Bir sevdiğinin daha ardında kalan Hızır, yas tuttuğu bir aylık dönemde hem ailesinden hem de işinden çok uzaklaşmıştır. Onu tekrar ayağa kaldıracak kişi ise yine Hayriye Ana olacaktır. Hızır'ın yokluğunda masanın ticaretini yürüten İlyas ve Alparslan çok büyük bir anlaşmanın eşiğine kadar gelir. İran derin devletinin yolunu açtığı, Amerika karşıtı bir ekibin, silah ve mühimmat ihtiyacını karşılamak için masaya sunduğu bu anlaşma teklifi, dengeleri değiştirebilecek güçtedir. 'Düşmanımın düşmanı dostumdur' mantığındaki masa üyelerinin sıcak baktığı teklif, karlı olduğu ölçüde riskli olduğundan Hızır'ın tekrar işlerin başına geçmesi gerekecektir. Altan ise gücünü kaybetmeye başladığını düşündüğü Hızır'a karşı elini güçlendirebilmek adına Tufan'ı "büyük patron" yapma çabalarına başlamıştır. Bu aşamada Çakırbeylilerin yapılan büyük teklife yanaşmaması en çok Tufan'ın işine yarayacaktır. Bunun farkında olan İlyas ve Boran, yeni ortaklarla vakit kaybetmeden el sıkışmak istediğinden attıkları aceleci adımlarla silahların patlamasına yol açarlar. Kopacak büyük fırtınayı sükunetle bekleyen Hızır'ın asıl planı ise Ceylan'ın gelişiyle ortaya çıkacaktır.