızca izlediği dizilerde gören Ayşen, her haliyle Boğaz'ın seçkin dünyasına yabancı olduğunu belli eder. Ayşen, kısa sürede başta Ata ve Üftade'nin kızı Feride olmak üzere, herkesin alay konusu haline gelirken tüm iyi niyeti ve sevgi açlığı ile etrafındaki düşmancıl alayların farkında bile değildir.