Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın: Öncelikle ortada bir gerçek var. O gerçek de şu; Irak ve Suriye sınırında PKK'nın yapılanması ve buradan yaptıkları saldırılarla malumunuz sivil vatandaşlarımıza zarar vermeleri ve zaman zaman da sınırda bulunan askerlerimizi şehit etmeleri. Bu kabul edilebilecek bir durum değil. Meseleye devletler hukuku açısından bakıldığında devletlerin sınırları iki taraftan korunması gerekiyor. Yani hem Irak ordusunun hem de Suriye ordusunun. Ortada Suriye ordusu yok. Peki Irak'taki genel duruma bakıldığında Türk ordusu gerekeni yapıyor ve oradaki karakollarla bir şekilde PKK'nın lojistik merkezleri imha ediliyor. Türkiye'ye karşı sızma, sabotaj eylemleri bir şekilde etkisiz hale getiriliyor. Ama Suriye'de durum farklı.
KARŞIMIZDA ULUSLARARASI TOPLUM VAR
Suriye'de karşımızda uluslararası toplumlar var. Birincisi müttefikimiz ABD, PKK/YPG'ye bir şekilde silah vermesi ve uluslararası topluma Suriye Demokratik Toplumu diye lanse etmesi... Türkiye burada bir PKK, terör kantonu kurulmayacağına 3 büyük harekatla cevap verdi. Ancak Rusya ile yapılan mutabakata göre bunun içerisinde İran da var. Türkiye bir sınırlı bölge anlaşması ilan etti. Bu bölgenin 30 kilometre olmasında mutabık kalındı. Müttefikimiz ABD de askerlerini çekeceğini söylemesine rağmen Münbiç başta olmak üzere özellikle Fırat'ın doğusunda konuşlanmaya devam ediyor. Ve burada sınırda geçtiğimiz günlerde askerlerimiz şehit edildi. Sayın Cumhurbaşkanı bunun böyle devam etmeyeceğini ifade ettikten sonra Türkiye'nin meşhur bir formülü var, "Bir gece ansızın gelebilirim". Şimdi bu gece Cuma namazından mı olur yoksa biraz sonra Aslan Mehmetçikler bu gece yarısı kartallar gibi çökerler mi terör örgütünün bilemiyoruz.
MEŞRU MÜDAFAA HAKKI
Ancak burada birinci mesele şu, bu harekat Birleşmiş Milletlerin meşru müdafaa hakkıdır. Neden? Devletin kendi topraklarını ve halkını teröre karşı koruma eylemidir. İkinci husus bir işgal eylemi değildir. Şam yönetimi bunu iddia ediyor. Son günlerde yaptıkları basın açıklamalarında. Üçüncüsü müttefikimiz ABD ve Rusya'nın bu şekilde geri çekilmesinde PKK ile İran'a bağlı Haşdi Şabi milis kuvvetlerinin buraya yerleştiklerini görüyoruz. O halde Türkiye, sınırlarını terör örgütlerine bırakamayacak kadar önemli bir devlettir. Siyasi ve askeri kararlılığı vardır ve Anayasa'ya göre de bugün MGK'dan çıkacak kararla Tel Rıfat bölgesi buradan geçiş sağladığı için ilk harekat bölgesi, Münbiç ve Tel Abyad bölgesinin Cerablus'la beraber bir şekilde temizleneceğini düşünüyorum. Zorlu bir harekat olabilir. Buradan harp planlarını konuşmak henüz erken.
BİZİM İÇİN VAROLUŞSAL TEHDİT
Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Abdullah Ağar: Bizim yapacağımız harekata gerek Rusya gerek ABD ekseninde istediğimiz tepkileri vermeyeceklerdir. Ama bir temel gerçeklik var Suriye'deki ortaya koymuş oldukları dizayn ve çaresizlik çözümsüzlük onlar için bir proje. Dizayn safhası ama bizim için varoluşsal bir tehdit. Bir tek terörist kalmayıncaya kadar biz terörle mücadelemize devam edeceğiz.
Temas noktaları mavi noktalar. Bütün bu temas noktalarında YPG/PKK terör örgütü sürekli Türkiye'yi ağır silahlarla beraber Türk askerlerini ÖSO'yu ve buraya yerleşmiş sivil halkı çeşitli şekillerde can alıcı eylemlerin altına imza attı.
Terörle mücadelemiz sadece bu hat değil 30 km'lik derinlik. Sınır kapısına kadar buradaki bütün PKK varlığını biz tamamıyla ortadan kaldıracağız.
Fırat havzası, Rakka, Tabka, Deyrizor, bölgesi son derece önem taşıyor. Buralardaki YPG/PKK varlığını ortadan kaldırdığınız an Suriye'deki çözümü büyük oranda üretmiş oluyorsunuz.