Beşiktaş'taki bir gece kulübünde tadilat sırasında çıkan ve 29 kişinin ölümüyle sonuçlanan yangına ilişkin gözaltına alınan işletme müdürü ve iş yerinin ortaklarının da aralarında bulunduğu 11 şüpheliden 9'u tutuklanması talebiyle hakimliğe sevk edildi.
2 şüpheli ise savcılık ifadelerinin ardından serbest bırakıldı.
GÖZALTINA ALINAN MOBİLYACI SERBEST BIRAKILMIŞTI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında, iş yerinin mesul müdürü İ.Ş. (65), iş yerinin ortakları M.M.C. (45), Ş.Ş. (50) ve F.D, muhasebeci S.A. (39), işletme müdürü A.A.P. (26), tadilatla ilgili metal işleri sorumlusu K.E. (47), metal işleri firma sahibi Ç.A. (43) ve mobilyacı E.E. (40) gözaltına alınmış, E.E. emniyetteki işlemlerinin ardından serbest bırakılmıştı.
Çalışmalar kapsamında iş yeri teknik servis sorumlusu İ.B, iş kazasından suç kaydı bulunan sahne yapımı firması sahibi D.Ç ve sahne yapımı teknik servis firması sahibi S.Ç. de gözaltına alınmıştı.
BİLİRKİŞİ RAPORU ORTAYA ÇIKTI
Yangının bilirkişi ön raporuna ulaşıldı. Raporda, yanıcı malzemelerin iş yerinde depo edildiği, açık kaynak yapıldığı ve kaynak çapaklarının etrafa sıçradığı tespiti yer aldı.
Yangın çıkış kapılarının kapalı olduğu vurgulanan raporda, yangın söndürme sisteminin çalışmadığı, ifadelerde de belirtildiği üzere yangın söndürme tüplerinin bir kısmının çalışmadığı bilgisine yer verildi.
BİNANIN MİMARI KONUŞTU
Söz konusu iş yerinin ruhsatlandırılması, çalışma izni ve esasları ile süreç içindeki denetimlerine dair tüm bilgi ve belgelerin toplanmaya devam edildiği, ilgili kamu görevlileri ve belediye görevlileri hakkında soruşturma işlemi yapılacağı öğrenilirken, binanın mimarı Zeki Öztekin'in yanında çalışan mimar Mehmet Enver Horozoğlu, projeyi kendisinin çizdiğini söyledi.
İstanbul Teknik Üniversitesi'nden 1971 yılında mezun olduktan sonra 1972'de binanın projesini çizdiğini ifade eden Horozoğlu, yangın sonrası binadaki son durumu görmeye geldi.
"ÇIKIŞI KAPATMIŞ OLABİLİRLER"
Horozoğlu, "Ben okulu 1971'de bitirdim. O esnada imzaları Zeki Öztekin atıyordu, ben onun yanında çalışıyordum. Biz burada bunun altını sinema olarak çizdik. 1972 yılında çizdiğimizi hatırlıyorum, eskiden bu inşaatlar iki senede ancak biterdi. Direkt sinema salonu olarak çizildi. Ben çizdim çünkü biliyorum.
Üstte balkon vardı, o balkondan sinema makine dairesi falan... Onları tamamen çizmiştim. Bundan sonra da Kasımpaşa'da bir sinema salonu çizdik. Sinema salonu olarak faaliyet gösterdi ama çok uzun sürmedi diye biliyorum. Yukarıda pasaj vardı, pasajdan iniş vardı ama bunun çıkışı vardı, tek giriş değildi. Çıkışı kapatmış olabilirler. Giriş çıkışı olmadan zaten belediyeden geçmezdi" dedi.
"KİRACIM HABER VERDİ"
Horozoğlu, "Emekliyim, yaşım 77, Zeki belki vefat etmiştir. Bakmak için geldim. Kiracım haber verdi, üzüldüm. Proje bende değil, bende olsaydı inceler bakardım. İmzayı Mimar Zeki Öztekin atıyordu, ben yanında çalışıyordum" dedi.
BEŞİKTAŞ BELEDİYESİ'NDE SKANDAL
Yangına ilişkin ihmaller zinciri tartışılmaya devam edilirken, Beşiktaş Belediyesi'nde de bir skandal patlak verdi.
17 BİN 228 İŞ YERİ RUHSATSIZ
Sayıştay 2022 raporunda ilçede aktif olan 20 bin 135 iş yerinden 17 bin 228 adedinin ruhsatsız olduğu ortaya çıktı.
