Hızır düşmanlarını pusuya çekmek için gittiği yerde bundan sonra çok zorlanacağı acı gerçeklerle karşılaşır. Görevinden uzaklaştırılan Davut'un yerine, Çakırbeylileri bitirmeyi amaçlayan Serkan getirilmiştir. Hızır, ticaretine taş koyma niyetinde olan Serkan'a teşkilatın içindeki kötü güçler ortaya çıkana kadar katlanmak zorundadır. Bu yeni gelişmeler karşısında tüm masa üyelerinin eli kolu bağlı kalır. Karşılarındaki güç başa çıkılamayacak büyüklükte olduğundan harekete geçemezler. Masanın bitirilmesi ile tehdit edilen Ünal da başlarına gelebilecek daha büyük felaketleri önlemek için CIA ile anlaşmak zorunda kalmıştır. Tüm bu yaşananlar Amerikalılara sıkılan kurşunun bedelidir ve herkes kapana kısılmış gibidir.
İlk amacı Ünal'ı korumak olan Suzi ülkesine dönme talimatı alır. Çakırbeylilerden taraf gibi görünmesi ve şirketin sırlarını açık etmesi gönderilmek istenmesinin bahanesidir; fakat Suzi'nin burada yapacakları henüz bitmemiştir. Dönmek istememesindeki nedenlerden biri de İlyas ile olan yakınlaşmasıdır.
Alp davranışlarını kontrol edemeyecek kadar dağılmıştır. Babasının ölümünün sorumlusu olan Avni ile ilgili Ceylan'dan yardım ister. Zor bir anında karşısına çıkacak olan Serkan ise ailesinden biri ile ilgili gerçeği kendisiyle paylaşacaktır.
Doktorlar durumu kötüleşen ve tekrardan solunum cihazına bağlanan Handan'dan neredeyse ümidi kesmişlerdir. Bilincinin açılıp açılmayacağı konusu bir muammadır. Yatağa bağlı bir ömür geçireceği gerçeğiyle yüzleşen Handan'ın son arzusunu yerine getirmek kolay bir iş değildir. Meryem ve Ceylan onlara yüklenen bu zor görevi yerine getirebilecekler midir?