Türk lirasının değer kaybetmesine oynayan Londra merkezli bazı finansal kuruluşlar, ellerinde olmayan TL ile hızlı bir şekilde ve yüksek miktarda döviz almaya kalktılar.
Ancak satın aldıkları döviz için Türk bankalarına olan TL yükümlülüklerini yerine getiremeyen bu finansal kuruluşlar, Merkez Bankasının EFT sisteminin kapanış saatini uzatmasına rağmen temerrüde düştüler.
DÜZENLEYİCİ KURUMLAR HAREKETE GEÇTİ
Serbest piyasanın kurallarını hiçe sayan bankaların Türk piyasasına yönelik manipülatif ataklarını Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın yatırımcı toplantısına denk getirmesi ise dikkati çekti.
Söz konusu işlemleri tespit eden düzenleyici kurumların hukuki süreç başlattığı ve işlemleri yapan yurt dışındaki bankaların ağır cezalar ve işlem yasakları ile karşılaşabileceği öğrenildi.
AYNI SALDIRIYI YİNE DENEDİLER
Londra merkezli yatırım bankaları 2019 yılının mart ayında da dolar işlemlerinde temerrüde düşmüştü.
Yerel seçimlerin hemen öncesinde ellerinde TL olmadan yüklü miktarda dolar alan bankalar Türk lirası bulamadıkları için Türk bankalarına ödeme yapamamıştı.
Temerrüde düşen bankalar Londra piyasasında yüzde 1000'i aşan faizlerle Türk lirası bulmaya çalışmışlardı.
SALDIRILARIN ARKA PLANI
Takvim Gazetesi Ekonomi Müdürü Faruk Erdem, saldırıların tesadüf olmadığını ve Türkiye'nin son zamanlarında ekonomi alanındaki dik duruşunun Türkiye düşmanlarını rahatsız etttiğine dikkat çekti. Peki saldırıların perde arkasında hangi nedenler yatıyor?
A Haber canlı yayınında katılan Faruk Erdem'in açıklamaları şöyle:
"Biraz içeriye bakmak lazım. Birkaç haftadır içeride aslında bu oyun devam ediyor. Londra bunun bir ayağını oluşturdu. İçeriye baktığımız zaman 'dövizimiz yetmeyecek, dolar uçacak' algısı oluşturulmaya çalışıldı. Buna bir final yapmak gerekiyordu. Onu da Londra'dan yaptılar.
Biz Londra'daki swap piyasasını kuruttuk adeta. Yurt dışına para kaçırmalarını engellememiz onları çok rahatsız etti. İkinci neden Merkez Bankası'nın faizleri indirmeye devam etmesi. Üçüncü neden, Türkiye'nin IMF'den para istememesi. Dördüncüsü Türkiye'deki bankaların bankacılık yapmaya başlaması. Beşincisi ise Türkiye'nin hem sağlık alanında hem altyapı alanında hem de ekonomi alanında pandemiden zarar görmemesi.
Bu beş madde onları çok rahatsız etti. Altıncı madde de Hazine ve Maliye Bakanı'nın yabancı yatırımcılarla buluşması. Bu da rahatsızlık verdi."