1987 YILINDA ALINAN VE 2018'DE YENİLENEN RUHSAT VAR
Yangın sonrasında alanda inceleme yapan İstanbul Valisi Davut Gül de ünlü gece kulübünün sahip olduğu ruhsata atıfta bulunarak, "Gece kulübünün 1987 yılında aldığı bir ruhsat var. Bu ruhsat 2018 yılında yenilenmiş" ifadelerini kullandı. Sayıştay raporunun 14'üncü bulgu maddesinde bahsi geçen raporda da şu ifadelere yer verildi:
"Beşiktaş Vergi Dairesi kayıtlarına göre Belediye sınırları içerisindeki ruhsata tabi aktif iş yeri sayısının 20 bin 135 adet olduğu ve bu iş yerlerinin 17 bin 228 adedinin ise ruhsatsız şekilde faaliyetlerine devam ettiği tespit edilmiştir."
YÜZDE 85'İ DENETİM DIŞI
Yapılan tespitle Beşiktaş Belediyesi sorumluluk alanındaki işletmelerin yüzde 85'inin kaçak olduğu, bu işletmelerin apartman kat maliki izni, itfaiye raporu, baca kriterlerine uygunluğu, emniyet görüşü veya iskanı bulunmuyor.
Beşiktaş'taki işletmelerin yüzde 85'i bilgi ve denetim dışındayken çıkan yangına ilişkin ise "Böyle kontrolsüz ve denetimsiz bir ortamda her türden çok daha büyük felaketlerin yaşanması sadece an meselesidir" eleştirisi yapıldı.
29 kişinin hayatını kaybettiği yangının ilk anlarına dair yeni görüntüler de ortaya çıktı.
Türkiye Yangından Korunma ve Eğitim Vakfı (TÜYAK) Yönetim Kurulu Üyesi ve Yangın Güvenlik Uzmanı Levent Yasa o anları değerlendirdi, benzer olayların yaşanmaması konusunda uyarılarda bulundu.
"TAHMİNLERDE BULUNMUŞTUK, DOĞRU ÇIKTI"
Yangının çıktığı anın görüntülerini değerlendiren Yasa, "Bu görüntüler ortaya çıkmadan önce, biz tahminler bulunmuştuk. İçeride muhtemelen tadilat sırasında kullanılan yanıcı maddelerin ve kimyasalların tutuşması kaynaklı bir yangın olabileceği öngörüsünde bulunmuştuk. Bu doğru çıktı. İçeride bulunan kimyasal maddeler ve tadilat malzemeleri kaynak sırasında çıkan kıvılcımlardan tutuşuyor ve kaçış ve giriş yolu olarak kullanılan bölümü kapatarak insanların dışarı kaçmasını engelliyor." şeklinde konuştu.
"YAĞMURLAMA SİSTEMİ OLMASI GEREKİRDİ Kİ YANGINA TAM OLARAK MÜDAHALE EDİLEBİLSİN"
Yangın anını değerlendirerek, yangın anında yapılabilecekler hakkında bilgi veren Levent Yasa, "Özellikle bizim ilk müdahale aracı olarak kullanmakta olduğumuz kuru kimyevi tozlu tüpler var bu tüpler her türlü yangında ilk müdahale olarak kullanılabilir. Bu yangın özelinde konuşursak içeride bir kimyasal maddeden başlayan ve izolasyon, inşaat malzemesinden başlayan bir yangın söz konusu. İlk müdahale yapılsa dahi, söndürmekte tam başarı olamama ihtimali yüksek. Çünkü, içeride yüksek miktarda yanıcı madde var. Her tüpün bir söndürme kapasitesi var, kullanılan tüpler 6 kilogramlık olduğundan dolayı kapasiteleri çok geniş değil. Suyla müdahale edilebilir mi? Sıvı kimyasal yoksa ve katı maddeler yanıyorsa suyla müdahale doğrudur. Fakat, kovadan atılan suyun söndürme etkisi olmaz, daha yoğun ve fazla miktarda suyla müdahale edilmesi gerekiyordu. Bunun için de yönetmeliklere uygun şekilde dizayn edilmiş olan yangın dolabı ya da sabit söndürme sistemleri, yağmurlama sistemleri gibi sistemlerin olması gerekiyordu ki oradaki yangına tam olarak müdahale edilebilsin." dedi.
