Ülkemizde özellikle son zamanlarda çeşitli kurum ve yayınlarla yayılmak istenen LGBT sapkınlığını, AK Parti İstanbul Milletvekili İffet Polat ve İbn Haldun Üniversitesi Öğretim Üyesi Hakkı Öcal A Haber canlı yayınında ele aldı.
AK Parti İstanbul Milletvekili İffet Polat'ın değerlendirmeleri şöyle:
GLOBAL ÇETE HALİNE GELDİLER
LGBT -hatta pedofiliyi de eklemek istiyorlar- bu dünyada çok ciddi bir güç haline geldi. Bunları ben bir global çete olarak görüyorum. Kendilerinin de aslında bir ideoloji de oluşturduğunu, bu noktada devletlere ve kurumlara çok ciddi baskılar oluşturup kendilerinin norm haline gelmesi noktasında ciddi bir savaş halindeler toplumun diğer kesimleriyle.
DİYANET İŞLERİ BAŞKANI İSLAM'IN GEREĞİNİ SÖYLER!
Diyanet İşleri Başkanımızın yaptığı açıklama ile ilgili de bir şey söylemek istiyorum. Sayın Diyanet İşleri Başkanımız bir din alimi, bir İslam alimi. Kendisinden bir Elton John açıklaması beklemek hata olur. Çünkü o İslam'ın ve Kur'an'ın doğrularına göre hakikatleri söylemesi gerekir. Halbuki LGBT o kadar büyük bir çete ki hukukçuları da arkasına alarak, onları da baskılayarak da sanki Diyanet İşleri Başkanı insan haklarına aykırı bir suç işlemiş psikolojisi yaratmaya çalıştılar. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Bu global LGBT çetesi devleti bile teslim almış durumda.
EĞLENCE-MÜZİK-SİNEMA SEKTÖRÜNDELER
Eğlence, müzik, sinema gibi bir çok alanda hakimiyet kurmuş çetenin çok ciddi bir parasal gücü de var. Bu şekilde toplumun birçok kesimini kullanabiliyorlar. BU noktada ben Diyanet İşleri Başkanı'nın toplumu aydınlatma konusunda vazifesini yaptığını, bunu sık sık yapması gerektiğini ve kurumların bunu desteklemesi gerektiğini düşünüyorum.
İbn Haldun Üniversitesi Öğretim Üyesi Hakkı Öcal'ın konuya ilişkin yorumları şöyle:
EŞCİNSEL HAREKETİ AKADEMİK KILIFA BÜRÜMEYE ÇALIŞIYORLAR
Bu sadece küresel bir siyasal hareket, sosyal hareket değil, akademiye de yansıyan bir çete. Yani bugün nasıl herhangi bir Amerikan üniversitesinde Darwin'in teorileri aleyhine bir şey yazmak, makale yayınlamak mümkün değil değilse, gidere uluslararası platformda eşcinsel hareketi böyle bir akademik kılıfa bürünmeye çalışıyor. Bu kılıfın dışında gay-lezbiyen ifadesinden önce insan hakları kavramı var. Onun biraz ötesinde baktığınız zaman nefret söylemi diye bir kavram ortaya atılıyor. Ve siz diyelim ki bunu böyle toplumda geniş kabul görmesi sanki meşru bir hareketmiş gibi, sanki doğru bir hareketmiş gibi yaygın bir şekil almasına karşı bir şey söylediğiniz zaman 'sen nefret söylemi kullanıyorsun' diyorlar.
ALMAN RADYOSUNDA SKANDAL
Bugün Almanya'nın Sesi radyosunun bir yayınında açık ve seçik Diyanet İşleri Başkanı'nın kendi inancını yansıtan, sadece kendi inancını değil, temsil ettiği dinin inancını yansıtan sözlerine 'homofobik ifadeler' lafı kullanıldı. Katolik dünyasının reisi olarak Papa'nın böyle bir ifadesini alıp ya da aynı şey İsrail'de büyük Haham otoritesinin tepesindeki zatın ifadelerini alıp da buna 'homofobik konuşuyorsun' denebilir mi? Adam kendi inancını söylüyor. Hangi din olursa olsun, bir din işinin başındaki kişiye dönüp de 'homofobik' diyemezsiniz.
ABD'DEKİ OYUN ŞİMDİ DE TÜRKİYE'DE
Bir meşruiyet elde edilmek isteniyor fakat bu çatışmaya yönelik bir meşruiyet. ABD'de bunu gördük. İnsanlar ciddi şekilde toplumun içine nifak tohumları saçmış oldular. Bu şimdi burada denenmek isteniyor.
BİREYLER BASKI ALTINA ALINIYOR
Sabah Gazetesi yazarlarından Hilal Kaplan, bugün köşesinde toplumun bütün kutsal değerlerine saldıran siyasi bir kimliğe bürünen eşcinsel hareketi yazdı. Eşcinsel hareketin özellikle gençler ve aile için büyük tehdit haline gelmesini değerlendiren Kaplan, "Bireyler ve kurumlar baskı altına alınıyor" dedi.
HİLAL KAPLAN'IN YAZISI İÇİN TIKLAYIN