"250 METREKAREDE BİR TÜP SAYISI BELİRLENMESİ GEREKİYORDU"
Değerlendirmelerine devam eden Yasa, "Binaların yangından korunması hakkındaki yönetmelik bunu belirlemiş. Maksimum 250 metrekareye bir tüp olacak şekilde tüp sayısının belirlenmesi gerekiyordu. Alanın metrekaresi ve kaç katlı olduğu da önem taşıyor. Orada yeteri kadar tüp olsaydı ve bir de en önemli hususlardan biri personelin de bu tüpleri kullanmayı biliyor olması lazım. Tüpü kullanmayı bilmiyorsa, siz istediğiniz kadar koyun faydalı olmayacaktır. Koyulan tüpün de yanan malzemenin cinsine göre uygun olması gerekiyor." diye konuştu.
"TÜPLERİN AYLIK DENETLENMESİNİ İSTİYORUZ Kİ BU TÜR YANGIN OLAYINDA ÇALIŞMAMA DURUMU MEYDANA GELMESİN"
Yangından kurtulan bir işçinin ifadesinde kullandığı, "Yangın tüpünü ateşin üzerine sıkarak ateşi söndürdüm. Yangın tüpü bittikten sonra tanımadığım birisi bana başka bir yangın tüpü verdi. Fakat bu yangın tüpü mandalına basmama rağmen çalışmadı." sözlerini yorumlayan Yasa, "Yangın tüpleri yönetmeliklere göre 4 yılda bir değiştirilmek zorundadır. Endüstriyel tesis ve kamuya açık alanlarda yangın tüplerinin aylık kontrollerinin yapılmasını, her ay içerisindeki basıncın, kullanılıp kullanılmadığını gösteren mührün ve emniyet piminin sürekli sabit durumda bulundurulması, kullanıma hazır durumda olması ve personele de bu tüplerin nasıl kullanacağının eğitiminin verilmesini istiyoruz ki bu tür bir yangın olayında, tüpün çalışmaması veya kullanılamaması durumu meydana gelmesin. Oradaki bir işçinin beyanına göre tüpün bir tanesi çalışmış, bir tanesi çalışmamış. Tabi çalıştırıp, çalıştıramayacağını veya gerçekten kullanımının nasıl olduğunu tam bilemeyeceğimizden net yorum yapamayız fakat bir tüpün de kapasitesi bu büyüklükteki bir yangını söndürmeye yeterli gelmeyecekti." dedi.
"ÖZELLİKLE İŞ HANLARI VE BİNALARIN KOT ALTINDAKİ EĞLENCE YERLERİ DENETLENMELİ"
Yasa, "Özellikle konut binaları veya iş hanı gibi binaların alt bölümlerinde, eksi 1-2-3 kotlarında bulunan eğlence yeri ve işyerleri gibi alanlarda, yangın güvenlik önlemlerinin idare tarafından çok sıkı kontrol edilmesi, bina sahipleri tarafından da bunların denetlenmesi lazım." dedi.
"YANGIN ÇIKIŞ KAPILARININ YETERLİ GENİŞLİKTE OLMASI VE KİLİTLENMEMESİ GEREKİYOR"
Yasa, "İnsan yükünün ve kalabalığın olduğu alanlarda kaçış yollarının bulunması ve sürekli kullanılabilir halde olması bizim için vazgeçilmez önemde. Yangının söndürülebilmesi işi bir disiplin işidir. Multidisipliner bir konu. Yangın algılamayla başlıyor, bir detektör sistemiyle yangın algılanır, alarm verilir. Bunu duyan personel, orada kim görevliyse yangına ilk müdahaleyi gerçekleştirir. Söndürülemezse, binadan tahliye olunması gerekiyor, bu tahliyenin de mutlaka tahliye yollarıyla yapılması lazım. Yangın kapıları, yönlendirmeleri, yangın geçiş güzergahların sürekli açılabilir durumda, geçilebilir durumda olması lazım. Temiz alanlar olması lazım, bundan kastımız nedir; kaçışların geçişlerin önünde geçmeyi engelleyecek, masa, klima moturu, sandalye gibi malzemelerin bulunmaması lazım. Yangın çıkış kapılarının hiçbir zaman kilitlenmemesi ve sürekli kaçış yönüne doğru açılır durumda ve insanların çabuk tahliyesi gerçekleştirebilecek genişlikte olması gerekiyor." dedi.
"İHMALLER ZİNCİRİ SÖZ KONUSU"
Yasa, "Burada bir ihmaller zinciri söz konusu. Ruhsatlama aşamasından, yapılan tadilata izin alınmamasına kadar ardı ardına gelen bir ihmaller zinciri söz konusu. Bizim burada yangın çıkmaz, bize bir şey olmaz gibi bir mantık maalesef ülkemizde devam ediyor. Her yerde yangın çıkabilir, özellikle kamuya açık ve kot altı alanlarda çıktığında çok hızlı şekilde ölümcül hale gelebilir." diye konuştu.
"29 İNSAN CANINI KAYBETTİ BU KONUDA TÜRKİYE'DE BİR DENETİM FAALİYETİ BAŞLAYACAKTIR"
Yasa, "Bu çok büyük bir facia 29 insan canını kaybetti. Muhtemelen bütün Türkiye'de bu konuda bir denetim faaliyeti başlayacaktır diye düşünüyorum. Bunu da geç kalınmış bir faaliyet olarak değerlendiriyorum. Mutlaka tüm belediyeler eliyle kot altı olan, kamuya açık eğlence alanları olan tüm alanların sıkı bir şekilde denetlenip, yangın koruma ile başlayıp, algılamadan, korunum, müdahale ve tahliye sistemlerinin de kontrol eden bir denetim faaliyeti başlatılmalı." dedi.
BABANIN FERYADI: İHMALİ OLAN EN AĞIR CEZAYI ALSIN
Öte yandan gece kulübünde Efe Demir'in (17) yangın tüpüyle alevlere müdahale ederken yaşamını yitirdiği bilinmekteydi. 5 ay önce bir marangozun yanında çırak olarak işe başlayan Efe'nin 3-4 gündür ustasıyla birlikte kulübe gidip geldiği öğrenildi.
Efe'nin İstanbul Sarıyer'deki cenazesinde gözyaşı döken güvenlik görevlisi baba Adem Demir, "Olayda ihmal var. Başka acil çıkış kapısı olmalıydı. Sorumlulular en ağır cezayı alsın" dedi.
'3 GÜN DAHA ÇALIŞAYIM DÖNERİM' DEDİĞİ BATMAN'A CENAZESİ GİTTİ
Gece kulübündeki yangında hayatını kaybedenlerden 21 yaşındaki Barış Güngör, memleketi Batman'da asri mezarlıkta toprağa verildi. Güngör'ün kuzeni Adil Güngör, "Barış 3- 4 ay önce askerden geldi. Askerden sonra yanımıza İstanbul'a geldi. Bizde kalıyordu ve 3-4 ay orada çalıştı. Çalıştıktan sonra bir daha Batman'a döndü. Batman'dan tekrar İstanbul'a gelip bir daha dönmemek üzere İstanbul'a eşyalarını almaya geldi. Barış bana 'Ben artık burada ailemden daha fazla ayrı durmak istemiyorum, ailemi çok özlüyorum. 3 gün içerisinde geri döneceğim' dedi. Arkadaşları 'Birkaç gün çalış öyle dön' deyince 'Tamam' demiş. Cenazesi bize geldi" dedi.
YANGINDA EŞİNİ KAYBEDEN FATMA YILMAZ: BİZE HEP 'BEN ÖLÜRSEM NE YAPACAKSINIZ?' DERDİ
Gece kulübü yangınında hayatını kaybeden ve işçilerin şefi olduğu öğrenilen Sinan Yılmaz son yolculuğuna İstanbul Küçükçekmece'deki Fatih Camii'nden uğurlandı. Yılmaz cenazesi namazının ardından Küçükçekmece Kanarya Mezarlığı'na defnedildi.
Cenaze töreninde konuşan ağabey Kenan Yılmaz "Memleketteydim. Haberi alır almaz İstanbul'a gittim. İhmal iddiaları konuşuluyor. Devletimiz gereğini yapacaktır. Sonuna kadar güveniyorum" dedi.
'TV'DE İZLERDİM'
Eşini kaybetmenin acısı ile yıkılan Fatma Yılmaz'ın ise ayakta durmakta güçlük çektiği görüldü. Acılı eşin gözyaşları eşliğinde kurduğu şu cümleler yürekleri dağladı:
"Televizyonlarda izliyordum. 'Patlama oldu, yangın oldu. Ocaklara ateş düştü' diye. Şimdi bizim ocağımız söndü. 'Ben ölünce siz yapacaksınız?' derdi bize. Şimdi ne yapacağız?"
BABA-OĞULA BİRLİKTE VEDA
İstanbul'daki gece kulübü yangınında hayatını kaybeden demirci işçilerden baba Yılmaz Kıhrı (60) ve oğlu Akın Kıhrı'nın cenazeleri dün Giresun Tirebolu'da toprağa verildi.
Tek çocuk olan Akın Kıhrı'nın gece kulübünde çalışırken işler yetişmeyince eski bir usta olan babasını da memleketten yanına çağırdığı ortaya çıktı. 1 haftalığına oğluna yardıma giden baba ve oğlu yangında can verdi. Yılmaz Kıhrı'nın cenazede SABAH'a konuşan bir arkadaşı, "Melek gibi bir insandı, yetim büyüdü. Oy kullanmaya gelmişti görüştük. Cumhurbaşkanımızı çok severdi, geldi oyunu kullandı tekrar oğluna yardıma gitti" dedi. Yılmaz Kıhrı'nın yeğeni Salim Kıhrı ise "Normalde 3 kapısı var, 2'sini kapatmışlar. Kalan bir kapıya ulaşabilmek için de en az 5-6 dakika yürümek gerekiyormuş" dedi.
2 KÖYDE İKİ ACI
Yangında hayatını kaybeden Ramazan Alpan'ın cenazesi Kastamonu'nun Sefer Köyü mezarlığında, Muhammet Ali Yıldırım'ın cenazesi ise Günebakan Köyü'nde kılınan cenaze namazının ardından toprağa verildi.
20 GÜN ÖNCE BABA OLMUŞTU
Yangında ölen 21 yaşındaki Hüseyin Ak'ın cenazesi dün Diyarbakır'ın Ergani ilçesine bağlı Kemertaş Köyü'nde defnedildi. Ak'ın annesi Hava Ak 'Bebeğin daha 20 günlüktü, beşikte bırakıp gittin" diyerek ağıt yaktı.
'MEVCUT BELEDİYE YÖNETİMİNİN BEŞİKTAŞ'I KADERİNE TERK ETTİĞİ GERÇEĞİNİ GÖZLER ÖNÜNE SERMEKTEDİR'
Cumhur İttifakı Beşiktaş Belediye Başkan Adayı Avukat Serkan Toper de Sayıştay tespitine ve çıkan yangında İBB'nin ve Beşiktaş Belediyesi yönetiminin hayati öneme sahip kusurlarına atıf yaparak şu eleştiride bulundu:
Gayrettepe'de meydana gelen ve 29 masum insanımızın hayatını kaybettiği yangın faciası Beşiktaş'ta bir yönetim anlayışının olmadığını, belediyenin Beşiktaş'ı ve Beşiktaşlı'yı kaderine terk ettiği gerçeğini gözler önüne sermiştir.
Tek dertleri kentin kaynaklarını sömürmek olan mevcut yönetimin benzeri birçok ihmal ve kusuru ile başka can kayıplarının olmaması adına yargının etkin bir soruşturma süreci başlatması gerekmektedir.
Gerek bu facia gerek ise Beşiktaş'ta mevcut tüm usulsüzlük ve yolsuzlukların sorumlularının gerekli cezaları alması adına hukuki sürecin takipçisi olacağız.
CHP Genel Merkezinin Beşiktaş'a musallat ettiği bu şahısların semte verdikleri zararların artık can kayıplarına yol açmaya başlaması karşısında sessizliği de manidar ve düşündürücüdür.
CHP tüm Türkiye'de oylarını artırırken en büyük kalesinde 10 puanlık oy kaybının yeterli mesajı vermediği de açıktır. Beşiktaş bizim semtimiz ve semt asla sahipsiz değildir. Semte vefası olan insanlarla birlikte semte sahip çıkmaya devam edeceğiz.
'İBB BAŞKANI OLARAK SORUMLULUĞU ÜSTLENECEK MİSİNİZ?'
Sabah'ta yer alan habere göre; Gazeteci Gaffar Yakınca, konuya ilişkin İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na şu ifadeleri kullanarak sorularını yöneltti: "Ekrem Bey, dün Beşiktaş'taki yangında 29 emekçi feci şekilde yanarak yaşamını yitirdi.
İstanbul'u 5 yıldır siz, Beşiktaş'ı ise 30 yıldır partiniz CHP yönetiyor. 2022 Sayıştay raporuna göre Beşiktaş ilçesinde bu şekilde çalışan 17 bin 228 ruhsatsız işletme var.
Vatandaşlar, evlerinin altındaki gece kulübünü belediyeye sayısız kez şikayet ettiklerini ama hiçbir sonuç alamadıklarını söylüyor.
İBB Başkanı olarak sorumluluğu üstlenecek misiniz? İş cinayetinde öldürülen 29 emekçi için seçim kutlamalarınızı ertelemeyi düşünüyor musunuz?"